Şellefyan'ın Ortakları Ve Ramazan...

Dolmuş şoförü, önündeki arabayı sollarken dertleniyordu:

-Ecevit iktidara geldi, kıtlık, pahalılık başladı, diyorlardı. Ecevit yok, bunlar geldi yağ yine yok işte. Vallahi yedi taş nüfus, eve şuncacık yağ girmiyor haftalardır...

Direksiyondan kaldırdığı elinin serçe parmağını gösterdi. Konuşu­yordu sözde kendi kendine:

-Kuyruklara girip de nerden yağ alacağım ben.

Yolculardan biri, katıldı konuşmaya, önde giden yük yerinde un çu­valları dolu arabayı göstererek:

-Yokluk diyorsun, bak un çuvalları gidiyor araba dolusu...

-Ohooo, Çankaya'ya gidiyordur o. Dikmenderesi'ne, bizim gece­kondulara inmez tasalanma...

İkinci yolcu da söze karışmak istedi...

-Şellefyan kaçıp gitmiş ama, ortakları memlekette, ne bekliyorsun daha...

Bir başka yolcu, dik dik baktı. Şoföre seslendi:

-İnecek var...

Süleyman Bey o zaman Başbakan, daha 12 Mart ne olmamış. "Karavezir" dedikleri yardımcısı nerdeyse yalvarıyordu Süleyman Bey'e:

-Beyefendi, gitmeyin bu Şellefyan'ın köşküne, dedikodu olacak du­yulursa. Kendi durumunuzu düşünün.

Bir karavezir mi, o zaman İstanbul Senatörü olan Osman Gümüşoğlu, da az mı yalvarmıştı, "Etmeyin gitmeyin şunun köşküne" diye.

Ama, Süleyman Bey söz dinlemezdi, dinletilmezdi birşey. İstanbul'a indikçe kesinkes köşküne gider, ziyaret ederdi.

Ankara Notları'ndan birinde, Şellefyan'ın eski demokratlara nasıl yardımlarda bulunduğunu yazmıştım. Şimdi, AP'nin liste başında seçi­me giren ünlülerinden biri de hayli yardımını gördü Şellefyan ın.

-Adam Müslüman değil ama, değme Müslümana değişmem... Di­yen o.

Eski demokratlardan, 1960 öncesi ve sonrası en darda olanlardan biri eski Isparta DP Milletvekili Kemal Demiralay'dı. O içerdeyken eşi, bodrum katlarda oturur, görenler acırlardı. Onun elinden de tuttu Şellef­yan.

1960'lardan çok çok sonraları. Kemal Demiralay bir gün uçakla İs­tanbul’a gidiyordu. Zamanın bakanlarından Ahmet Özel de uçakta. Se­lâmlaştılar. Uçak, Yeşilköy'e indiğinde Demiralay, Özel'e sordu:

-Araban yoksa beraber inelim. Beni karşılayacaklar.

Kemal Demiralay'ı karşılayanlar Şellefyan'ın adamlarıydı. Ahmet Özel, Şellefyan'ı o gün Şellefyan'ın köşkünde tanıdı.

Demiralay, Özel'in kulağına eğildi:

-Ağanın da çok yakınıdır, dostudur. Aralarından su sızmaz.

Şellefyan'ın Ankara'da bir AP'li bakanla konuşmak için özel kalem müdürünün aracılığı gerekmezdi. Belki de bakanların özel-gizli telefon­larını bilirdi ne bileyim. Öyle adam, kendisi telefon mu eder hem. Adamları vardır, onlar çevirirler telefonları, numaraları...

Hakkında soruşturma açıldığı, arandığı bir sıra pırrr diye uçtu gitti, gidiş o gidiş.

Altan Öymen, İsviçre'de "hayalî" firmanın adresini, sokağını arar­ken, Şellefyan'ın Türkiye'deki ortakları -eski yeni ortakları- işi örtbas et­me yollarına girmişlerdi bile çoktan. Şelleyan'lar Yahya’lara, döviz yolla­yacaklarına söz vermemişlerdi ki, açıktan dövizi yollayan başkasıydı. Avrupa'larda yaşayan, bir gün Paris'te, bir gün Roma'da, bir gün Ce­nevre'de biri. Onun adını zamanı gelince açıklayacağım. Boşuna ara­masın Altan Öymen, bulamaz, ne sokağı ne caddeyi... Hani, Nasreddin Hoca bir gün, düğün salonuna dalmış. Elindeki zarfı da, kapıdaki ada­mın eline tutuşturarak. Adam, zarfın üstünün boş olduğunu hatırlatıp Hoca'ya:

-Bunun üstünde bir şey yazmıyor... deyince Hoca pişkin:

-İçinde de yazmaz... demiş, yürümüş.

