Yanıyor Mu, Yeşil Köşkün Lambası?

"Milliyetçi Cephe" dedikleri nedir, Allahaşkına? Biraz ırkçılık koku­yor, çoğunluğuyla faşizm kokusu var. Ulusçuluk, milliyetçilik, anayasa­nın tanımı içinde düşünüldüğü zaman geçerlidir Türkiye'de, "Ben Tür­küm, ben vatandaşım," diyen herkesin bu ülkede milliyetçi olması gere­kir.

Süleyman Bey'in kafasındakileri anlamak çok zor değil, AP Genel Başkanı olana dek yükselebilmek için girdiği, üyesi olduğu dernek ve kuruluşların bazıları ise "Cephe"dekilerin pek hoşlarına giden türden ol­masa gerektir. Odalar Birliği'nde Necmettin Bey'le büyük bir savaş ver­di. Necmettin Bey'i uzaklaştırdı oradan. Yıldızlarının barışacağını kimse pek sanmıyor. Alpaslan Türkeş, 27 Mayıs Devrimi'nden sonra sahipsiz kalan eski DP'nin başına geçmeyi tasarlamış mıdır? Herhalde, tarihçiler bugün karanlıkta kalan pek çok noktayı aydınlığa kavuşturmak için hay­li uğraşacaklar. Kulakları çınlasın, Bölükbaşı'nın da AP'nin mirasına konma düşleri gördüğünü sanırdım. "AP'yi neden kapattırmıyorlar" diye zamanın iktidarlarına kızardı. Turhan Bey'in düşlerini bilmem, çok? CGP'linin gönlünde bir kaç dönem AP'den seçilip gelme yatar Milliyetçi Cephenin kişisel çıkarlar açısından görünümü bu.

Ben asıl böyle bir cephe hazırlığının, Türk siyasal, sosyal yaşantısı­na getirebileceği tehlikeleri söylemek istiyorum. Bu cepheye girenlerin biri artık "Biz faşizme de karşıyız" diyemeyecektir. Bundan böyle, yaşa­ması gelişmesi demokrasiye, demokrasinin yaşamasına bağlı olan AP böyle bir cephenin yıkıntıları altında kalabilir ve bundan Türk demokra­sisi zarar görür. Çok kimse Süleyman Bey'in, artık kendisinden başka birşeyi düşünemez duruma geldiğini somut olarak görmeye başladı.

"Milliyetçi Cephe"yi kim ister, niye ister bunu kimse kolay anlata­maz. Örneğin Türkiye'de yurdun doğusunda, batısında, güneyinde, ku­zeyinde yaşıyan milyonlarca insan böyle bir ayrımı ister mi? Neye iste­sin? Örneğin:

- Bu ne lo?.. Demezler mi?

Böyle bir cephe Amerika'nın mı işine gelir acaba, diye düşünüyo­rum. Onun niye işine gelsin? Öyle olsa elinde ClA'sı var, bilmem neyi var, dünyanın başka yerlerinde böyle partilerin birleşerek faşist cephe­ler kurmasını sağlamaya çalışırlardı. Bunun kapitalist dünyanın da pek işine yarıyacağını söylemek kolay değil... Sermaye kesimi de, senin malını koruyacağım gerekçesiyle de olsa, bir ölüm kalıma atmaz kendi­ni. Ödünler vererek yaşantısını sürdürmeyi yeğ bulur çağımızda.

Türkiye'de geçirilen faşist dönemlerin de etkisiyle olacak, büyük bir bilinçlenme var. Bunu unutmamalı. Ortaokul, lise sıralarında öğrenciler "Burjuvazi''yi, "Emek"i, "Sömürü"yü öğrenmektedirler. Öğrenci, sordu öğretmenine parmağını kaldırarak:

-  Öğretmenim, tarihte okuduğumuz "soylular" günümüzün "kapitalist­ler"! değil mi?

