Eski Askerlerin Öğütleri...

Ne kadar dolu birkaç gün geçirdik, daha da geçireceğimizden başka. Ecevit, Cumhurbaşkanının yanından ilk çıkışında neden üzgündü? Neden gazetecilerle fazla konuşmayıp, doğruca bir köşeye çekildi? Geceleme gözüme uyku girmedi. Ne oluyordu ortalıklarda?

Cumhurbaşkanı Korutürk, bir an karamsarlığa, Ecevit'in başlıbaşına koalisyonu kuramayacağı kanısına mı varıyordu? Ondan mı, Ecevit'e, şöyle demişti ilk görüşmede:

-Hükümetin kurulması konusunda "koordinatör" olur musunuz?

-Anlamadım, ne demek koordinatör?

Konuşma belki tam böyle olmamıştı. Ancak, Cumhurbaşkanı'nın hükümetin kurulup, işletmeye başlayacağından endişesi mi vardı başlarda. Endişesi neler olabilirdi?

-CHP'nin içinde solun her türlüsü var. Onlar şimdi Ecevit’e herşeyi yaptırmaya çalışacaklar.

CHP ve Ecevit hakkında Feyzioğlu'nun söyledikleri mi etkilemişti Korutürk'ü?

-Paşam, iktidarı CHP'ye verirseniz, solun bütün militanlarını köşe başlarına doldururlar.

Feyzioğlu inler gibi mi konuşmuş, nerdeyse sızlanmıştı? Bu, "Paşam bizim bütün devlet kadrolarına yerleştirdiklerimizin açıkta kalması demektir," anlamına da geliyor muydu?

Ecevit, Korutürk'ten döndüğü akşam, toplanan Parti Meclisi'ne de gitmedi. Düşündü uzun uzun. Gelişmeleri bekleyecekti. Korutürk neler düşünüyordu?

Korutürk'ün, Demokratik Parti Genel Başkanı Ferruh Bozbeyli ile görüşmesi ilginç olmalıydı. Korutürk, şöyle mi başlamıştı?

-Kaç yaşındasınız?

Bozbeyli, Cumhuriyet çocuğuydu elbette. Atatürk döneminin soluğuyla yetişmişti...

Konuşma, böyle sürdü gitti. Sonra koalisyonlar konusuna, hükümeti kimin kuracağına dek...

Korutürk, MSP Genel Başkam'yla ikinci kez görüşüyordu. İlki yazın İstanbul da olmuştu galiba. Erbakan, Cumhurbaşkanı'nı ziyaret etmişti. Korutürk sormuştu Prof. Erbakan'a:

-Kaç yaşındasınız? Kaç doğumlusun yani?

-1926.

Korutürk, "Cumhuriyet çocuğusun demek" dedi. "İlkokulu, ortayı, liseyi Atatürk okullarında okudun. Peki, bu geriye taviz söylentileri nedir?"

Eski asker, Korutürk'ün endişeleri bunlardı. Devletin başı olarak, bu kaygıları duyuyordu.

Korutürk belki de ilk görüşmede, Ecevit'e "koordinatörlük" teklif ederken, bu anlattığım endişelerini yenemiyerek öyle davranıyor, belki de AP-CHP koalisyonu ile tarafsız bir başbakanı atayıp, daha rahat hükümetler kurabileceğini düşünüyordu. Doğrusu, işin bu son tarafını kesinlikle bilmiyorum, okuyucuları yanıltmak istemem.

İki eski asker, Korutürk'le Özdilek karşı karşıya geldiklerinde, Korutürk duyduğu endişeleri Özdilek'e açmış mıdır?

-CHP ile MSP koalisyon yapsa, örneğin stratejik bakanlıkları MSP istese, Lüffi Doğan (Eski Diyanet işleri Başkan Vekili) Millî Eğitim Bakanlığımın başına gelip otursa...

-Paşam, Ecevit onu zaten akıl edecektir. Ancak, burada siz de ağırlık koyabilirsiniz...

Bir sırrımı açıklayayım. Düş kurma gücü hayli geniş bir gazeteciyim ben. Yazdıklarımın kimseyi bağlamasını istemem. Ancak, Korutürk'le Ozdilek neden böyle konuşamasınlar? Korutürk, benim bildiğim kadarıyla en çok tabiî senatörlere açılır, onlara açık açık konuşur. Bu hep böyle oldu. Yine neden iki asker dertleşmesinler? Hem de böylesine önemli konuda...

Olayların çok bildiğimiz yanı, kapıda liderlerin ve Korutürk'ü ziyaret edenlerin yaptıkları açıklamalar var. Yazımızı "bina" ederken bunlarla da çelişmememiz gerek.

Nitekim, Fahri Özdilek ve Nihat Erim, Çankaya'dan çıktıktan sonra, Korutürk derin bir soluk almış, kafasındaki endişeler gitmiş, o zaman I cevit'e hükümeti kurma görevini -sevinçle- vermişti.

Fahri Paşa, adaşı Korutürk'e "geciktirmeden Ecevit'e vermelisiniz hükümeti kurma görevini" demiş miydi? Nihat Bey, aynı biçimde Korutürk'e telkinde bulunmuş, bununla geçmiş kavgalı günlerin altına bir çizgi çekmek ve unutmak istediğini belirtmek istemiş miydi? Ecevit'e herkes yardımcı olmalıydı bu hükümeti kurma işinde. Demokratik ortamın bir an önce kurulmasında.

Ecevit, Erim'in yanından memnun ayrıldı. Fakat, Millî Birlik Grubu'nda konuştuğu Fahri Özdilek'in yanından çıkarken çok da duygulanmıştı. Eski askerin öğütlerini ilgiyle dinledi. Fahri Paşa belki de şu öğüdü vermişti:

-Yumuşaklığın var, amma tavizlere gitme. Ancak, kapıları da sımsıkı kapama. Seni düşürebileceklerini her an düşün. Bak, sana komünist diyenler artık demiyor. Halk senden ucuzluk bekliyor, şimdi. Gençler, 18 yaşındakiler seçmen yaşının 18'e inmesini bekliyor. İçerdeki binlerce mahkûm af bekliyor. Bunları bir an önce çıkarmalı, gerçekleştirmelisin.

Fahri Paşa, gün görmüş eski ihtilâlci asker, genç Ecevit'e yardımcı olacağını söylüyordu.

Ecevit, bir ara koalisyonun kurulmasından, kurulmasının uzamasından endişe ettiğini saklamamıştı. Fahri Paşa, "Merak etme" dedi, Geciksin, 1961'de koalisyon bir buçuk ayda kurulmuştu..."

Ecevit, Fahri Özdilek'in yanından ayrılırken gazetecilere "öğütlerinden çok yararlandım" diyecekti.

Ecevit, şimdi koalisyon kurma hazırlıklarının en kritik günlerini yaşıyor...

Ecevit'e yardımcı olmak istemiyen bir Turhan Bey, bir Süleyman Bey, bir Ferruh Bey var gibi karşılarda. Hepsinin hesabı, kitabı ayrı ayrı. Turhan Bey'i saymazsak, Süleyman Bey can derdinde bu ara. Ferruh Bey de onun canını alma derdinde...

Belki de bunun için, bütün halk çoğunluğu Ecevit'e yardımcı olmak istiyor. Onun başarısı, halkın başarısı da ondan...

30 Ekim 1973