Son Soluğa Kadar Gazeteci

Cumhuriyet, 22 Mayıs 1997

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 70 yaşında yaşama gözlerini kapayan yazarımız Mustafa Ekmekçi,  1927 yılında Konya'nın Hadim ilçesi Hocalar köyünde doğdu. "Frenk Mustaa Bey" in torunu, çok sevdiği anası Fatma Hanım ile Hocalardan Katipoğlu Mehmet Ekmekçi'nin çocuğu.

İlkokulu Hadim'de tamamladı. 1948-49 eğitim yılında Konya Lisesi'nden mezun oldu. Öğrencilik yıllarında babasının Hadim'deki fırın ve lokantasında çalıştı. Bu sırada çok güzel yemek yapmayı öğrendi. İstanbul ve Ankara hukuk fakültelerinde bir süre öğrenim gördü. Konya'da öğretmenlik yaptı. Gazeteciliğe çok küçük bir taşra gazetesinde, Ilgın' da başladı. Köşe yazarlığına ise 1951'de Konya'da yayımlanan Öğüt  gazetesinde "Hasırşapkalı" takma adıyla küçük fıkralar yazarak adım attı.

1957'de Ankara'ya yerleşti. Bir ara hava meydanında trafik kontrolörü olarak çalıştı. 1959'da Ulus gazetesinde yazılar yazarken Mehmed Kemal kendisini Yeni İstanbul' a çağırdı. Yeni İstanbul' un Ankara bürosunda muhabirliğe başladıktan yaklaşık 15 gün sonra gazete yönetimince işine son verildi. Gerekçe, yazar Mahmut Makal'ı büroda konuk etmesiydi. 1 Ekim 1959'da Vatan  gazetesine geçti. 1960 ihtilali öncesi ilk haberi burada patlattı: "Kara Kuvvetleri Komutanı izin aldı, İzmir'e çekildi."

İstanbul Yazıişlerinden Ankara bürosu uyarıldı: "Dikkat edin, tehlikeli haberler yazıyor!"

27 Mayıs'a az kala gerçekleşen eylemleri izlemesi, hatta kalabalık içinde görülmesi yasaklandı. 15 Ağustos 1960'ta Öncü gazetesine başladı. Gazetecilikte parlayınca, 1 Nisan 1961'de Milliyet' e "100 lira farkla" transfer oldu. Milliyet' te çalıştığı sırada Almanya'da yaptığı "Çarıklılar" adlı dizisi ile Ankara Gazeteciler Cemiyeti ve Türk Dil Kurumu ödüllerini aldı.

 

"FIRTINA GİBİ GAZETECİ"

Milliyet' ten ayrıldıktan sonra 1968'de arkadaşı Sait Başaran ile "Tüm" adıyla haftalık sosyalist düşünce dergisini çıkardı. Dergi, ekonomik zorluklar nedeniyle bir ay sonra kapandı. Milliyet gazetesinin o dönemdeki Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi'nin yardımıyla 20 Ocak 1969'da Türk Haberler Ajansı'na geçti. Orada çalışırken 12 Mart muhtırası patlak verdi. Nihat Erim hükümetinde yer alan, "11" ler diye bilinen ve daha sonra hükümetten ayrılacak olan bakanlarla iyi ilişkiler içindeydi. Kendi deyimiyle THA'da "fırtına" gibi gazetecilik yapıyorlar, basına kök söktürüyorlar, ama hükümeti de rahatsız ediyorlardı. Dönemin bakanlarından Ali İhsan Göğüş, THA yönetimini uyardı. Mustafa Ekmekçi'nin anılarına göre Göğüş, THA yönetimine "Ekmekçi'nin aldığı bin lira maaş yerine ajansa 3 bin lira" önerdi. "Yeter ki çalıştırılmasın" diye. Bir süre iş yaptırılmadan maaş verildi kendisine. İşine son verilmesini istedi, birikmiş tazminatı ile THA'dan çıkarıldı.

 

İŞSİZLİK VE ANKARA NOTLARI

Eşi Aldoğan Ekmekçi'nin ilk kızları Eylem'e hamile olduğu dönemde işsiz kaldı. Bir süre sonra Yankı dergisinde haber yönetmenliği yaptı. Ardından 12 Mart'ın en karanlık dönemlerinde 11 Kasım 1972'de Yeni Ortam Ankara Temsilciliği'ne başladı. "Ankara Notları" ve ikinci kızı Özlem Yeni Ortam' da çalışırken doğdu. Ekmekçi, o günleri şöyle anlatır: "Yeni Ortam'da iyi gazetecilik, yazarlık yaptım; yazarların hemen tümü içeride, tutuklu ya da gözaltında. Bir ben miyim dışarda? 'Çaba, gayret dayıya düştü' dedim; çalakalem giriştim. Yazılarla, 12 Mart sallanıyordu gibi! Baş düşmanım işkence(ci)lerdi; işkence görenlerin güven kapısıydı köşe. Gazetenin sahibi Kemal Bisalman 'Ne kadar sevmediğim varsa, sen onlardan sözediyorsun!' dedi."

