Ekmekçi'ye Mektup

Bünyamin Tokmak (Gazeteci - ÇGD Güney Marmara Şubesi Başkanı)

"Eskiye rağbet olsa, bit pazarına nur yağarmış. Biz eskidik Başkan" demiştin, son kuruluş yıldönümü kokteyline davet için aradığımda.

"Hiç olur mu Mustafa Abi, sen bizim ebedi başkanımızsınız" gibi bir şeyler söylemiş, Metin (Aksoy) Abi'yle birlikte Bursa'da ağırlamaktan mutlu olacağımızı ifade etmiştim.

Sanki derneklerde "ebedi başkan", "ebedi şef" gibi ünvanlar varmış gibi.

Zaten böyle ünvanlara değer vermeyecek denli mütevazi olduğunu herkes biliyor.

Mustafa Ağabey,

Şubemizin genel kurulu 8 Haziran Pazar günü toplanacak. Kongremizin onur konuğu olursan sevineceğiz. Hem bu kez Uludağ Üniversitesi Kültürlü Tesisleri'nde oda ayırtacağız. Umarım kaplıcada 70 yılın yorgunluğunu atarsın.

Bak, hem yaz da geldi. Çağdaş'ın Kültürpark'taki lokali hep harikadır. Aşçı Ayhan Usta, piliç etinden perhiz yemekleri de hazırlar.

Sormayı unutmuşum: Şanar Yurdatapan'a verdiğimiz ödülü, cezaevine girmeden kendisine iletebildin mi? Şanar Yurdatapan yurtdışında bulunduğundan ödülünü almak için Bursa'ya gelememişti.

Plaketini, kendisine iletmek üzere size vermek istediğimde nasıl da nazlanmıştınız. Hiç unutmam: Metin Aksoy, Sinan Öztürk, Vedat Çuhadar ve ben sizi ikna etmek için nasıl da dil dökmüştük.

Ama haklısın. Her zaman mütevazi olmayı yeğlediniz. Köyden geldiğinizi hiç unutmadınız. Böbürlenmediniz, olduğunuzdan başka davranmadınız. 40 yıllık gazeteci olarak hep otobüse binmeyi tercih ettiniz. Maaşınızı dolarla almadınız. Kredi pazarlıklarına aracılık etmedin. İhale komisyonculuğu yapmadın. Bir gün göklere çıkarttığın politikacıları ertesi gün yerin dibine batırmadın.

Bizden sonraki genç kuşak gazeteciler senin yaşam öykünü okuduklarında "Vay be! Kalemini, onurunu satmayan gazeteciler de varmış" diyecekler mi acaba? Yoksa, "Ne enayiler varmış"  mı derler?

İleride, basın tarihini araştıracak, arşivleri karıştıracak olanlar bugünlerde neler olduğuna bakıp şaşıracaklardır. Bir yandan "5 Nisan Kararları'ndan sonra", "işçi memur, köylü özveride bulunmalıyız" diyerek 60-70 bin dolar maaş almaya devam edenler... Dönemin başbakanını "ekonomi dahisi" olarak nitelendirip aynı politikacı hakkında 3 yıl sonra akıl almaz ithamlarda bulunanlar.

Diğer yandan, çağdaş Türkiye, aydınlanma, bilimin hurafelerin önüne geçmesi, kültürümüzün, dilimizin korunması uğruna mücadele eden sizin gibi gazetecilerin dolarla maaş alan gazetecilerle aynı dönemde yaşadığına hiç kimse inanamayacaktır.

Sevgili Ağabey,

Konuyu fazla dağıttım galiba? Ne diyordum? 8 Haziran kongremize Metin Abi'yle geleceksin değil mi? Belki bu kez, otobüse mahkum etmez; Ankara'dan Bursa'ya otomobille getiririz seni... Biliyorum, uzun otobüs yolculukları yaşlı yüreğini hırpalıyor.

Ha! Bursa'da hava bulutlu. Sanıyorum, bit pazarına nur yağacak.

21 Mayıs 1997'de yazıldı.