Bugün Mustafa Ekmekçi'nin aramızdan ayrılışının birinci yıldönümü. İnsan, sahip olduğu güzelliklerin değerini, kaybedince anlıyor. Mustafa Ağabey'in günlük kahkahaları... Olaylara kendine özgü insan penceresinden bakış biçimi... Gazeteyle okurlar arasında kurduğu bağ... Odasındaki domuzlar, bize verdiği omuzlar... Sıcak bir mayıs sabahı uçup gitti...
Geride "keşke" li tümceler kaldı:
Keşke, daha çok şeyi daha çok paylaşsaydık...
Keşke, deneyimlerinden daha çok bal alsaydık...
Ama her şeyi eşit kılan ölüm, "daha çok" tan da anlamıyor. Gelip çattığında, her "paylaşım" ne kadar çok olursa olsun, eksik kalıyor... Belki de eksiklik duygusu, paylaşımın öteki yarısı...
Mustafa Ağabey'den, "Oğlum bırak artık bunları hah hah haa, yazacağın konuya gir hah hah haa, yer kalmayacak..." uyarısı almadan Endonezya'ya geçelim.
Endonezya'daki bugünkü gelişmeleri kazıyınca altından, Hollanda çıkar.
Genel bilgileri aktaralım:
- 200 milyon nüfusuyla en kalabalık İslam ülkesi. Nüfusun yüzde 85'i Müslüman. Ancak Müslümanlar kendi içlerinde değişik gruplara ayrılıyor. Dinin bütün gereklerini yerine getirenlere, "Santri", Hindulaşmış Müslümanlara "Priyagi" deniyor. Tamamen yerel inançlara bağlı kalan, ancak "Müslümanım" diyenler de var. Onların adı ise "Abangan".
- Adalar ülkesi. Ama ada sayısı mevsimine göre değişiyor. Deniz yükselince ada sayısı 13 bin, alçalınca 17 bin. İnsanların yaşadığı ada 1500 kadar.
- 16. asırda Hollanda bölgede egemen olmaya başlayınca Osmanlı'dan yardım istediler. Yavuz Sultan Selim, Kurtoğlu Hızır Reis komutasında deniz gücü gönderdi. Beraberinde ulema ve zanaatkar da vardı. Çoğu Endonezya'da kaldı. Endonezya'daki ilk askeri okulu Osmanlı açtı. Kurtuluş Savaşı'nda Anadolu'ya maddi yardımda bulundular.
- Hollanda'nın bölgede etkisi 400 yıldan fazla sürdü. Önce doğrudan sömürdü, sonra yerel küçük iktidarları kullandı. En üst yönetici ise Hollanda'dan gönderilen valiydi. O dönemde köylüler kazanımlarının beşte birini ihracat için valiye veriyorlardı. 19. yüzyılın önemli bir diliminde Hollanda bütçesinin üçte birini bu kaynak oluşturuyordu.
- Hollanda, İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar bu ülkeden elini çekmedi. Milliyetçi hareketlerin ardından Endonezya bağımsızlığına kavuşunca bu kez kimi adalarda etkinliğini sürdürdü. Konu BM'ye gelince Hollanda'nın savunması şöyle oldu:
"O yörenin insanları kendi kendilerini yönetemezler."
General Suharto 1965'te bir gecede, kesinleşmemiş rakamlara göre 150 binle 1 milyon arasında insanı "komünizm destekçisi" olduğu iddiasıyla katletti ve iktidara geldi. O günden beri iktidarda.
DÜNYAYI TANRI YARATTI
Suharto 1965'ten bu yana yedinci kez devlet başkanı seçildi. Yönetim biçimi şöyle:
En üst siyasi organ, Halk Danışma Meclisi. Bin üyeli. Bunun 500'ünü Suharto doğrudan atıyor. Öteki 500 üye Temsilciler Meclisi'ni oluşturuyor. Bunun 400'ünü halk seçiyor, 100'ünü de yine suharto, silahlı kuvvetler arasından atıyor. Yani her beş yılda bir Suharto'nun görev süresini uzatan Meclis'in yüzde 60'ını kendisi belirliyor.
Bu arada Suharto'nun aile servetinin 40 milyar doları bulduğunu anımsatalım.
Dün akşam saatlerine kadar gelen haberler, başta üniversite öğrencileri olmak üzere gençlerin ayakta olduğu yönündeydi. Suharto ise geri adım atıyormuş gibi yapıp nasıl ileri adım atmak gerektiği hesapları peşindeydi. Hong-Kong'dan gelen haberi ise ajanslar "sevindirici" buldular:
"Suharto'nun geri adım atması, Asya borsalarına nefes aldırdı."
Öyle anlaşılıyor ki, sadece bizim ülkemizde değil, tüm dünyada olumlu-olumsuz gelişme borsaya bağlı. Başkent Cakarta'da 500 kişi ölmüş, boş ver, borsa iyiye gidiyor mu, her şey yolunda demektir!
Cakarta'yı 1995 Mayısı'nda görmüştüm. İlk dikkati çeken lüks mağazaların hemen dibinden içeri giren sokaklardaki sefaletti. Bugün, mağaza yağmalarının da gösteriler arasında yer alması ayrıca anlamlı.
Yazının omurgasına Hollanda'yı koyduk. Emperyalizmin en vahşi ayaklarından birini oluşturan bu ülkenin bir atasözü bazı şeyleri açıklamaya yetiyor:
"Dünyayı Tanrı yarattı, Hollanda'yı Hollandalılar."
Ama yazıyı Ekmekçi'nin biçemiyle noktalayayım:
Suharto'nun sonu geliyor mu ne!
Cumhuriyet, 21 Mayıs 1998
Gündem