Korutürk Başkan seçildikten sonra, Başkan Avcı ant içme için bir saat kadar ara vermişti birleşime. Usûl böyleydi, seçilen Başkanın evinden alınması, getirilmesi gerekiyordu. Kontenjan Grubu Başkanı Korutürk, Kontenjan Grubu odasında oturmuyor muydu her gün? Demek o gün evinde oturmalıydı, usulen...
Avcı birleşime ara verince, ben ne yapayım? Şu ayakkabılarımı boyatayım, bir de traş olayım diye gittim Meclisin birinci bodrumuna. Önce ayakkabılar parladı, sıra geldi traşa. Benim bildiğim, ayakkabı boyatma, traş olma aslında parasız galiba Mecliste. Verilen para bir çeşit "gönülden kopma" kabilinden. Zaten, berberde, boyacıda böyledir az- çok. Gönlünüzden kopar, fazla da verebilirsiniz, kimse karışmaz. Parlamenterin de arkasından koşup "elli kuruş daha vereceksiniz..." demek olmaz, öyle ya...
Berbere girince İhsan bey, fırladı yerinden... Çok kibar kişidir berber İhsan Bey. Yaşlı başlı zat. Oktay Rifat'ın galiba, "gün görmüş eyyam geçirmiş..." öyle. Recep Peker'i tanır, Adnan Menderes'i traş etmiş, daha kimleri?...
-Ben Faik Ahmet Barutçu’yu çok severdim efendim, çok değerli adamdı, çok...
-Karadenizli misiniz?
-Hayır efendim, Balkanlıyım bendeniz...
-Yaaa...
-Evet. Fahri Korutürk'ün Cumhurbaşkanı seçileceğini iki buçuk ay önceden biliyordum efendim. Kendisine de söyledim. "Efendim, siz Cumhurbaşkanı olacaksınız, en lâyık sîzsiniz..." dedim.
-Ne dedi?
-Güldü... Gülmeyin beyefendi, dedim. Benim tahminlerim çıkar.
-Eee, sonra?
-İyisi efendim, sizin gibi şöyle oturuyordu. Bir daha söyledim. Sonra bir ara gelmedi. Evine telefon ettim. "Efendim, benim gönlüm sizi Cumhurbaşkanı görmek istiyor" dedim.
-O zaman ne dedi?
-Evlâdım İhsan, dedi, sana bir vatandaş olarak değil, Türk Milletinin bir sembolü olarak teşekkür ederim, dedi... Fahri Korutürk, çok temiz adam, kendi halinde, halim selim. Öyle değil mi efendim?
-Vallahi...
-Öyle öyle. Beyefendi, ben eğer toto oynasaydım, bire üç koyardım rahat. Geçenlerde Erdoğan bey geldi. Ona söyledim. Bana kızdı, azarladı beyefendi... Fahri Paşa'dan bahsetmeme kızdı. Olmazmış. Demin gördüm kendilerini, "nasılllll?" dedim. Dudaklarını ağlayacakmış gibi, şaşmış gibi büzdü, haklıymışsın, dedi. Gürler Paşa'nın olmayacağını anlamıştım efendim. Ben olayım da, vallahi...
-Favorilerden biri uzun mu ne, sağdaki...
-Düzeltirim efendim... Ben Fahri Paşa'nın olacağını gazetecilere de söyledim. Hattâ biri yazdı. Bıyıklı bir arkadaş. Biraz evvel de, gazetecilere söyledi. "İhsan Bey, bana Cumhurbaşkanı adayını söyledi, ben de ilk olarak yazdım" dedi.
-Yazarken, haberi sizden aldığını da yazdı mı?
-Hayır, onu yazmadı efendim. Yazması lâzımdı değil mi efendim?
İhsan Bey, acaba beni milletvekili mi sanıyordu. Olur ya, öyle bilir. Ben de dinliyorum.
