Yıl, 1964'ler olmalı, Süleyman Bey'in AP Genel Başkanlığına adaylığını koyacağının söylendiği günler. Süleyman Bey'in Ankara'da Sümer Sokak'taki işyerine gazeteciler baskın yapmışlardı. Gazetecilerin arasında, o zamanlar Yeni Gazete'nin Ankara Temsilcisi olan Emil Galip Sandalcı da var. Hattâ gazetecilerin en eskileri olduğundan, bir çeşit onların başkanı sanır gören. Süleyman Bey'le yapılan o konuşma gazetelerde çıkmadı. Konuşma ilginçti, orada geçenler ilginçti de ondan.Hoş, bu sıralar Süleyman Bey bazen kendi, bazen yaver-i has imzasıyla açıklamalar, tekzipler yollamakla vakit geçiriyor. Aktaracağım görüşmelerde bir eksiğim varsa yalanım varsa, düzeltir. Seviniriz...
Daha, çok kimse Süleyman Bey'i pek bilmiyor o zamanlar. Bilse, eski Su İşleri Genel Müdürü biliyor o kadar. Su İşleri Genel Müdürü'nü kim tanır, biliyor muyum şimdiki Su işleri Genel Müdürü'nü? Neyse, sordular Süleyman Bey'e:
- Adalet Partisi'nin Genel Başkanlığı'na adaylığınızı koyuyorsunuz, AP’nin programında bir değişiklik yapacak mısınız?
Süleyman Bey, o sonradan öğrendiğimiz pozunu aldı. Gerdanını kırdı, boynunu uzattı, karşılık verdi:
- Hayır beyler; AP'nin programı değişmeyecektir. Biz ithal malı doktrin ve görüşlerle yönetim taraflısı değiliz. Biz, kendi halkımıza uygun elbiseyi dikeceğiz... filân.
- Sadettin Bilgiçle sizin aranızdan bir fark var mı?
- Hayır yoktur. O da benim arkadaşımdır. Önemli olan hizmette nöbettir, AP'ye hizmettir... filân.
Süleyman Bey, tam bu sözleri söylediği sırada, yanında oturan, gazetecilerin de pek tanımadıkları bir adam söze karıştı. Süleyman Bey'in arkadaşlarından biri olmalıydı:
- Nasıl böyle söylersin Süleyman? Sen halk içinden çıkmış biri değil misin? Sosyalist değil misin?
Herkes sustu. Süleyman Bey, gazetecilere, "Bir dakikanızı rica ederim beyler" dedi, arkadaşının elinden tuttu. Arkadaşı içinden: "Eyvah, bir skandala sebep oldum. Herhalde şimdi beni azarlayacak..." diye düşünüyordu.
Süleyman Bey, arkadaşının elinden tuttuğu gibi, onu yandaki kardeşi Şevket'in odasına götürdü, şöyle dedi:
- Yahu, deli misin, ben elbette sosyalistim. Başka bir düzende de Türkiye'nin kalkınamayacağını biliyorum. Fakat, halk çoğunluğu bu kelimeye karşı alerji duyuyor. Bu kelimeyi söylersek, hiç bir başarı sağlayamayız... filân.
Bu olayı neden anlattım? Süleyman Bey'in sosyalist olduğunu açıklamak için, yahut onu da sosyalist yapmak için mi? Bana ne? Alpaslan Türkeş, "Asıl sosyalist biziz" demedi miydi?
AP Genel Başkanı seçildikten sonra sormuştum açık açık:
- Mason olduğunuz söyleniyor, doğru mu?
Atlatmıştı, lâfı gargaraya getirip...
AP büyük kongresi yaklaşıyor. Süleyman Bey günün konusu olacaktır. Yine sola, sosyalistlere ağır sözler söyleyecek, onlara çatarak oy toplamaya uğraşacaktır delegelerinden. Bu da yeni bir şey değil Türkiye'de. Süleyman Bey, arkadaşlarına nasıl olduğunu, ne düşündüğünü söylüyorsa öyle konuşsaydı yığınların karşısında, ne olurdu diye düşünüyorum durum?
Önce kendi durumu, herhalde böyle olmazdı ne bileyim? İsmet Paşa, Süleyman Bey'e bir türlü güvenemedi. Önce, doğruluğuna güvenemedi. Sık sık söylerdi:
- Şurada bana söz veriyor, ayrılıyoruz. Girip zıddını yapıyor. Nasıl güvenebilirim?
Liderler, tükenmişlerse kimseye kabahat bulmayıp, bunu önce kendilerinde aramalılar. Süleyman Bey iktidarı için en az yirmi yıl biçilmiyor muydu? Altı yılda tükeniverdi işte. Artık yapacağı yoktu Türkiye'de çünkü. Farkında mısınız besleyip yapay olarak yaşattığı naylon basını bile zarar vermeye başladı Süleyman Bey'e. AP örgütünün tutmadığı kişiler, Süleyman Bey'in adamı olsa, onun için canını veriyor görünse ne çıkar!!!...
- Faşist bu... demişti. Demek, faşizme onun da vardı öfkesi.
Süleyman Bey'i aradığımız olmadı mı? Özellikle 12 Mart döneminde, onca işkence yapılırken?.. Süleyman Bey, çok kızdığı eski başbakanlardan birine bir gün:
Süleyman Bey için iyi şeyler yazmak istediğim oldu. Fakat gelmedi elimden Onu hep yukarılarda tanımladığı biçimde dinledim yakınlarından. Seçimleri elden kaçırdığı, başa geçemediği için uzgun olmalı. Ama daha elinde AP Genel Başkanlığı var. Şimdi onu elde tutmağa uğraşıyor. Büyük kongreden önce istifa eder mi? Ben sanmıyorum. Buyuk kongrede de kazanır mı? Görünüşe göre evet. Ama, ondan sonra ne olur? Sorun burada...
10 Eylül 1974