 

CUMHURİYET'TE GÖZÜNÜ KIRPMADAN YAZMAK

1974 yılında Türk Dil Kurumu ödülünü kazanan Ankara Notları ile birlikte 1 Mayıs 1975'te Cumhuriyet' e geçti. Cumhuriyet' teki çalışmasına ilişkin görüşünü, bir yazısında şöyle özetledi:

"Cumhuriyet'i, gözünü kırpmadan yazarak yaşatmak, bir boyun borcu değil midir?"

6 Kasım 1991 tarihinde Cumhuriyet  içinde yaşanan tartışmalar nedeniyle İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, bir grup yazar ve çalışan ile birlikte gazeteden ayrıldı. Nisan 1992'de geri döndü ve yazılarına yeniden başladı. 1990 yılında Çağdaş Gazeteciler Derneği genel başkanlığına seçildi. Bu görevi, 1996 yılında yapılan genel kurulda genç meslektaşlarına bıraktı.

Gün Ola Harman Ola (2 cilt), Kılçıklı Balıklar, Uyanın Heeey, Tilkiyle Kuyruğu, Çarıklılar, Domuzuna Yazılar, Eylül Yazıları, Öksüz Yamalığı yayımlanmış kitapları oldu.

 

SON SÖZLERİ : BUGÜN ÖNEMLİ BİR ŞEY VAR MI?

Mustafa Ekmekçi, hastaneye kaldırıldığı 30 Nisan Çarşamba günü İzmir'e gitmeyi ve burada düzenlenen üç etkinliğe katılmayı planlıyordu. İzmir uçağına yetişmek için bir gün önce gazeteyle konuşmuş, saat 06.00'da yola çıkması gerektiğini söylemişti. Ancak aynı gece fenalaşan Ekmekçi, o yolculuğa çıkamadı.

Tedavi sırasında kendisini ziyaret eden Cumhuriyet çalışanlarının uzun süre yanında kalmalarını istemedi. Hastanede bekleyen meslektaşlarına "Bugün önemli bir şey var mı" diye soruyor ve birkaç dakikadan sonra çıkışıyordu:

"Haydi gidin, sizin daha yazı yazmanız gerekiyor."

"Tamam işte; burada daha fazla oyalanmayın. Gazeteye gidin."

Hastaneye kaldırılmadan bir gün önce kaleme aldığı son yazısının da gazeteye girmesini istemedi. Üç bölüm olarak planladığı yazının henüz birincisini yazmıştı ve "Şimdi araya uzun zaman girerse hoş olmaz. Okurlara ayıp olur. Rahatsız olduğumu da duyurmayın. İzinde falan dersiniz."  uyarısında bulundu.

Tedavi süresince solunum cihazına bağlanmaya hep soğuk baktı. Solunum cihazının kablolarını vücuduna zoraki bağlayan sağlık görevlilerine sık sık "Ama bu yaptığınız insan haklarına aykırı" diye tepki gösteriyordu.

Ekmekçi, yakın zamanda son yolculuğuna uğurladığı ablası Meryem Gelmez'in ölümünden 42 gün sonra yaşamını yitirdi. Mustafa Ekmekçi'nin, ablasının ardından kaleme aldığı "Güç Bir Yazı Denemesi!"  başlıklı yazısından bazı bölümler şöyle:

"Çok mu yaramazdım, çok dayak yerdim babamdan. Kızlar, dayak yemezlerdi. Meryem de Nazmiye de. Babamın tek üzüntüsü kızları okutamamak olmuştu. Çevrenin baskısı ağır basmış, kızlar ilkokuldan sonra evde koca bekler durumda kalmışlardı.

... Babam, 1950'de, anam 1953'te öldüler. Baba ocağından, anamın kirmanı ile babamın gece fenerini anı olarak aldım. Hadim'de evlenip kalan Meryem ablama bırakmıştık her şeyi. Ev, bahçe ne varsa...

Hadim ilçesi yoksunluk (mahrumiyet) bölgesiydi. Doğu Anadolu'nun bir ilçesinden ayrımı yoktur. Kardeşim, ikizim, ablam Meryem orada sayrılanmış. Ciğerleri bitmiş. Antalya'ya kardeşlerinin, kızlarının yanın getirildiği zaman, iş işten geçmiş. Uçakla Ankara'ya getirdik..."

 

DOSTLARINDAN MUSTAFA EKMEKÇİ'YE : 'EMEKÇİLERİN KALBİNDE YAŞAYACAK

Gazetemiz yazarı Mustafa Ekmekçi'nin ölümü, basın çalışanları, siyasi çevreler, demokratik kitle örgütleri ve okurları arasında derin üzüntü yarattı.

