Şinasi Nahit Berker, "gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur." der. Neden böyle der, bilmiyorum. Mustafa Kemal'in gazeteciliği ile ilgili "Ankara Notları"nın çatısını çatarken, düşündüm. Basın özgürlüğüne, içtenlikle önem veren kişinin bu uğraşa yakınlık duyması da gerekmez miydi?
Mustafa Kemal, 1911'de, Trablusgarp'a giderken kimlik olarak "gazeteci" kimliği kullanmış. Takma adı da "Şerif". Gazeteci Şerif Bey... Hikmet Bayur, "Atatürk" adlı yapıtında, buna değinir. Başka kaynaklarda yok.
Neden gazeteci kimliği kullanmış, Derne’ye giderken? Örneğin "iş adamı", "tüccar", "öğretmen" dememiş de, gazeteci demiş. Uğraşa bir yakınlığı olmalı, değil mi? düşündürüyor insanı.
Belki nedeni, Trablusgarp'a savaş muhabiri kimliğiyle gir menin daha kolay olacağını düşündüğündendir. Bilemiyorum.
1918'de arkadaşı Fethi Bey'le İstanbul’da "Minber" gazetesi çıkarırlar. "Minber" camilerde merdivenle çıkılan kürsüye denir. Mustafa Kemal, Minber'e başyazılar yazar. Gazetenin sahibi Fethi Bey'dir. Mustafa Kemal ortağı. Mustafa Kemal Paşa, asker olduğu için adıyla yazmaz yazılarını.
Şevket Süreyya Aydemir, "Tek Adam" adlı yapıtının birinci cildinde 342-343'üncü sayfalarda, şu bilgiyi verir:
"... Daha sonra Fethi Bey'in "Minber" isimli bir gazete çıkardığı da görülür... Mustafa Kemal, bu gazete ile ortak olduğunu, hayatında ilk ve son gazeteciliğinin bu olduğunu ve bunun da muvaffakiyetsizlikle sona erdiğini söyler. Fakat gazeteyi de yürütmek mümkün olmaz..."
Minber'in sayıları, İstanbul'da "İnkılap Kütüphanesinde var. Buradaki başyazılardan hangisini Mustafa Kemal'in yazdığı, onun yazış biçiminden (üslubundan) anlaşılabilir.
Birinci Dünya Savaşı sonunda İngiliz gemileri İstanbul'a gelip demirlemiştir. Mustafa Kemal ertesi günü bir basın toplantısı düzenler, bu onun ilk basın toplantısı. Haber olarak, hemen hemen bütün gazetelerde çıkar. Mustafa Kemal'in söyledikleri. Ertesi günü, Minber'de çıkan başyazı ilginçtir.
Minber'deki başyazı imzasızdır. Ord. Prof. Enver Ziya Karal bu başyazıya, "Unutulmuş Belgeler" adlı yazısında değinir..
Mustafa Kemal Paşa'nın gazeteciliğine örnekler, sonra daha belirginleşecektir. Erzurum Kongresi sırasında, Erzurum'da çıkan "Albayrak" gazetesinde, onun yazışını andırır imzasız yazılar, yazının kim tarafından yazıldığının araştırılması için meraklılarını beklemektedir. "Albayrak" 1913'te Süleyman Necati Bey'in kurduğu bir gazete.
Mustafa Kemal Sivas'ta 14 Eylül 1919'da "İrade-i Milliye" gazetesini kurar İrade-i Milliye'deki imzasız başyazılar da, yazıların kimin tarafından yazıldığının araştırılmasının zorunluluğuna götürüyor insanı.
Sivas’tan Ankara’ya gelince İrade-i Milliye'yi de Ankara'ya taşımak ister. Ancak, İrade-i Milliye'nin sahibi, Mustafa Kemal'den, gazetenin Sivas'ta kalmasını, yayınını orada sürdürmesini rica eder. Bunun üzerine, Mustafa Kemal, Ankara da "Hakimiyet-i Milliye"yi kurar. Gazetenin sahibi, arkadaşı Recep Zühtü görünmektedir, ama, Mustafa Kemal gazeteden benim gazetem" diye söz eder. Hakimiyet-i Milliye'nin çıktığı günkü başyazıyı onun yazdığı söylenir. Naşit Hakkı Uluğ, "Hemşerim Atatürk” adlı yapıtında, Hakimiyet-i Milliye'nin başyazısının Mustafa Kemal'in olduğunu vurgular.
Ankara'da . "Yenigün", İstanbul'da "Cumhuriyet"in de, Atatürk ün arkadaşı Yunus Nadi'ye kurdurduğu biliniyor. Mustafa Kemal'in Cumhuriyet'te çıkmış başyazıları da var. Bunlardan birini, A. Dilaçar, Atatürk'ün bulduğu matematik terimleri ile ilgili yapıtında anlatır. Bir matematik kitabı çıkmış, bu kitapta yazar, dikdörtgen prizmayı anlatırken, bunu "bisküvi kutusu"na benzeterek anlatır. Mustafa Kemal kitaba değindiği başyazısında, "Yahu, bisküviyi köylü ne bilir? Kaç kişi bisküvi yemiştir ki, yazar bunu örnek veriyor?" biçiminde eleştirir..
Geçenlerde yıldönümünü kutladığımız a.a.'yı eliyle kurdu. İlk haftalar, ajansın bültenlerini, bir haber şefi gibi, titizlikle denetler. Onlara yol gösterir.
Hatay sorunu sırasında, "Vakit" gazetesinde, Atatürk’ün altı başyazısı yayınlanır. Gazetenin başyazarı Asım Us, sonra bu yazıları kendisine Atatürk'ün yazdırdığını açıkladı. Bunlar, Asım Us'un imzasıyla yayınlanmıştı.
Atatürk'ün yakın çevresi, gazeteciler - yazarlarla doluydu.
Daha Mustafa Kemal adı pek duyulmamışken, Çanakkale Savaşları sırasında, Ruşen Eşref (Onaydın) "Yeni Mecmua"da, "Anafartalar Kahramanı ile Mülakat"ı yayınladı.
13.4.1981