O hesap, biz içeriğine bakalım işin. Türkiye'de bugün, Şellefyan’la iş ortaklığı etmiş bir kişi, Cephe İktidarında bakanlıklardan birinde "Müs­teşarlık" makamındadır. Cahit Kayra'nın petrole ilişkin bir demecinde de, üstü kapalı adı geçmişti. Tanıdınız mı? Çok meraklı olanlar, ticaret sicili gazetelerini karıştırırlarsa bulabilirler. Benden uyarması...

MHP'li Devlet Bakanlığı'na bağlı Toprak Reformu Müsteşarlığımda odacılar, çaycılar, şoförler ne kadar telâşlıydılar? İşlerinden olmamak için, "Ülkü Ocakları”na kayıtlarını yaptırıyorlardı. Kayıtlarını yaptıranlar, makbuzları Müsteşarlıkta ilgiliye veriyorlardı. Bu işin uzun olacağını dü­şünen biri, Müsteşarlıkta bir kayıt bürosu kurdu. Artık, Ülkü Ocakları'na kadar gitmeden, kayıtlar Müsteşarlıkla yapılabiliyor. Gerekli her çeşit kolaylık gösteriliyor. Devletin işçisine, emekçisine bakın.

İşe alınacakların MHP'li ya da Ülkü Ocaklı olmalarına sıkı sıkıya ba­kılıyordu Müsteşarlıkta. Müsteşarlık, Plânlama Müdürlüğü'ne getirilen kişi hakkında da gerekli soruşturmayı yapmıştı. Müsteşara şu bilgi veril­di:

-Efendim, bizdendir. Daha önce 28'inci Tümen'de paraşütçüydü.

MSP'liler de boş durmuyorlardı hani. Bir yandan, Toprak Reformu Müsteşarlığımdan kendilerine de bir pay çıkarmak için örneğin, yatırım kredileri plânlanırken "cami kredisi" ayrılmasını istiyorlardı.

-Cami kredisi de ne ki?

..................................

İnşaat Mühendisleri Odası, MSP'li Karayolları Genel Müdürü'nün cuma günleri çalışma saatlerinin namaz saatlerine göre ayarlanmasını istiyen genelgesine karşı imza toplamış, direnişe geçmişti. Fakat, topla­nan imzalar bir ölçüde yeterli değildi. Personelin çoğu ürkmüştü. Genel Müdür aba altından sopa gösteriyordu. İmza verenler sürülecek deni­yordu. Ama, yine de rakam küçümsenmiyecek bir sayıya ulaşmıştı doğ­rusu. Bu kadar gözdağına karşın, genç mühendislerin genelgenin ana­yasaya, yasalara aykırı olduğunu belirtmeleri az buz şey değildi.

Geçen cuma, Karayolları mescidine Genel Müdür Orhan Batı, ba­kanlardan Korkut Özal'ı çağırdı. Ona devlet kesesinden ikramda da bu­lundu belki de. Babasının kesesinden bulunacak değildi ya.

Karayolları Genel Müdürü Orhan Batı'nın asıl "lâkap ve şöhreti”: Mağriboğulları'ymış. Mağrip yani Batı. Ama bu mağrip bizim anladığı­mız anlamda "batı" da değil pek. Müslüman batı, yanı Fas, Cezayir fi­lân. Öyle frengistan değil anlayacağınız.

Ramazanda eşe dosta böyle anlatıyordur MSP'li genel müdür.

Cumhurbaşkanı Sayın Korutürk de merak edip sormuştur Batı’ya belki soyadının nerden geldiğini...

Depremle birlikte girdik Ramazan'a. Cephecilerin çok sevdikleri Şellefyan, cephe için dua edecek mi acaba?

Devleti, halkı soyanların geçerli olmaz duası da, orucu da, Müslümandan Müslüman da gözükseler, her yıkım, her kıyım onlardan gelir bilesiniz.

(8 Eylül 1975)