Komonizm!

Kürsüdeki, kara gözlüklü konuşmacı, makine gibi okuyordu kağıttakileri:

-141, 142'ye faşist kanun hiç denemez. Bunlara faşist diyenler komonistlerdir. Komonistlerle mutabık olmayan herkes faşisttir...

Böyle gidiyordu konuşma. Arada bir âyet okuduğu da oluyordu. Sözcüğü bazan "Komonizm", bazan "Komanizm” bazan da “Kamınizim" diye okuyordu, AP'li sözcü...

Kara gözlüklerinin ardındakini okumaya çalışıyordum. Konuşma, Süleyman Bey'in Meclisle yaptığı konuşmaya çok benziyordu Bir öfkeyi, bir hıncı boşaltmak istercesine sözcüklerin vurgularına bastırıyordu.

-Komonistler fikir sahtekârlarıdır...

Bu adam, senatör olmasaydı ne işi yapardı diye sormak geçiyor aklımdan...

Af önerisi görüşülüyor Senatoda. AP'nin ve yandaşlarının amacı, CHP-MSP ortaklığının temellerindeki tuğlalardan bir kaçını söküp çıkarmak, güdük çıkarmak affı yani. Ondan sonra kürsüye geçip sırıta sırıta seyretmek...

-Aaa, bak bozuldu koalisyon gördünüz mü?

Sonrasın, düşünmemişlerdir bir an. Hükümet bunalımları olacakmış, olsun... Biz, elde kalanların dümenlerini kurtarırız ya, sen ona bak...

Süleyman Bey, gerçekten bir hükümet bunalımını göze alabilir mi? 12 Mart’ta kararan gözü, hâlâ bir şey görmemekte midir? Yoksa, seçim sonrasında uğradığı yenilgiyi onaracak, yeni girişimleri için bahane, zaman kazanma mı bu gördüklerimiz? Celâl Bayar'ın ne yapacağını, o değil de yan qözle gözetleyen Süleyman Bey, pusuya yattı da, sağa sola saldırtacaklarını ortaya salıp kopacak gürültüyle dikkatleri başka yönlere mi çekmek istiyor? Hükümeti şimdi düşüremeseler bile, yıpratabildikleri kadar yıpratıp dokunsan düşecek duruma getirmek de bir şey hani.

Cumhurbaşkanı Korutürk niye öyle konuştu 23 Nisan'da? Beğenilmeyen liderler diyerekten. Ecevit'i de beğenmeyen çok değerli vatan evlâtları var, ben de onları kontenjandan getirmek istiyorum demeye mi getiriyor? Parti liderlerini böylesine eleştirmeye hakkı yok. Sayın Korutürk'ün Ali İhsan Göğüş'ü, Kemal Satır'ı, Faik Türün'ü, Nihat Erim'i kontenjandan senatoya sokmak istiyorsa sokabilir -ona da keyfi istedi diye yapamaz ya- fakat, af önerisini Senatoda, Komisyonda istediğimiz gibi değiştiren, ey partililer, grup kararlarına aykırı oy kullanın gibisine yeşil ışık yakamaz. Tarafsızlığına aykırı düşer bu. Bir gazeteci olarak, Sayın Korutürk'e seçildiğinden beri bu sütunlarda tanıdığım şansın, böylesine kendine kıyarcasına harcanmasına ne kadar üzüldüm anlatamam. Bir Cumhurbaşkanı olarak kamuoyundan şimdiye kadar topladığı puanları harcamağa ne hakkı var? Yok mu kimse Cumhurbaşkanı'nın çevresinde? Çevresindekiler aylıklarından, yolluklarından başka şey düşünmezler mi? Uyarmak görevleri değil mi Cumhurbaşkanı'nı, böyle günlerde?

Kürsüde konuşuyordu, AP'li sözcü. 141. maddeyi orağa, 142 maddeyi çekice benzetiyordu. Bu maddelerin Ceza Yasası'ndan çıkmasını istemek doğru değildi. Bunlar, değiştirile değiştirile artık ulusallaşmış maddeler olmuşlardı. Ceza Yasası'nın süsüydüler gibi, ilkokul öğrencilerinin bile düşmeyecekleri bayağı benzetmelere düşüyordu sözcü. Öyle diyordu:

-Komonizim, komonistler... Komanizim, kaminizim...

