Doğru Bildiği Yolda Yürüdü

Doğan Hızlan

Doğru bellediği bir yolda yürüyen, çıkar sapaklarında duraksama yapmayan bir dost, Mustafa Ekmekçi artık anılarımızda yaşayacak. Mustafa Ekmekçi öldü.

Yitirdik, aramızdan ayrıldı cümlesini bile, bir süs, abartma sayabilirdi. Yalınlığı ilke edinen biri için olağan bir karşı durmaydı. Ekmekçi'nin özyaşamöyküsü, onun basındaki yoğun ve ağır emeğinin çizelgesidir. Ne zaman karşılaşsam, bozkır yanığı yüzündeki o gülümseme beni ferahlatırdı.

İnsanların sahihliği benim ölçülerimden biridir. Yüzlerindeki maskenin sırıtmadığı, görünenin arkasında başka, gerçek yüzü aramak zorunda bırakmayan insanlardan biri. Mustafa Ekmekçi gibi insanlar, şaşmaz ve değişmez değerlere bir ömür adadılar. Cumhuriyet' i cumhuriyet yapan ilkeleri her koşulda savundular. Moda sözünü duymamıştı, onun için de yaşamın çıkar değişkenliklerini algılamasına imkan yoktu.

Ekmekçi'nin yazıları; sorunların işlendiği, bir tür insanlar çizelgesiydi.

Onun yazılarında birçok yeni insanı tanır, köşelerinde, ülkeleri için çalışıp çabalayan unutamayacağım adlar öğrenirdim. Onların ördükleri kozalar bende coşku yaratırdı. Politikacılardan yazarlara, köy enstitülülerden halkevinden yetişmiş ya da emek vermiş olanlara geniş bir portre galerisi vardı. O kişileri yalın ve renkli bir dille anlatırdı. Yumuşak bir gülmece sezilirdi üslubunda.

Cumhuriyeti bir bütün olarak algılamanın tutarlılığı dikkatimi çekerdi. Yazıları örnek bir arı dil anlayışını yansıtırdı. Karşılığı olan yabancı sözcükleri kullanmazdı, Osmanlıca onun yazılarında saltanat süremezdi.

* * *

Mustafa Ekmekçi'nin Öksüz Yamalığı kitabında; Köy Enstitüleri ile ilgili çok önemli bilgiler bulabilirsiniz.

Bilgilerin ötesinde, Anadolu çocuğuna hazırlanan ihanet tezgahını görebilirsiniz. Köy Enstitüleri'ni kapatanların gerçek yüzlerini, sevgisizliklerini, halk düşmanlıklarını da onun kitabından öğrenebilirsiniz.

Bizim Köy kitabıyla romantik, gerçek dışı köy imajını yıkan Mahmut Makal, Ekmekçi'nin kitabına yazdığı önsözde şöyle diyor:

Öksüz Yamalığı incecikten değil de iricikten, el içi büyüklüğünde yağan kar için kullanılan bir deyim. Öksüz giysisinde yırtık ve delik büyük olduğuna göre, o deliği kapatacak yamalığın da büyük olması gerektiği sezdiriliyor... Köy Enstitüleri'nin kapatılmasından sonra halkın üstüne, ölü toprağı gibi, kafasının içine öksüz yamalığı örneği koyu karanlığın yağmasını, toplumun, bırakın ortaçağı, ilkçağa doğru yol almasını, üzülerek kıvranarak izliyoruz.

Köy Enstitüleri gerçeğini ve onların kapatılmasından sonra neler olduğunu siz Ekmekçi'den okuyun.

* * *

Evet, Mustafa Ekmekçi öldü. İnançlı, çıkar düşünmeyen, cumhuriyet kuşağının dürüst bir gazetecisini kaybettik.

Artık öyleleri gelmiyor. Boşluğu doldurulamaz sözü, onun için tam bir gerçek.

Hürriyet, 22 Mayıs 1997
Bakış