Mustafa Ekmekçi'yi Beklerken

Mustafa Gazalcı (Eğitimci - CHP Parti Meclisi Üyesi)

Helikopterle Ankara'dan Konya'nın Hadim ilçesine Bağbozumu ve Kültür Şenliği'ne gidiyoruz. Tarih, 26 Eylül 1992...

Helikopterde Hadimli olan, gazeteci Mustafa Ekmekçi de var. Konya'nın düz ovasını geçtikten sonra dağlık tepelik, vadilerin kapladığı Toroslara geldik. Hadim 1500 m. yükseklikte, ilginç bir arazi yapısına sahip. İner inmez soğuk hava kendisini hemen hissettirdi. Törenler yapıldı, sonra 30-40 km. ötedeki Göksu Şelalesi'ne gidildi. Göksu, değişik bir şelale. Tepeden akmıyor. Siz şelaleye tepeden bakıyorsunuz. Düzlükte akarken birden büyük bir oyuğa dökülüyor. Şelalenin bulunduğu yerde henüz çevre düzenlemesi yapılmamış.

Dönüş için helikopterin yanına geldik. Herkes tamam, Ekmekçi eksik. Beklemeye başladık. Hava soğuk. Yağmur yağacak gibi bulutlu. Ekmekçi görünürlerde yok. Başta Belediye Başkanı olmak üzere hepsi: "Efendim siz gidin, biz Ekmekçi'yi konuk ederiz, ya da göndeririz" dediler.

Erdal İnönü: "Olmaz, birlikte geldik, birlikte döneriz" dedi.

Gözlerimiz yollarda. O anda uzaktan bize doğru hızla şapkalı birisi geliyordu. Genel Başkan "Ha, işte geliyor" dedi.

Ama az sonra yaklaşan kişinin Ekmekçi olmadığı anlaşıldı. Bir ilçe başkanımızdı.

Erdal İnönü : "Şapkası benziyor diye Ekmekçi'nin yerine gelen ilçe başkanımızı götürsek olmaz tabii" dedi. Güldük.

Hava, iyice soğudu. Biz de, uğurlamaya gelenler de üşüdük. Erdal İnönü, "Siz gidin, biz helikopterde bekleyelim" dedi.

Tokalaştık, helikopterde beklemeye başladık.

Tahminler yapılmaya başlandı: "Acaba şelaleden herkes döndü, o araba mı bulamadı?", "Yoksa memleketi olduğu için gitmeyip bir iki gün kalacak mı?", "Öteki gazetecilerle birlikte kara yoluyla mı döndü?", "Helikopterle havadan arasak mı?"

Beklemeyi sürdürüyoruz. Hava kararacak diye de korkuyoruz.

Saatlere bakılıyor.

Sonunda Ekmekçi'nin gevrek gülüşü duyuldu. "Hah, geldi!" diye herkes sevindi.

Ekmekçi: "Biliyordum beni bırakıp gitmeyeceğinizi. Rahmetli babanız İsmet İnönü de kimseyi yarı yolda bırakmazdı" dedi.

Aynı zamanda geç kaldığı için özür diledi. "Birlikte olduğumuz arkadaşlar suyun kaynağını görmek istediler. Ben de konuk olduğum için onlara hayır diyemedim" dedi.

Kimse bir şey söylemedi.

Helikopter havalandı.

Erdal İnönü çantasından bir defter çıkardı, fizik problemleri çözmeye başladı.