Mustafa Ekmekçi

Yılmaz Karakoyunlu

Döneminin değerlerini simgeleştiren ustalar vardır. Hangi meslekte görev alırlarsa, o mesleğin değerlerini yücelten örnek olurlar.

Mustafa  Ekmekçi fani hayatın sayfalarını kapattı. Hastaydı, acı son bekleniyordu. Ölümü ile basın mesleği bir saygıdeğer ustayı kaybetti. Cumhuriyet  öksüzdür…

Ekmekçi ile bir dostumun evinde tanıştım. Siyasetin ahlaki değerlerinin tartışıldığı gündemi, tarihten süzülmüş ibret damlaları ile karşılaştırarak aktarıyordu. Uzun yıllar meslek deneylerinin kazandırdığı örnekleri verirken, gerekli gördüğü siyaset yöntemlerini sıralıyordu. 1976 bütçesinin görüşüldüğü bir hararetli Meclis oturumunda milletvekillerinin kavgaya başladıklarını anlatıyordu. Ali Elverdi kürsüde konuşurken işi biraz doktrin tartışmasına dökünce CHP'nin palazlanmış milletvekillerinin kürsüye yürüyerek kavga çıkarışlarını anlattı. Doğan Araslı, Orhan Eyüpoğlu, Ali Topuz, Orhan Birgit'in isimlerini ve hangi kelimeleri kullanarak hücum ettiklerini tek bir kelime atlamadan ve eklemeden aktarıyordu. Ekmekçi'ye göre, Meclis, küfür kültürünün dehlizlerinde gizlenmiş geniş bir edebiyatı ispatlamıştı.

CHP'nin bu sataşmada yer alan bütün milletvekillerini tanıdım. Ne denli nazik insanlar olduğunu gördüm. Tanıdıkça bir zamanlar bu lafları nasıl söylediklerinin hayretini yaşadım. Birkaç tanesine bu olayı anlattım. Hepsi de kendilerinin bu sözleri söyleyecek terbiyede olmadıklarını belirterek reddettiler. Ekmekçi'yi şahit göstereceğini söylediğim zaman, utanarak, o zamanlar pişmemiş olduklarının itirafında yüceldiler.

Bu sınamanın örneklerini Ekmekçi'ye anlattım. Gülerek bana, "Bu iş çiğlik, pişmişlik işi değil, küfür ile nükte arasında toplumsal kültürün yetersizliğidir" dedi. CHP'nin o kadrosunu muhteşem olarak tanımlıyor ve Meclis'in bir daha öyle bir kadro çıkaramayacağını anlatıyordu. Bu tespitin doğruluğunu geçen hafta gözlediğim bir Meclis oturumunda yaşadım ve Ekmekçi'ye hak verdim.

Cüneyt Arcayürek, vefalı meslektaşını anlatırken Türkiye'nin sosyal değerlerini savunan bir sıralamanın mükemmel tanımını verir. Kullandığı sıfatların her birini tek tek değerlendirdiğiniz zaman bir Mustafa Ekmekçi kütüphanesi oluşturursunuz. O sıfatları tersinden sıralarsanız bir Mustafa Ekmekçi gerçeği yaşarsınız ki, her ikisi de bu büyük ustayı okuyucunun gözünde ve gönlünden mükemmelleştiren değerlerin ortak tarifini verir.

Mustafa Ekmekçi, sapına kadar emeğin insanıydı.

Mustafa Ekmekçi, sapına kadar demokrattı.

Mustafa Ekmekçi, sapına kadar Atatürkçüydü.

Mustafa Ekmekçi, sapına kadar Cumhuriyetçiydi.

Mustafa Ekmekçi, sapına kadar laikti.

Mustafa Ekmekçi insandı.

Ve Mustafa Ekmekçi öldü…

Kendisini saygıyla ve rahmetle anıyorum.

Son Havadis, 24 Mayıs 1997