Sevecen Yürek Sustu

Özden Alpdağ

O benim için yürekli bir usta, sevecen bir yürekti hep. İzmir'deki günlerimde, "Seni kıskanıyorum Özden. Sen turistlerin içinde gazetecilik yapıyorsun" derken bana, ben Mustafa'ya,

"Ah be Mustafa Abi... Ben senin dost çevreni, sivri kalemini kıskanıyorum asıl" diyememiştim bir türlü...

Mustafa Abi, gerçek bir sevgi vapuruydu. Sevecen ama, bu sevecenliği "İnsan gibi insanlar"  içindi. Yoksa kalemi, hırsız, tefeci ve üçkağıtçılar için hep tokattı...

Aylık Gölbaşı toplantıları, Mekon'un, gazeteci dostu patronu Şahin Sevin kardeşimizin Belçikalı'nın Yeri restoranındaki sofrasında, hep baş köşedeydi o ve zaman zaman da Aldoğan Abla...

Bu masanın konuklarından önce Rafet Genç'i, sonra Teoman Erel'i kaybetmiştik. Her sofraya oturuşumuzda, bu yürekli kalemlerden anılar gelirdi masaya. Ama ne anılar.

Artık Ekmekçi de yok o sofrada...

Aldoğan Abla, Ekmekçi'nin öldüğü gün, evinde ziyaretimde,

"Hayatının son iki yılında, en zevk aldığı, en keyifli dakikaları, Gölbaşı'nda, Şahin Bey'in sofrasında yaşadı" demiş, bir de vasiyetini aktarmıştı...

Vasiyetini gece yerine getirdim. O'nun için bir kadeh içtim...

Korkusuz... Korkutan bir yürek, bir kalem sustu. Nur içinde yat Mustafa'm...

ÇGD/Çağdaş Basın, 21 Mayıs 1997