Ankara Belediye Başkanı Vedat Dalokay'ın Kızılay'daki Güven Anıtı önünden "Türk âleminin en büyük düşmanı komünistliktir. Görüldüğü yerde ezilmeli" levhasını kaldırtması, AP eğilimlilerinin karşı çıkmalarına yol açtı. Senato'da Senato araştırması istendi. Bir milletvekili yazılı soru önergesi verdi. Anneler Derneği o da -o da AP'li- Cumhurbaşkanı Korutürk'e başvurdu.

Atatürk, böyle bir sözü söylemiş miydi? Söylemişse nerede, ne zaman söylemişti? Prof. Afet İnan'ın bana söylediğine göre, Atatürk'ün konuşmalarında, yayınlanmış demeçlerinde böyle bir şey yok. İddialara göre, Atatürk, böyle bir cümleyi bir kitabın yanına yazmış, kitap da Reşit Galip'in kitaplığında bulunmuş. Kitap ortada yok. Bir adam var: Münir Hayri Egeli, "Ben bu yazıyı gördüm, camdan kopyasını çektim" diyor. Yazının aslı nerede? Yok. Niye çekmiş cama acaba. O az çok belli...

Prof. Afet İnan, o sözler için kısaca şöyle dedi:

-Üslûp Atatürk'ün değil. Ancak, varsa öyle bir yazı, yazının aslını görmem gerek. Nereye, nasıl yazıldığını görürsem, Atatürk’ün olup olmadığına tanıklık edebilirim. Bu, kendi zamanında yayınlanmış bir şey değil.

Prof. Afet İnan, kendi yazısının bir süre önce, Atatürk'ün bir arkadaşının oğlu tarafından bir gazeteye, "Atatürk'ündür" diye satıldığını söyleyerek, bu biçim şeylerin olageldiğini, artık kendisinin de şaşmadığını ima etti. Amaç ne? Kullanmak ve çıkar sağlamaktan başka, koşullandırılmış toplumları, insanları oy için sömürmek...

Çetin Altan, sözün Atatürk'e ait olup olmadığını yıllarca araştırdı. İsveç'e bilim adamlarına gönderip inceletti. Çetin Altan, 1965 seçimlerinde adaylığını koyarken yaptığı bir basın toplantısında konuyu ortaya atmış, Münir Hayri Egeli bunun üstüne, “Yazıyı camdan ben çektim" diye karşılık vermişti. Münir Hayri Egeli'nin "Yazıyı camın üstünden ben kopya ettim" dediği söz Cemal Kutay'ın bir zamanlar çıkardığı "Millet" dergisinin kapağında yahut içinde çıkmıştı. Öyleyse bu işin iç yüzünü Münir Hayri Egeli ile Cemal Kutay bilirler, fakat ölmeden açıklarlar mı?

Neyse, sözün başına geleyim: Vedat Dalokay, soru yönelten Parlamenterlere kısaca şu karşılığı verdi:

1.  Güven Anıtı dünyanın en güzel anıtlarından biridir. Bittiği zaman, Proje Mimarı C. Holzmeister Atatürk'e yazı için bırakılan yere ne yazılması gerektiğini sorduğunda Atatürk: "Türk, öğün, çalış, güven" demiştir. Bu nedenle anıtın gerçek anlamını ortaya koymaktadır. Bu nedenle bu anıtın yanına konan ve onun anlamını ve biçimini gölgeleyen söz konusu pano kaldırılmıştır.

2.  Atatürk‘ün o panodaki sözleri 1930 yıllarında söylediği savı -iddiası- var. İsteseydi, onları yazdırırdı anıtın gövdesine.

3.  Üstelik, bir dükkân tabelâsı, bir gazino vitrini veya reklâmı gibi bir biçimle Atatürk'ü anımsamak, onun kişilik ve dünya görüşüne ve şanına yakışmıyordu. Bu nedenlerle kaldırılmıştır.

Güven Anıtı önünden o uyduruk "pano" kaldırılmıştır ama, Kurtuluşla Cemal Gürsel Alanı’nda durmaktadır. Gerçekten de görgüsüz ve bilgisiz bir kalem çizmiş dersiniz panoyu. Faşist bir sözdür. "Görüldüğü yerde ezilmeli..." sözü Atatürk'ün olamazdı böyle bir söz. Olsa olsa bir zamanlar "Muhalefeti karınca gibi ezeriz" gibi sözler söyleyenlerin kafasında birisi uydurmuş olabilirdi.

Cemal Gürsel Alanı'ndaki o uyduruk pano da kaldırılacakmış. Hem de 27 Mayıs günü...

27 Nisan 1974