Mustafa Ekmekçi'yi yitirmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Bu duyguyu kendisini yakından tanıyanlarla paylaşmanın anlamı; elbette daha başkadır.
Ekmekçi kendisine özgü yapısı içinde "Ankara Notları" ile çıktığı yolda hiç yorulmadan yürüdü; ve de çileli yaşamına karşın hiçbir zaman "yorgunum" demedi.
Mustafa Ağabeyi öğrencilik yıllarımda mektuplarla tanıdım. Üşenmeden yazdıklarıma "yön" veren yanıtlar yazardı. Aradan yıllar geçti.
Aynı mesleğin içinde birleştik, ÇGD'yi Eskişehir-Kütahya ve Afyon'da örgütlerken "genel başkanım oldu." Eskişehir'e geldiğinde; nasıl sevinmişti görseniz. Tavuk şişi yerken takılmıştı, "viskiler benden" diye.
Ekmekçi iyi bir insandı. Açıktı. Yüreği sevgi doluydu. Basın içinde kendisine cephe alanlara bile "kin tutmamıştı..." Zaman zaman yakınırdı sadece; "Boş verin be çocuklar zaman her şeyi ortaya çıkarır..."
Hakkında yazacakları çok merak ediyorum. Bakalım; neler diyecekler? Özellikle de "yakın bildikleri..." ÇGD Eskişehir Şubesi olarak getirdiğim eleştirilere hiç kızmazdı.
"Olacak" derdi hep; "Biz gideceğiz, siz kalacaksınız."
Rahatsızlandığımda eşimi teselli etmişti hep, Metin Aksoy'la birlikte, sürekli aramışlardı. Ankara'ya geldiğimde sıkı sıkıya tembih etmişti:
"Kendine iyi bak haa-sıra da kötüler var!.."
Gün görmüştü... Yazıları kadar, özel sohbetlerine de doyum olmazdı...
Yaşamını yitirdiğini duyunca "cız" etti yüreğim.
Ak kasketli, kara yağız delikanlı şöyle bir gelip geçti önümden... "Oldu mu?" dedim içimden; "Ağabey sırası mıydı?"
Ne var ki;
"Gerçekti olay..."
ÇGD'nin sevimli, mücadeleci, onursal genel başkanı ayrılmıştı aramızdan.
"Ankara Notları"n artık yoktu. Gözün kör olsun ölüm, çalacak başka kapı bulamadın mı?..
Bu kadar kötüler dururken; iyilere mi geldi sıra?.. Gözün kör olsun...
(21 Mayıs 1997'de yazıldı)