Korutürk Oyuna Gelmemeli

Düş gücümü de çalıştırarak. Çankaya'da neler geçtiğini bulmaya çalışıyorum. Doğrusu, Korutürk'ün basınla ilgili danışmanları bu kez tökezlemediler. Haber aldık ki, Korutürk'ün konuşması ajanslara saat 12.00 ile 13.00 arasında verilecektir. "Aman iyi" dedim içimden, "Böylece Anadolu baskıları da kurtuldu, haber yetişir demektir." Neydi o bayram mesajlarında, tam saat 16.00 ile 17.00 arasında basınla ilişki kurmaya çalışmalar. Demek, bazı bazı yazmanın eleştirmenin yararı oluyormuş ne güzel...

Cumhurbaşkanının konuşması belki de pazartesi günü olacaktı. Belki de danışmanlardan biri:

-Efendim, salı günü yapsanız, o gün televizyon var, demiştir ne bileyim.

Benim televizyonum yok ama, televizyonu olanlar Korutürk'ü televizyonda hem seyredip hem dinlediler.

Aferin danışmana...

Çankaya'da liderlerin, Korutürk'ü ziyaretçilerinde yaptıkları konuşmalar, bu kez basına pek yansımadı desem yeri. Örneğin, Erbakan Cumhurbaşkanına ne dedi biliyor muyuz? Bildiğimiz, kapıdan çıkarken göstermek istediği anahtar. Ne anahtarı, onu da anlayamadık... Ya Feyzioğlu ne demiştir? Süleyman Bey ya? Korutürk, Bülent Bey'e ne demiş olabilir? Anlayacağınız gazetecilik görevlerimizi tamı tamına yapamadık. Ciddiye almadığımızdan değil elbet. Olay ciddiydi, fakat anlayacağınız sızmadı fazla haber, sızdıramadık. Belki iyi de oldu.

Düş gücümü çalıştırıyorum yine...

MSP Genel Başkanı Erbakan, gözleri ışıl ışıl, Korutürk'ün taa gözlerinin içine baka baka şöyle dedi:

-Ben talibim efendim, azınlık hükümetini kurmaya...

Cumhurbaşkanı Korutürk, içinden ne dedi ne bileyim. Bana sorarsanız, Erbakan hükümet kurma işini de cıvıttıkça cıvıttı. En sonunda bunu da dese ne gerekirdi yani...

Aralarında benim de olduğum, sol basın yazarları, gazetecileri gereğinden çok önem mi vermiştik MSP'ye diye düşünüyorum bazen Gerici bunlar" ya, "Sağcı değiller mi" demiştik? Erbakan, üçüncü parti olup gelmeye Türkiye'de şimdiye değin yanlış kullanılan kavramların tartışılmasına yol açmayla, bir yenilik getirmemişler miydi? Bilmediğim oyunculuğuymuş. Aldığım haberlere göre, Anadolu'da da varmışlar farkına bunun.

-Bu ne biçim devlet adamlığı?

Böyle soruluyormuş, köşede, kıyıda, kahvede...

-Zaten belliydi bunların böyle olacağı...

Böyle diyenler de var. Dini sömürüp kullanabilenin daha nelerini kullanamayacağını düşünürsünüz?

CHP'nin verilmiş sadakası varmış diyenler, oyunları sezenler miydi dersiniz?

Korutürk'ü çok çevre hükümet kurulması konusunda etkilemeye kalktı. Başta sermaye çevresi, "Sağ koalisyon olmazsa AP-CHP koalisyonu" diye etkilemek istedi. Bunun yanında yüksek bürokratlar hele onlar- "Aman keyfimize dokunulmasın. Bu da ancak, AP-CHP koalisyonu ile olur" diyorlardı. Herkes yerinde rahat edecek, burnundan kı alınmayacak, gazeteci mi alacak yüzbinlerce liralık resmi ilanları, özel ilanları, alacak dövizlerini, devlet kapısında AP'lısı desen var, CHPlısı desen öyle. Gel keyfim gel. İşadamı mı? Onun keyfine diyecek mı var kı. Düzenimiz ve de dümenimiz bozulmasın efendim...