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Ekmekçi'nin ailesi ve gazetemize gönderdiği mesajda, başsağlığı dileğinde bulundu. Demirel mesajında şunları söyledi:

"Gazeteniz değerli yazarlarından Sayın Mustafa Ekmekçi'nin vefatını büyük bir üzüntüyle öğrendim. Merhuma Allah'tan rahmet diler, şahsınızda Cumhuriyet gazetesi çalışanlarına ve basın camiasına başsağlığı dileklerimi iletirim."

TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, Ekmekçi'nin ölümünden büyük üzüntü duyduğunu belirterek, "Uzun yıllar sürdürdüğü meslek yaşamında yazı ve kitaplarıyla özgürlükçü demokrasinin yerleşip gelişmesine değerli hizmetlerde bulunan, dürüst ve sevecen kişiliği ile herkesin sevgi ve saygısını kazanan usta yazar Ekmekçi, her zaman takdirle anılacaktır" dedi. Başbakan Necmettin Erbakan, Ekmekçi'nin ailesi ve gazetemize başsağlığı mesajı göndererek, üzüntülerini bildirdi. Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, Ekmekçi'nin ailesine, Cumhuriyet  gazetesine ve Çağdaş Gazeteciler Derneği'ne gönderdiği başsağlığı mesajında şöyle dedi: "Sevgi dolu yüreği, engin hoşgörüsü, kalender portresiyle okuruyla bütünleşen, ülkesinin daha iyiye, daha güzele ulaşması için yaşamının son dakikasına kadar bitmez tükenmez enerjisiyle uğraş veren değerli mensubunuzun kaybından büyük üzüntü duyuyorum. O sadece basın camiası için değil, Türk milleti için de büyük bir kayıptır."

ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Ekmekçi'nin eşi Aldoğan Ekmekçi, gazetemiz ve Çağdaş Gazeteciler Derneği'ne gönderdiği mesajda, üzüntülerini dile getirdi. Yılmaz, Aldoğan Ekmekçi'ye gönderdiği mesajda, "Türk basınının önemli isimlerinden biri olan muhterem eşinizin vefatını üzüntüyle haber aldım. Eşim ve ben, değerli bir yazar olarak daima hatırlanacak Sayın Mustafa Ekmekçi'nin kaybı dolayısıyla büyük acınızı yürekten paylaşır; merhuma Allah'tan rahmet, size ve tüm sevenlerine sabır ve başsağlığı dileriz"  dedi.

DSP lideri Bülent Ecevit, grup toplantısının başında, milletvekillerine "Değerli ve emektar gazeteci Ekmekçi'yi kaybettik"  haberini verdi. Ecevit, "Çok değerli bir gazeteci ve yazardı. Derin üzüntü duydum. Cumhuriyet çalışanlarına ve meslektaşlarına başsağlığı diliyorum"  dedi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,  halkçı ve ilerici düşüncenin ödünsüz savunucusu Ekmekçi'nin ölümünden derin üzüntü duyduğunu belirterek, "Olayları tahlilinden ve yorumlarından her zaman yararlandığımız Mustafa Ekmekçi, gazeteciliği meslek olarak kabul eden bugünkü ve gelecekteki kuşaklar için de örnek alınması gereken bir çizgiyi yaşamının son gününe kadar sürdürmüştür. Onu her zaman saygıyla anacağız" dedi.

DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, Ekmekçi'nin özgürlük, demokrasi, barış ve emeği en kötü koşullarda bile savunmaktan geri durmayan yürekli bir insan olduğuna dikkat çekerek, "Yaşamı bize sevdiren, zor zamanlarımızda bize umut veren bir sevinç kaynağı. Doyumsuz üslubu, babacan tavrı kararlılığıyla örnek bir aydın, yazar. DİSK olarak, emekçiler olarak tüm dostlarımız gibi Mustafa Ekmekçi'yi kalbimizde yaşatacağız" dedi. Gazetemiz yazarı Server Tanilli de başsağlığı mesajında duyduğu üzüntüyü dile getirerek şunları kaydetti: "Ekmekçi'nin şahsında Cumhuriyetçi, sapına kadar demokrat, emekten ve aydınlıktan yana bir usta kalemi kaybettik. Gazetecilik camiası, mesleğini halkına adamış ve onun sevgilisi olmuş bir büyük meslektaşını yitirmenin acısı içindedir. Dostlarının kaybı ise elbette tarife sığmaz."

Gazetemiz yazarı Mehmed Kemal de Ekmekçi'nin yerinin doldurulamayacağını kaydederek "Gazetecilikte sağlam kaynak, doğru haber yazmanın ustasıydı. Satırlar arasında gizli kalmış nice olayları bulur çıkarırdı. Yeri doldurulamaz arkadaşımın ardından ne söylesem azdır" dedi. Ekmekçi'nin dostları acı haberin duyulmasının ardından gazetemizi ziyaret etti. Cumhuriyet  Ankara bürosundaki çalışma odasında Ekmekçi'nin anısına taziye defteri açıldı. Gazetemizi telefonla arayan çok sayıda yurttaş da, Ekmekçi'nin kaybından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.