Annesi, Eylem'e mama yedirirken kullanıyor bu deyimi:
-Hadi kızım, karanlığın gözüne bakalım…
Birlikte gidip, kapıcı Ziya efendinin oturduğu zemin kata bakıyorlar. Onlar aşağı bakarken, annesi mama lokmasını dayıyor Eylem’in ağzına. Eylem, daha mayısta iki yaşına basacak, o kadar küçük. Fazıl Hüsnü amcası, Eylem’e imzaladığı kitabına, “Yurdun ve yeryüzünün en büyük güzelliği Eylem’dir” diye yazdı, yaaa… Haydi kızım bir lokmacık daha. Şu Özlem, Eylem’in küçüğü. O mamalarını daha kolay yiyor denebilir. Eylem, mamadan sonra konuşuyor:
-Babam, karanlığın gözünü dövecek, pat pat yaa…
O mamasını yerken düşünüyorum, “karanlığın gözü”nü. Böyle bakıyor adama, yaaaa…
-Gürler, ilk turda çıkar mı, çıkmaz mı?
İlk iki turda çıkabilmesi için, en az 422 oy alması gerek. Ondan sonraki turlar için ise 317 oy... Kulislerde söylentiler:
-Kardeşim, Meclisin haysiyet ve şerefi var...
-Elbette var, 12 Mart'tan beri yeni mi farkına vardın?
Biri şöyle demiş:
-Ben bırakır giderim..
-Size engel olan mı var, bırak git...
Arkadaşına da fısıldıyor:
-Merak etme, on bini nereye bırakıp gidecek?
Ne bırakıp gitmesi "Keşke, şu Meclislerin süresi bir uzasa" diyenden geçilmiyor kulislerde.
Bilinmeyenle çarpışıyor çok kişi.
-Ne demek istiyorsunuz, efendim?
-Demek istediğimi söyledim, daha fazla söyleyemem…
Viraj almaya bakıyoruz boyuna iyi mi? Bu kadar viraj da biraz fazla canım...
-CHP tam verecekmiş diyorlar.
-Alkışlara bakılırsa öyle. Amma, AP'liler de verir, merak etme, kendi başlarına kaldıklarında değişik düşünüyorlar...
Gürler ant içerken, AP'liler yanı hemen hemen bomboştu. Peki neden gelmediler, belki de engellemek istediler Senato toplantısını. Ant içemezse, senatör olamaz, senatör olamazsa, aday da olamaz yaaaa... O zaman Süleyman Bey'in kafasındaki adayı çıkarıveririz ortaya, yaaa.
Süleyman Bey, aday çıkarırsa bu aday bundan sonra oy alabilir mi? Oy alamayacağını Süleyman Bey de bilir. Bu hale geldikten sonra işler, oy verseler bir çeşit, vermeseler başka çeşit. Oy verene, ya da kafasındaki adaya oy vermiyene ceza vermek isterse, örneğin Aydın Yalçın'a yaptığı gibi haysiyet kurullarına verse, ya direnenler çoğalırsa ne olacak? Parti de parçalanırsa, görünen oraya gidiyor ya, YTP örneği, Demokratiklerle AP'liler bir gün "yahu biz neden ayrıyız tanrı aşkına" deyiverecekler gibi geliyor... Bu ne zaman olur? Herhalde, bunun da başında Süleyman Bey sorunu yatar o zaman da...
Süleyman Bey kendi pek iyi biliyor, bir daha kolay başbakanlık olamayacağını şansında. Bir daha kolay gülmeyeceğini o şansın. Ne yapar, ne eder ilk gelecek seçimlerden sonra?
Şimdi yakın geleceklerin sorusu olacağı benzer bu. Hiç mi çıkış yolu yoktur, hiç mi çare kalmadı bilmiyorum... Belki vardır nebileyim, önce çevresinden kurtulsa bir, kafasını kurcalayanlardan kurtulsa...
Eylem'e söylüyorum:
-Karanlığın gözünü döveceğim ben, pat pat...
Dövme baba, karanlığın gözü cici...
9 Mart 1973