-Ama, bunların hepsinin maksatları aynı olamaz ki? İyi niyetle, bunu isteyenler yok mudur?

-Var tabiî, örneğin Korutürk başından beri -elbette- iyi niyetle istemekte bunu. Fakat, sonuç aynı kapıya çıkıyorsa, iyi niyetle başlanan işin de yeni baştan dününülmesi gerek.

Ne isi vardı Feyzioğlu'nun yok Bayramoğlu'nun işin kulislerinde? Bayramoğlu, Emin Paksüt’ün yakını mıdır? CHP'yi AP- CHP koalisyonlarına yatırmak için tertipler kurulduğu bile söylendi durdu kulislerinde Parlamentonun...

Korutürk, CHP ile AP'nin bir araya gelerek "protokol'ü görüşmelerini istiyor. “Hadi artık, fazla nazlanmayın canım" demeye getiriyor. Nasıl bir protokol? Örneğin, Süleyman Bey, Ecevit'in Başbakanlığına razı olur mu? Korutürk'le görüştükten sonra, Demirel ne demişti, gazetecilere:

-AP'nin değişmeyen ve değişmeyecek olan kararı CHP'nin kuracağı bir koalisyona katılmamaktır...

Buyurun bakalım, anlaşın protokol üstünde. Hangi maddesinde anlaşacaklar protokolün? Af mı? Hükümetlerin devlet kadrolarına doldurdukları partizanların ayaklanması mı? İşkence yapanların kamuoyu önünde kınanması ve cezalandırılması mı? Hayat pahalılığı ile savaşta mı? Hayat pahalılığı ile savaşacak olsa, işte kabinede bakanları... Bunun için niye koalisyonlar arasında AP?

Ha, seçme den bulamadığı yüzü -CHP'yi kırpıp küçülterek- eşitlik ilkesine indirgeyerek, hükümette ve Parlamentoda bunu sağlamaksa, hadi safça söyleyelim, bunun hazırlıklarını olsun şimdiye değin yapmalıydı. Nedir o, Senatoda bir AP-CHP-CGP grubu bırakma fiyaskosu? Nerede Millî Birlik. Kontenjan Grupları? AP zaten oyunlarını oynamış, MSP'nin elindeki .anahtarın ucuna bir tırmığından yapışmıştır. Erbakan'ın getirdiği "Demirel başkanlığında AP-CHP-MSP koalisyonu" formülünü -büyük bir zekâ eseri olarak- ortaya çıkarmadı mı?

Anadolu'da işi gücü oyun olanlara "köçek" derler. Düğünlerde oynar, bayramlarda oynar, seyranlarda oynar. Politika alanı da değişiktir benim anladığım...

CHP-AP koalisyonu, ama nasıl?

Tarafsız bir başbakan geliyor çok kimsenin aklına.

Tarafsız bir başbakanla CHP-AP koalisyonu akla geliyor da neden, tarafsız başbakanla ötekiler akla gelmiyor. Onların isteyip can attıkları o. Yok, bitmiş, tükenmiş Süleyman Bey'i Karaoğlan'a sürükletmekse, taşıtmaksa amaç, bu da çıkar bir yol değil. Kimse kimseyi kurtaramaz ki.

Millî koalisyon önerisi fena değil aslında. Ancak, en kısa zamanda seçime gitme koşuluyla. Partilere sadece bir propaganda süresi olacak kadar sürecek bir koalisyon. Erken seçimi de kimse istemiyor ki...

Çok kimse 14 Ekim'de Ecevit'in kazandığını boğazında bırakmak istiyor. Savaş alanlarında .kazanılanı barış masasında kaybetmek gibi. Karaoğlan gelir mi bu oyuna? Çeşitli yerlerden etkilenmek istenen Korutürk de gelmez.

6 Aralık 1973