Yorumsuz...

Kortej, Anıtkabir'e doğru Aslanlı Yol'da ilerliyordu. Parti temsilcileri sırasında yürüyen Bülent Ecevit'le Şinasi Osma, bir ara yan yana geldiler. Ecevit, sordu:

-AP'nin yetkili kurulları ne zaman toplanıyor?

-Kesin belli değil, önümüzdeki hafta toplanır herhalde.

Ecevit'in soruyu birkaç kez sormasına Osma hayret etti. AP yetkili kurullarının toplanması bu kadar önemliydi demek...

AP'nin ünlü Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil'in kafasını kurcalayan bir mesele vardı. Son zamanlarda rastladığına açtı bu meseleyi. Neredeyse, aklına gelene kendi de şaşıyor, bir yandan "Neden olmasın?" diyordu. Çağlayangil'in kafasını kurcalayan CHP'nin hükümetten çekilmesi değildi. CHP'nin çekilmesinden sonra olacaklardı. Çağlayangil'in sesli düşündüğünü kabul edersek, şöyle diyordu kendi kendine:

-AP ilk kez olarak, CHP'siz bir anayasa değişikliği yapacak.

Başbakan Melen'in, siyasi partilerin yetkili kurullarının verecekleri cevapları beklemekten başka dertleri de var. Bülent Ecevit'in kayınbabasının cenaze töreninde, yanına düşen YTP Genel Başkanı Nihat Doğanla ayak üstü dertleşti. Konu, THY'na alınacak uçaklar meselesi. Melen, Doğan'a, bazı uçak firmaları adına hareket edenlerin kendisine tehdit yollu önerilerde bile bulunduklarını söyledi. Başbakanı tehdit ha... Böyle bir haber akşam gazetelerinde sürmanşet olur. Kulağı delik, dikkatli gazeteciler, duydukları ile yetindiler. Bakalım, uçak meselesinin sonu nereye varacak? Başbakan Melen, tehditlere pabuç bırakıcılardan değil anlaşılan, duyulduğuna göre, şöyle demiş:

-Ben, konuyu heyete havale ettim. Gerisine karışmıyorum...

CHP'den istifaların başlıca nedeni: "Mer'a kavgasıymış. terlerin seçim bölgelerinde birbirleriyle savaşlarının adı bu “Mer’a kavgası” Örneğin, CHP Genel Sekreter Yardrmcısı, Mustafa Üstündağ yanında, seçim şansı kalmamış. Sadi Koçaş'ın Onur Kurulu Başkanı Orhan Okay da seçimlerde başlıca çengel. Bursa da Sadrettin Çanga, rahim Öktem karşısında zaten güç durumdaydı deniyor. Manisa’da Mustafa Ok ile Veli Bakırlı yanında, Muammer Erten, “Ecevit’e ters düşmüş olarak" şansını yitirmek üzereymiş zaten.

Mer'a kavgası çok önceden başlamıştı aslında. Mer’a kavgası yüzünden, bazılarına yazık olmuştu bile. Örneğin bir Muallâ Akarca, “Ben ortanın solundayım" diye diye gitti MGP'ye.

İstifalar, belki daha da artabilirdi. Artabilir de. Ecevit'in bazılarına telefonla, "Ayrılmayın" dediği de söyleniyor. Bu, liderin görevi de ayrıca. Daha önceden yapılması gerekliydi. Böyle diyenler var...

Tabii Senatör Ahmet Yıldız'a sordum:

-Anıtkabir'de yoktunuz, neden?

Yüzüm yoktu, gitmedim.

12 Kasım 1972