Yalnızlık Çoğaldı

Işık Kansu (Gazeteci)

"Frenk Mustafendi" nin torununu Ankaralı akağacın gölgesine yatırdığımızdan bu yana bir boşluk duyumsuyoruz içimizde. Neleri yitirdik ki?

İçten gelen gevrek kahkahaları bir kere. Arayan ve sorgulayan gözleri. Sözcükleri süzen, gerekirse dinlendirip zaman zaman buruklaştıran, zaman zaman da tadına doyum olmaz şıraya dönüştüren insan imbiğini. Bile bile gözlerden ırak tutulan yaşamların sıradanlığı ile başkaldıran sıradışılığı, halkçılığın sıcacık potasında eriten kalem ustalığını. Gazeteciliğin; "Laf ola beri gele" gibi görünse de, ardında yön gösteren "define haritaları" bulunan konuşmaları seçebilme becerisi olduğunu. Kenarda köşede kalmış, unutulmuş anıların bugünkü zamanı tanımlayabilen günceler olabileceğini. Tökezlemiş ya da çelmelenmiş tanıdıklara, hatta tanımadıklara gönülden uzatılan dostluk elini. Tümceler arasına sıkıştırılan düzen eleştirisini, ince alayları. Güneş sinmiş "hasır şapka" yı. Örgütçülüğün, "sen, ben, bizim oğlan" dan öte işlevselliğini.

Mustafa Ekmekçi'yi yitirmeden önce, "sayrılarevi"ne yatırıldığında demiştik ki:

"Sevgili Mustafa Ekmekçi sayrılarevinde. Yatak döşek yatırmışlar. Durur mu orada Mustafa Ağabey? Sıkılır yav. İçinde küçük küçük kesikler, kendisinden başkasının okuyamayacağı, sayfaları neredeyse dökülmüş telefon defteri, kitaplar ve dergiler ile tıka basa dolu olan çıkınını alıp çıkar sokağa. Yatar mı Mustafa Ağabey orada? Daralır yav. Hoşbeş edilecek onca insan, okunacak onca mektup, araştırılacak onca konu varken, kasketini giyer de gelir büroya. Solur mu ilaç kokulu koridarları Mustafa Ağabey? Barınamaz yav. Yazılacak domuzuna yazılar, tıkırdatılacak vefalı daktilo, illa da dolmakalemle tutulacak notlar beklemez ki! Birkaç güne kalmaz sessiz adımlar ve gevrek kahkahası ile girer kendi deyimiyle 'yaman gençler'in çalıştığı salona.

Mustafa Ağabey, olsa olsa 'Bir de sayrılarevinin koşullarını göreyim' demiş olabilir mi, ne?"

Mustafa Ekmekçi sayrılarevinden sıkıldı, arkadaşları, dostları ile söyleşmeye gitti. Ahmed Arif, Tahsil Yücel, Rafet Genç, Cahit Külebi, Uğur Mumcu, Ceyhun Atuf Kansu ve daha niceleri. Hep birlikteler. Ya biz? Okurları, sevenleri farkındadır. Mustafa Ekmekçi'nin gidişi ile yalnızlık "bir" çoğaldı.