Nurettin Ünverdi, Gaziantep’te oturur. Atatürk Bulvarı 59-A’da işkencelere uğramış tutukluların yakınlarını bir “çağrı” ile dayanışmaya çağırıyor, şöyle diyor çağrısında:
12 Mart’tan sonra siyasi suç isnadiyle 12.7.1973 gününden beri Mamak No.’lu As. tutukevinde tutulan Hacettepe Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi oğlumdan normal mektup alamamaktayım. Her hafta cuma günleri yazmayı alışkanlık edinmişti. Olanak buldukça aksatmıyordu. 23.11.1973 gününden beri ise hiç bir haberini alamıyorum. Böyle, mektuplarının arasının açılması birkaç kez tekrarlandı. Bu gibi fasılalar sonunda gelen mektuplarındaki yazısı ise tanınmayacak derecede çirkinleşiyor ve değişiyor. Bu gibi mektuplarında ismini yazmayı ve imzalamayı unuttuğu da oluyor. Halbuki, yazısı çok güzel, belleği kuvvetli, tertipli ve de saygısıyle çevresinde sevilen (1951 doğumlu) bir gençtir. Bunun nedeni apaçık ortada. Mektupla, dilekçelerle başvurdum, birçok yetkili mercilere başvurdum, feci durumlara son verilmesi için. Değişen bir şey olmadı.
Aynı durumda olan tutuklu yakınlarını: Aramızda “Tanışma ve Dayanışma” adlı ve amaçlı bir dernek kurarak tanışmaya ve yasal haklarımızı birlikte aramaya çağırıyorum. Uluslararası Af Örgütü’nün Paris’te toplandığı şu günlerde sesimizi duymak istemeyenlere duyuralım.
Birimiz kazaya uğrarsak, başka bir yakınımız yüklensin görevi…
Uluslararası Af Örgütü “Amnesty International”ın Almanya grubundan Lothar Bischoff, Nürnberg’den şu mektubu gönderdi:
Sayın Mustafa Ekmekçi,
Yeniortam ve diğer demokrat basında yayınlanan işkencelerle ilgili haberleri üzüntüyle ve fakat son bulacağı yolunda artan bir ümitle izliyoruz. Bizce, dünyanın neresinde olursa olsun, siyasi tutuklu ve hükümlülere uygulanan hukuk ve insanlık dışı işlemler sadece o ülke insanlarının değil, bütün insanlığın ortak sorunudur.
Amnesty International “İşkenceleri Protesto Yılı” olarak ilân ettiği 1973 yılında bu tür uygulamaların son bulması için kendi olanakları içinde ve Uluslararası Hukuk Komisyonu, Birleşmiş Milletler Örgütü, Avrupa Konseyi gibi uluslararası kuruluşlar nezdinde çaba göstermiştir.
Biz, 443 No.’lu Amnesty Grubu, Amnesty International’ın Federal Almanya Seksiyonuna bağlı bir alt kuruluşuz. Kuruluşumuzdan bu yana çalışmalarımızda ağırlık noktası, Türkiye’deki siyasi tutuklu ve hükümlüler ve onlara karşı uygulanan baskılar oldu. Şimdi ise, Federal Almanya’da Türkiye konusunda çalışmalar yapan diğer A-1 grupları arasında koordinatörlük görevini yerine getirmeye çalışıyoruz. Bir süre önce, öncelikle Avrupa Konseyi parlamenterleri ve diğer ilgili kişi ve kuruluşlara gönderilmek üzere Türkiye ile ilgili bir işkence raporu yayınladık. Size bu rapordan ilişikte bir adet gönderiyoruz. Bu raporu hazırlarken en fazla yararlandığımız kaynak Yeniortam Gazetesi oldu. En elverişli olmayan koşullarda gazetenizde yayınlanan bu haberleri titizlikle izledik ve raporumuza aldık. Ayrıca sizin gazetedeki köşenizde uzun süredir üzerinde durduğunuz tutuklu ve hükümlülerle ilgili haber ve yorumlarınızın sadece Türkiye’de değil, Türkiye dışında da yankılar uyandırdığını belirtmek isteriz.
Kaleminiz aracılığıyla tutuk ve cezaevlerinde bulunan, inançları nedeniyle işkence ve diğer baskılara maruz bırakılan vatandaşlarınıza yalnız olmadıklarını, bütün dünya hümanist ve demokratlarının, insan haklarından yana herkesin kendileriyle dayanışma içinde olduklarını duyurmanızı rica ederiz.
Siyasi tutuklu ve hükümlülere ve diğer bütün mahkûmlara uygulanan her türlü hukuk dışı baskıya son verilene kadar bir Amnesty International kuruluşu olarak elimizden gelen bütün çabayı göstereceğimizi ve bu yoldaki bütün girişimleri elimizden geldiği kadar tüm olanaklarla destekleyeceğimizi duyururuz.
Size ve gazeteniz Yeniortam’a en iyi dileklerimizi gönderir, mücadelenizde başarılar dileriz.
İki mektubu da yayınlamakla yetiniyorum, yorumunu da sizlere bırakıyorum.
15 Aralık 1973