Süleyman Bey'in Öfkesi...

Önceki akşam, Sovyet ihtilâlinin 56'ncı yılı dolayısiyle Sovyet Elçiliğinde verilen kokteyl oldukça kalabalık amma cansızdı... Artık, çok yaşlandı da ondan mı, İsmet Paşa gelmiyor. Kokteyllere filan. Ecevit, Cumhurbaşkanı'ndan ayrıldıktan sonra, televizyona canlı yayın yapmaya gitmişti. Yani Ecevit de yoktu, ortada bir örnek giysilerle boncuk dizisi gibi dolaşan Çin’liler göze çarpıyordu. Biz giderken, elçiliğe, AP’li Şinasi Osma çıkıyordu. Çok keyifli gibiydi ya, yüzü neden pancar gibiydi.

-Hükümeti siz mi kuruyorsunuz?

-Bakalım. Keh keh keh…

İhsan Sabri Çağlayangil, Hasan Işık’la kucaklaştı. Fazla bir şey konuşmadılar. Zateni böyle kokteyllerde ne konuşulur? İhsan Sabri Bey, ne demiştir?

-    Hasan’cığım, buluşalım, görüşelim yahu...

Nihat Bey de oradaymış -isabet ki- karşılaşmadık, Ferit Bey’le burun buruna geldik ama.

-Ne olur Ferit Bey hükümet?

-AP-CHP koalisyonu olur...

AP'den Senato Başkanvekili Mehmet Ünaldı oradaydı. Büfeye yakın yerde duruyor, oraya yaklaşanlarla konuşuyordu.

Prof. Hicri Fişek oradaydı.

-Kurthan çıkmış öyle mi, geçmiş olsun.

-Çıktı, teşekkür ederim.

Tabiî Senatörler, Muzaffer Yurdakuler, Şükran Özkaya, Suphi Gürsoytrak, CHP’nin genç milletvekilleri Süleyman Genç, Mehmet Can, Deniz Baykal, eski TİP Senatörü Fatma Hikmet İşmen söyleşideler. Zaman zaman böyle kokteyller, parlamento kulislerine döner. Fazla bir şey konuşulmaz elbet. Ev sahipleri, diplomatlar da -nedense- pek meraklıdırlar. Meraklıları izliyen meraklılar da varsa, tadı tuzu kaçar konuşamazsınız bir türlü. Amma, bir hava da alışırsınız doğrusu.

MSP'li göremedim kokteylde, zaten tanımam ki hiçbirini...

Süleyman Bey'in öfkesi ne öyle, CHP Parti Meclisi'nde, "Şimdi ne olacak?" dendiğinde, İbrahim Öktem, "AP-CHP koalisyonu en iyisi" mi demiş? Bundan sonra anlatılmış, Süleyman Bey'in CHP'ye de Ecevit'e de nasıl karşı olduğu anlaşılan. Ne diyesiymiş Süleyman Bey?

-Azınlık hükümeti kurarlarsa, iktidarı başlarına yıkarım...

Tıpkı, 1965'deki gibi yapacak. Belki baştan desteklerim diyecek, tam bütçe zamanı gelince -sağ koalisyon işte o zaman çıkabilir ortaya- gümm, düşürüverecek. "Azınlık hükümeti kurarlarsa iktidarı başlarına yıkarım" sözünün anlamı bu. 1965'te nasıl tavlamıştı ama Osman Bölükbaşı'yı? Sanırım, böylesine oyuna getirilmek ve kandırılmak Osman Bey'in içinden hiç çıkmamıştır.

Bülent Bey, Parti Meclisi'nde de sonra televizyonda da anlattı ya, ilk görüşmelerinde yer değiştirmişler gibi, Süleyman Bey Karaoğlan olmuş, sonra ağarmış öfkeden rengi...

-Herşeyi denedikten sonra size gelirsek, bizimle koalisyon yapar mısınız?

-Hayır, biz size muhalif olacağız. Muhalefet yapacağız...

Süleyman Bey'in öfkesi neden mi? 1965'lerdeki Süleyman Bey değil de ondan. Biten ve kendini yeniliyemiyen kişi, suçu hep başkalarında arar. Bülent Bey'e kadar, Süleyman Bey gençti, dinçti, bir İsmet Paşa'nın her zaman hakkından gelirdi. Amma durum değişti. İsmet Paşa'yı başkaları alt edince Süleyman Bey'in bir rövanşı artık yenisiyle yapması gerekti. 12 Mart'ta ve sonrasında elli yıl daha yaşlandı Süleyman Bey. İdamları çıkarttırmak için koşan Süleyman Bey, onları önlemiye koşan İsmet Paşa'dan yüz yıl daha yaşlı, yani yüz yıl daha geriydi.

Kendisini yeniliyemiyen, çevresini de yeniliyemez. Ne o öyle çevresinde trene bakar gibi, kulislerde boş bakışan adamlar? Kursaklarından bir şey geçmedi mi. Kimseyi bulabilirsin bul...

Süleyman Bey'e alternatif arıyorlar şimdi. Kimler? Çok güvendiği sermaye ve çevresinde halka olanlar arıyorlar.

-Çağlayangil olmaz, o 67 yaşında. Süleyman Bey'in yerine gelecek, Karaoğlan'la yarışacak kadar genç olmalı.

-Peki, onu nerede bulmalı?

Bülent Bey, Parti Meclisi’nde Süleyman Bey’i ve cevabını anlatırken bu kelimenin üstüne basarak söyledi:

-Duygusaldı Süleyman Bey…

Herkes neleri ile tanıdı Süleyman Bey’i. Ne kadar çelişmeli bir yaşantı. Gençsiniz sözde, halbuki yüzlerce yıl geride yaşıyorsunuz. Yıllarca ektiğiniz bir Erbakan biçip karşınıza geliyor dil çıkarıyor.

Sırrı Atalay -AP’liler pek sevmez ya- konuşuyor:

-Af tasarısına bir ek madde koydurmayı düşünüyorum. Şöyle “Başbakanlar, bu hükümlerden yararlanamazlar…”

Yurdakuler’in teklifi de değişik:

-12 Mart’tan sonra işkence yapanlar af kapsamı dışındadırlar…

9 Kasım 1973