-Bir daha gelmez artık Fahri Korutürk değil mi? Efendim, beni hatırladınız mı? Hani, size Başkan olacağınızı söylemiştim, siz de bana "Evlâdım İhsan..." demiştiniz, desem, hatırlar değil mi?
-Köşke gitseniz, randevu alır görüşürsünüz...
-Öyle düşünüyorum efendim. Hatırlar herhalde?
Saat 18'e gelmişti. Yeni Başkan ant içecekti. Ziller çalıyordu.
-İhsan bey, biraz çabuk olsanız...
-Bitti efendim, tamam...
Yüksek sandalyeden inip, boynuma dolan kılları şöyle elimle bir daha temizledim. İhsan bey de bulunmak istiyordu, ant içme töreninde haklı olara... Telâşından öyle anlıyordum. Ayrılırken, arkamdan bir ses:
-Yazacağınız yazı nerde çıkar beyefendi, diye kulağımı çınlattı. Dönüp baktım, berber İhsan Beydi...
Parlamento kulislerinde Başkanlık üzerine değil artık, Başkanın ne kadar oy alacağı üzerine toto başladı bir ara.
-Fahri Korutürk ne kadar oy alacak?
Toto'ya katılma on liraydı. CHP'li, AP'li parlamenterler katıldı oyuna. Toplandı mı ortaya 200 lira. Rakkamı tutturmak şart değildi, en yakın rakkamı tutturan paraları alacaktı.
Herkes, Turan Güneş’ten korkuyordu. Eeee, CHP’nin seçim tahmincisiydi Güneş. Ondan iyi kim toto oynayabilirdi bu konularda. Adam ilmini biliyor diyorlardı…
Olmadı, totoyu CHP’li Hasan Çetinkaya tam oy rakkamını bilerek tutturdu, paraları da cebe attı. Arkadaşları Prof. turan Güneş’i yakaladılar:
-Hani yahu, ne oldu? Seçimleri de böyle tahmin edeceksen iyi vallahi? Sen 415 oy alacak diyordun Başkan…
Turan Güneş, tam bir gerçekçi edasiyle güldü:
-Benim toto tam anlamiyle yattı. Ben unsurları yanlış ele almışım. CGP’de yanılmışım. CGP’nin Cumhuriyet’çisiyle Güven’cisi yanılttı beni. O tutsaydı, tutturuyordum totoyu. Bir de katılanların sayısında yanıldım…
-Bırak Güneş, bırak…
Ant içme töreni de bitti. Ant biter bitmez, herkes sanki birbirine mi baktı ne, niye baktı?
-Yardım için Allah’tan niyaz ederim, demedi…
-Evet, bir de ant’ın bir cümlesini unuttu…
-Hangi cümlesini?
-Yedi yılın sonunda süremin uzatılmasını istemiyeceğime…
-Ne adamsın yani…
Espriler arka arkaya yapılıyor, tebrik töreni için büyük salona giderken.
-Artık bundan sonra, amiral battı oynarız…
-Farkında mısın, askerler de çok memnun…
Arkamızdan gelen, Korgeneral Mithat Ceylân, AP’li Nuri Bayar ve Ahmet İhsan Kırımlı ile sohbette. Memnun görünüyor. Genelkurmay Başkanı Sancar, Hava Kuvvetleri Komutanı Batur, biraz ara ile tebrik için merdivenleri iniyorlar. Sancar tebrik ettikten sonra Korutürk’ü, hemen arkasında Başbakan Melen’in yanında yerini aldı. Ferit Beyin yüzü neden bu kadar kararmış böyle. Asılmış?
Korutürk’ün kutlama törenini izlerken tam karşımızda kimler yoktu? Adları gazetelere geçmiş bir sürü Başkan adayı. Avcı’lar, Arıburun’lar…
Bu iş de böyle bitti. İhsan Beyin dediği oldu.
8 Nisan 1973