Düş...

Danışma Meclisi'ne üye olacakmışım gibi, önceki sabah er­kenden kalktım. Düşümde de Danışma Meclisi'ni gördüm. Lis­teyi öğrenmeye çalışıyordum. Düş bu ya, Danışma Meclisi üyelerinin listesini, üyelerin yaşam öykülerini daktiloya çeken Meclis memurunu, haber dışarı sızmasın diye, odaya kilitlemişlerdi..

Yıllar öncesiydi; bir gece düşümde İsmet Paşa'yı görmüştüm. Bir gemideydik. Paşayı yakalayıp, bir demeç almanın tam sırasıydı:

-Paşam, demokrasi ne olacak?

Paşa, anlatıyor; güvertede bir kanapeye oturmuş not alıyordum. Demeç bitti, Paşa kamarasına çekildi. Bu kez, elim­deki tomar tomar kağıtlar uçuvermez mi rüzgarda? Aman!.. Kağıtları güçbela topladım. Bu kez, yeni bir tasa; denizin or­tasında, bu haberi gazeteye nasıl ulaştıracağım? Geminin telsizinden veremez miydim acaba? Kaptanla bir konuşsam, derken ter içinde uyandım.

Gazetecilik uğraşının yazgısı da bu; ihtilal olur, bir ih­tilalciler uyumaz, bir de gazeteciler...

Askerler, "takvim"e önem veriyorlar. Liste, 15 ekime değin açıklanacak, dediler. Tam 15'inde açıkladılar.

Danışma Meclisi'nin oluşumuyla birlikte, hükümet konusu da kulislere gelir gibi oldu.

-Danışma Meclisi kurulduğuna göre hükümet nezaket gereği istifa eder miydi?

Onu düşümde görmedim, soruşturdum.

-Danışma Meclisi'nin oluşmasının, hükümetin istifasını ge­rektirmeyeceği, yanıtını veriyorlardı, sorduklarım.

Hükümet, Danışma Meclisi'ne karşı sorumlu değildi çünkü.

O, TBMM görevini yapan Konsey'e karşı sorumluydu Danışma Meclisi'nin hükümeti denetim yetkisi yoktu. Üyeler, "gensoru" vermeyecek, sözlü sorular soramayacaklardı. Ama, usa çeşitli sorular da gelmiyor değildi hani; diyelim, bir bakanın hazırladığı yasa tasarısı Meclis'ten çıkmazsa ne olacaktı? Ba­kan, sert biçimde eleştirilirse örneğin...

Bütçeyi görüşecekti Danışma Meclisi, şimdiye değin bütçe görüşmeleri bir çeşit hesap verme toplantıları olmamış mıydı? Biri şöyle dedi.

-Bana göre, gidiş bir başkanlık sistemine doğru... Bu bakımdan, hükümetin istilası pek günün konusu değil.

Bunların tümü, getireceği gelişmeler, zamanla Danışma Meclisi'ni de biçimlendireceğe benzemekteydi. Danışma Mec­lisi'nin bırakacağı izlenim, burada üyelerin çabaları, Danışma Meclisi'nin işlevi, demokrasimizin geleceğini de etkileyecekti.

Demokrasimizin sorunları ve geleceği? Çok kimse, bu dönem de bunu düşünecek ve tartışacak zamanı bulacak kuşkusuz.

Doç Dr. Server Tanilli, son yapıtı "Devlet ve Demokrasi"yi yolladı. Kitap, 12 Eylül 1980'e dek olan gelişmeleri kapsıyor. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi yayını olan kitabının 105'inci sayfasında Tanilli, "demokrasimizin sorunları ve ge­leceği" konusunda özetle şöyle diyor:

Önce şu gerçeği saptayalım: Siyasal gündemin başına geçtiği 1945'lerden bu yana, herşeye karşın sürekli bir ge­lişme göstermiştir, bizim demokrasimiz. Gitgide kentleşen, nüfusunun yapısı değişen, tarlalardan fabrikalara yönelen bir toplumda, hiçbir zaman tutucu olmamıştır o. Demokrasi yığınlara kendini kabul ettirmiştir.

O, kitlelerin malıdır artık.

1961 Anayasasının büyüklüğü, işte böyle bir gelişmeyi tanıması, onun gerektirdiği esnek çerçeveyi çizmiş olmasıdır.

Ne var ki, bu anayasa, başta tekelci sermaye olmak üzere, halka karşı olan çıkar çevrelerinin ve güçlerinin düşmanlığım çekmiştir öteden beri.

Nasıl göstermişlerdir düşmanlıklarını ona?

Başta, anayasayı uygulamamakla...

Yeryüzünün uygulamadan ölen tek anayasasıdır belki 1961 anayasası..

Bugün demokrasiyi yeniden kurmanın aranışı içindedir toplum.

Ne yapmalı?

Yapılması gereken, demokrasiyi daha genişliğine kurmak Halka düşman güçleri susturacak tek yöntem, halkın yönetimi olan demokrasidir. Demokrasiyi öyle kuralım ki, bütün me­kanizmalarıyla hem işlesin, hem de kendini koruyabilsin.

Başta düşünce özgürlüğünü tastamam gerçekleştirmekten geçer bunun yolu.

Türkiye’de Batı demokrasisi gerçekleşebilir mi? Gerçekleşemez mi?

Bu tartışılabilir kuşkusuz. Tartışılmıştır. Daha da tartışılacaktır. Ama Batı demokrasisi bir ülkü olarak alınmışsa bilinmelidir ki o demokraside kural; sınırsız bir düşünce, gi­derek örgütlenme özgürlüğüdür. Terörü yok edecek olan da bu- dur.

Demokrasiyi yeniden kurmaya kalkarken, onun anlamını iyi bilerek başlayalım işe: Unutmayalım, demokrasi her toplumda varolmasından daha doğal şey bulunmayan sosyal ya da siyasal çelişkileri, en üst düzeylerdeki yepyeni sentez potalarında eritebilmenin yoludur.

Yaratıcı dinamiği de buradadır demokrasinin...

Doçent Server Tanilli, bu bölümü "Bugüne değin olan çırpınışlarımız yeter olsa gerek" diye bitiriyor.

17.10.1981