Üç Sütunluk Haber

Özgen Acar

Genelde pazar günleri gazeteler haber sıkıntısı çekerler. O gün parlamento çalışmaz. Bakanlıklar kapalıdır. Çalışanların çoğunluğu pazarları tatil yaptığı için kadro iyiden iyiye azdır. Bu durumda pazar çalışan gazeteciler için haber bulmak oldukça güçtür.

60'lı yılların başlarıydı. Gazeteciliğe yeni başlamıştım. Bekar, yeniyetme bir gazeteci için pazar çalışması kaçınılmazdı. Hafta içinde haberleri gazete sayfalarına girmeyen bazı dernekler ya da sendika yöneticileri, bu durumdan yararlanarak basın toplantıları düzenlerlerdi. Fazla içeriği olmayan bu haberleri İstanbul'a yazıişlerine pazarlamak da pazar gazetecilerine düşerdi.

Cumhuriyet Yazıişleri Müdürü Vecdi Kızıldemir, pazarları çalışmazdı. Pazar Yazıişleri Müdürü Nazım Ağabey (Ulusoy), Genel Yayın Yönetmeni Cevat Fehmi Başkut gibi eğitimciydi.

Nazım Ağbey, pazar akşamı saat 17.00'de telefon eder, "Özgen, tepede üç sütunluk bir özel haber gerekli. Bir saat içinde bu boşluğu dolduracak özel bir haber geç" der, telefonu kapatırdı.

Böyle bir haber olsa zaten önceden geçmez miydik? Bütün gün böyle bir haber bulamadığımıza göre, hele o saatten sonra tepeden üç sütun başlığa oturacak bir haber nasıl bulunabilirdi?

Nazım Ağabey de bu gerçeği bilir, yine her pazar akşamı aynı isteği yinelemekten geri kalmazdı. Bir pazar günü ne yapıp ettiysem böyle bir haber bulamadım. Mustafa Ekmekçi, o yıllarda rakip gazete Milliyet'in Ankara bürosunun özel haberler yıldızıydı. Kendisine telefon ettim. Durumumu anlattım.

Şöyle bir düşündükten sonra, "Özgen, elimde Milli Eğitim'le ilgili özel bir haber var. Yarın yazacaktım. Ama sana vereyim" dedi. Haberi verdi, ben yazdım.

Ekmekçi'nin verdiği haber tepeden üç sütun başlığa oturmuştu. Nazım Ağabey bir de imzamı koymuştu. Pazartesi sabahı bu "atlatma" haberden dolayı beni kutlayan kutlayana...

O günden sonra Nazım Ağabey ayrılıncaya dek Mustafa Ekmekçi'ye abone oldum. Rakip gazetenin yıldızı Ekmekçi hemen hemen her pazar günü, bana tepeden üç sütuna, genelde eğitimle ilgili, bir özel haber verir oldu. Bazen ben aramadan telefon eder, "Özgen bugün biraz erken çıkacağım, sonra belki beni bulamazsın diye düşündüm. Sana tepeden üç sütunluk haberini verip öyle çıkayım istedim" derdi.

Mustafa Ekmekçi böylesine sencil bir meslekdaşımdı. Şimdi tepeden üç sütunluk haberleri bizzat kendisi rahmetli Nazım Ağabey'e götürüyor. Yolun açık olsun Ekmekçi...

Cumhuriyet, 26 Mayıs 1997