Öğretmen Dostu Ekmekçi

Veyis Yılmaz (Emekli Öğretmen, Atatürkçü Düşünce Derneği Turhal Şube Sekreteri)

12 Mart 1971 darbesinin uzantısı sonucu, Mayıs 1972'de görevden uzaklaştırıldım. Danıştay'a TÖB-DER Genel Merkezi aracılığı ile geri dönmem için dava açtım. Dava sonuçlanıncaya kadar iş bulmak ve çalışmak için Ankara'ya gittim. Hayli zaman iş aramama karşın bir türlü iş bulamadım.

TÖB-DER yönetimine başvurarak, bir ayakkabı boya sandığı almalarını istedim. Yönetim gerekli dayanışmayı göstererek, bana bir boya sandığı aldılar. Bende boyacılığa başladım. Saygıdeğer Mustafa Ekmekçi, o tarihlerde Yeni Ortam' da yazı yazıyordu. Bürosu da Ulus Rüzgarlı Sokak'taydı. Sık sık TÖB-DER Genel Merkezi'ne gelirmiş. Benim boyacılık yaptığım günlerde, yine genel merkeze gelmiş. Sohbet sırasında Musa Uysal Hocam benim durumumu anlatmış. Olaydan çok etkilenmiş. "Bu öğretmen arkadaşımla mutlaka görüşmek istiyorum"  demiş. Ben, her akşam işim bitince, boya sandığını TÖB-DER Genel Merkezi'ne bırakıyordum. Musa Hocam, "Veyis Yılmaz, Mustafa Ekmekçi seni yarın aat 10.00'da Yeni Ortam'da bekliyor" dedi. Çok heyecanlandım. Mustafa Ekmekçi'nin benimle ne işi olabilirdi ki?

Ertesi gün saat 10.00'da Rüzgarlı Sokak'taki bürosuna vardım. Onun odasını sordum. Gösterdiler. Kapısını vurup içeriye girdim. Kendimi tanıttım. TÖB-DER'li öğretmen olduğumu, ayakkabı boyacılığı yaptığımı söyleyince, ayağa fırladı. "Vay canım, yiğit öğretmenim, vay yürekli, onurlu öğretmenim" diyerek boynuma sarıldı. Kucakladı. Yanaklarımdan öptü. Tabii bende onu öptüm. Çok sıcak ilgi gösterdi. "Sevgili hocam"  dedi; "Senin durumudaki birçok öğretmen, aşırı duygusal oldukları için, çalışmayı onurlarına yediremiyorlar. Senin bu yürekliliği göstermen, çok güzel ve övgüye değer bir davranıştır, seni yarın gazetemde yazacağım."

Kısa bir özgeçmişimi yazıp kendisine vermemi istedi. Dediğini yaptım. Ertesi gün, Yeni Ortam  birinci sayfada "TÖB-DER'Lİ BİR ÖĞRETMEN AYAKKABI BOYACILIĞI YAPIYOR" başlığı ile beni anlatmış. Haber yapmıştı. Mustafa Ekmekçi'nin bu ilgisi ve haberi beni çok etkilemiştir. O ilk görüştüğümdeki sıcaklığı, ilgiyi hiç mi hiç unutamıyorum. Onun kaybı basın dünyasında yeri doldurulamayacak bir boşluk yarattı. O hiç ölmedi. Kendisi yüreğimizde, yazıları da kitaplığımızda yaşamaya devam edecektir.