Hadi bakalım, anlatın çocuğa...

Okullarda öğrencilerden gelen mektuplar, komando baskılarına, fa­şizmin yoğunlaşmasına ilişkin hep.

Şair İlhan Berk mi bulmuş, kullanmış yeni bir sözcük: Köy soylu.. Kent soylu, "Burjuva" karşılığı. Köy soylu da köyden çıkmış, okumuş, yetişmiş ama köylünün yerine kent soyluları düşünen bir öğretiyi be­nimsemiş olanlara verilen ad. Ne çok örnekleri var çevremizde. Ne gü­zel söylemiş halk:

-    Aslını saklayan haramzadedir...

Bir de köylü geçinip büyük yığınlardan yana geçinip, yıllar yılı kandı­rıcılar, boyacılar var... Onları da bilirsiniz. Ben işçiden, köylüden, ezilen­den yanayım, demek de yetmiyor işte. Foyası çabuk çıkıveriyor kişi­nin...

Süleyman Bey'in de, Turhan Bey'in de "milliyetçi cephe" diye adını koyup, anlaşır gözüktükleri şey, sanıyorum kendi partileri içinde de pek tutmadı. Örneğin Ferit Bey ne düşünür bunun için? İlhami Sancar ne düşünür, Millî Savunma Bakanıdır...

Cumhurbaşkanı Korutürk, böyle bir "Cephe" için yeşil ışık yakacak yapı ve yaradılışta değil, bildiğim kadarıyla. Azından ülkeyi böyle cep­helere bölmenin zararlı olacağını düşünür ne bileyim...

Kulislerde konuşmalar:

-   Çankaya, Süleyman Bey'e H223'ü bulmadan olmaz" demiş, "Boşu­na uğraşmayın." Korutürk ayrıca, toplumu böyle milliyetçi cephe, yok vatan cephesi gibi cephelere bölmenin sakıncalarını belirtiyormuş." "Sertleştirmeyin" diyormuş...

-    Süleyman Bey ne karşılık vermiş buna?

-    O, "Ben kurarım kurduğum kadar. 224'ü bulup düşürsünler" diyor.

Çankaya deyince, Korutürk geliyor elbet akla, yada, bir de Bayramoğlu var, Korutürk'ün çevresinde. Söylentilere göre Bayramoğlu, Feyzioğlu kanadının destekçisi durumundadır. Belki de çok şey bu "çevre"den çatallaşıyor, kim bilir...

Çevrenin havasını yoklarken, bir yandan da bunca kumarın ne üstü­ne oynandığını, sezmeye çalışıyorum. Bir avuç kişinin ya da kişilerin çı­karları yatmıyor mu bunun altında? Kimler "milliyetçi" olur, kimler ol­maz, bakın söyleyeyim: Yıllarca yabancı firma temsilciliği yaparak mil­yoner olanlar kimseye "milliyetçilik" dersi veremez, milliyetçi cepheler­de gözükemez. Çağımızın ulusçuluk, milliyetçilik anlayışı da değişmiştir. Milliyetçilik, vergi kaçırmamaktır örneğin, afyon tarlaların­dan afyon kaçırmamaktır. Mason localarının dar bölmeleri içinde salt kendi çıkarlarını ve geleceğini düşünmemektir. Dil, din, ırk ayrımı gözet­meden, değişik düşünceleri hoşgörü ile karşılamaktır çağımızın milliyet­çilik anlayışı. "Tam bağımsız Türkiye" özlemini duymaktır milliyetçilik, bu yurdun çocukları için. Kardeşleriniz milyoner olmuş, besleme basın yaratmışsınız bana ne? Bu yurdun çocukları süründükten sonra, hangi "millî cephe?"

Doğrusu, bu, olsa olsa çıkar cephesidir. Seçim cephesidir bir adı. Hani, seçimlerde çöp batmasın diye...

(21 Aralık 1974)