O Bir Emekçiydi

Meral Yazar (Okuru)

İnsan sevgisiyle dolu bir aydınlanma eriydi o... Domuz yazılarının, Köy Enstitülerini anlatan satırların, şeriatçılığa karşı laikliği, öz Türkçe'yi savunan satırların... yani geriliğe ışık tutan aydınlanmacı yazıların yazarı... Karaoğlan Köy Enstitülü derlerdi ona. İnsan haklarına, özgürlüklere, Atatürk devrimine v.b. karşı nerede bir çıkış var, o çıkışa karşı yiğitçe başkaldırırdı.

Gerçek bir basın emekçisi... İnsana yakışan her şeyin savunmanı... Okurları ile sıcak bir bağ kurabilen, insan duyarlığına sahip, yardımcı, can bir insan: Mustafa Ekmekçi!

Onu tanıyıp ardından yazı yazmak.. onu anmak anlamlı, yokluğu acı. Ankara rüzgarı soğuk esiyor. Cumhuriyet  onsuz eksik.

1974'te Cumhuriyet okumaya başladığımdan bu yana onun yazıları beni uyandırır, sevinç verir, güldürürdü. İnce eleştirileri "satır araları" na yerleştirir, okuru dikkatli olmaya yöneltirdi.

Sanıyorum 1989 yılıydı. Kalp krizi geçirdiğini, hastanede yattığını okumuştum Cumhuriyet' te. İyileşti, yeniden yazmaya başlamıştı. Mutlanmıştım.

Bir karara vardım: Bu aydınlık, güzel yazıların yazarını tanımalıydım.

1991 Temmuz'unun 22-28 günleri arasında yapılan Dikili Şenlikleri'ne gittim. Ekmekçi'nin de konuşması vardı. O zamanki Belediye Başkanı Osman Özgüven'den sevgili Mustafa Ekmekçi'nin kaldığı yeri öğrendim, buldum, söyleştik. Sıcak, içten, dostça bir yaklaşımı vardı. Alışıla gelmişin dışında bir örnekti. Tanınmış bir gazeteciydi ve bir okuruyla ilk görüşmesinde böyle sıcak ve içtendi. O akşam okurlarına İlhan Selçuk ve Oktay Ekinci ile kitaplarını imzalayacaklardı. "Uyanın Heeey!" adlı yapıtını imzalattım, söyleştik. İmza bitmiş, gidiyorlardı. Ekmekçi bir şey unutmuşçasına, geriye döndü, yanıma gelerek "İyi akşamlar Meral Hanım!"  dedi, ayrıldı. Şaşırmıştım, beni anımsadığına sevinmiştim. Yazılarında yansıyan kişilikle, kendisi aynıydı.

Okurları onun, o okurlarının gözü, kulağı, eliydi! Gerçek bir dostluk vardı aralarında.

Annesine, babasına, ağabeysine, ablasına ilişkin anılarını yazar, önemli noktalara dikkat çekerdi.

Öz Türkçe sözcükleri kullanmakta çok özenliydi. Sayrılık, sağın, sayrıevi, savunman v.b. pek çok sözcükle yazılarını Türkçe'nin güzellikleri ile donatırdı! Sayrılık sözcüğünü onun satırlarında tanımış; anneannemin de 89 yaşında aynı sözcüğü kullandığını görerek, bu aydınlanmacı yazarı içimden kutlamıştım. "Ben" derdi, "Hiç bir yazımda 've' bağlacını kullanmam, çünkü Türkçe'de yeri yok!"

1991 yılının kasım ayında Cumhuriyet' ten ayrıldıklarında, Cumhuriyet' i gerici bir çizgiye çekmek isteyen "değişimciler!" e kızıyordu. Okurlarıyla birlikte Cumhuriyet' ten ayrılan toplumcu yazarlar, güzel bir eylem sergilediler "değişimciler!"e karşı başlattıkları protestoyla! Dünyada eşi az bulunur bir eylem! Bu eylem ona zevk veriyordu. Cumhuriyet' e 1992 yılının nisan ayında utkuyla döndüklerinde çocuklar gibi şendi. Cumhuriyet  kimliğine yeniden kavuşuyordu. Biz okurlar, bütün Cumhuriyet emekçileriyle bayram yapmıştık.

Kıyıda köşede kalmış görünen, unutulmuş, önemli konuları yazılarına konu eder; uyarıcı, uyandırıcı işlevini her zaman yerine getirirdi.

O bir "basın emekçisi" ydi çünkü!

Gazetedeki odası okurlarının, aydınların uğrak, söyleşi yeriydi.

Yüreğinde iyiye, güzele, doğruya, insandan yana olan her şeye yer vardı.

1996 yılının mart ayında İzmir Kitap Fuarı'nda yazarımız İlhan Selçuk'un yaptığı söyleşiden sonra çevresini saranlara, coşku ve sevinçle "Sıkıştırmayın İlhan Selçuk'u!" deyişini, aynı canlılıkla anımsıyorum.

Aydın Engin'in deyişiyle "birkaç hastalığa karşın yaşamayı başaran" sevgili Ekmekçi, o sıralar ablasını yitirmişti; -duyduğuma göre- yağmurun altında şemsiyesiz yürürken dostları görüyor, uyarıyorlar. Hastalanmasaydı, daha nice güzel yazısıyla bizlere ışık tutacaktı.

O hastanede yoğun bakımdayken, baharın taze çiçekleriyle ona yaşama direnci yolladım. Durumu iyiye gidiyordu. Sonra yitirdik bu güzel gülüşlü, güzel insanı, 21 Mayıs 1997 günü.

"Okurlar bize bakar!"  derdi. Okurları ona baktı, ama yitirdik!

O sevenlerinin gönlünde, kitaplarıyla toplumumuzun bilincinde, "basın emekçisi" kimliğiyle "basın tarihimiz" de özgün yerini alacaktır!

Seni seviyoruz Mustafa Ekmekçi, ışıklar içinde yat!