Köy Enstitüleri Vakfı...

Türkiye'de Köy Enstitülerinin kurucularından İsmail Hakkı Tonguç, 1894 yılında, bugünkü Bulgaristan sınırları içindeki Dobruca'da, Silistre ilinin Totrakan sancağının Tataratmaca Köyü'nde doğmuş. Oğlu, Dr. Engin Tonguç, "Umut Yolu” adlı yapıtında böyle anlatıyor. Bulgarlar Tataratmaca adını değiştirmişler, şimdi Kubadin olmuş. Köy Enstitülü bir öğretmenin yolu Bulgaristan'a düşmüş; öğretmen Tonguç'un doğduğu köyü arayıp bulmuş. Köyün okuluna gidince ne görsün; okul, Tonguç'un resimleriyle süslenmiş, şu yazı yazılmış:

"Türk Eğitimcisi Tonguç, bu köyde doğdu."

Türkiye'deyse Tonguç'un bir anıtı bile yok. Batıkent'te adına açılmış bir park var, bakımsızlıktan mezbeleliğe dönmüş durumda. Kültür Bakanı Fikri Sağlar, Hasan Âli Yücel'in Hipodrom Alanı'na bir anıtını dikti, Abidin Dino, Cahit Külebi'nin anıtları ile birlikte bu güzel bir davranıştı, kutluyorum. "Bravo Fikri Sağlar!" diyorum.

Köy Enstitülerden bir kesim, "Köy Enstitüsü ve Çağdaş Eğitim Vakfı" adıyla bir vakıf kurma çalışmasına girişti. İlerleyen çalışmalarla ilgili olarak şu mektubu aldım:

Eğitim tarihindeki yeri ve önemi bilinen Köy Enstitüleri sisteminin gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için bir vakıf kurma aşamasındayız.

Vakıf senedinde belirtildiği üzere, Köy Enstitülerinden kalan belgelerin toplanması, bu konuda eğitsel ve kültürel çalışmaların yapılması birinci amacımızdır. Köy Enstitülerinin, Köy Enstitüsü dostlarının, çağdaş anlayışa sahip olanların bu girişimi destekleyeceğini biliyoruz. Böyle bir girişim, yılların özlemiydi. Güven kaynağımız sizlersiniz.

Biz aşağıda adları yazılı arkadaşlarca başlatılan Köy Enstitüsü ve Çağdaş Eğitim Vakfı çalışmaları sürüyor. Kuruluş aşamasında, katkıda bulunacak arkadaşlarımızı Ankara'ya çağıracağız; bu arkadaşlar, vakfın kurucu üyeleri olacaktır. İsteriz ki, hiçbir arkadaşımız bu imecenin dışında kalmasın. Sizden bu imeceye katılabilecek arkadaşlarımızın ad ve adreslerini bize bildirmenizi beklemekteyiz.

Vakfın kuruluşunun ilk imecileri arasından Talip Apaydın, Mahmut Makal, Prof. Dr. Yakup Kepenek adına vakıf kuruluşunu gerçekleştirmek amacıyla:

*T.C. Ziraat Bankası Ankara Yenişehir Şubesi'nde

26810 numaralı,

*Pamukbank Ankara Merkez Şubesi'nde 092 16 330

numaralı hesaplar açılmıştır.

Kuruluşa katkınız için bu hesaplardan birine uygun göreceğiniz miktarda para göndermenizi bekliyoruz.

Katkılarınızı bekler, sevgiler, saygılar sunarız.

Bu çağrıda imzaları bulunanlar: Dr. Engin Tonguç, Mehmet Başaran, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Dursun Kut, Prof. Dr. Yakup Kepenek, Niyazi Ünsal, Ali Dündar,

Ali Yılmaz, Ali Arı, Osman Bolulu.

Haberleşme adresi de şöyle: Ali Dündar, Kumrulu Sk. 29/5, 06120 Kalaba-Ankara, Tel: 0.312.314.4913.

Böyle bir çağrıyı, Köy Enstitülerinin kuruluş günü olan 17 Nisan günü yayımlamak istedim. Bugün dil, din, cins, ırk gözetmeksizin köylülerin, köylü çocuklarının eğitilmesi, topluma bilinçli olarak kazandırılmaları için 1940 yılında kurulan Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümü. Türkiye halkına kutlu olsun!

İki gün önce, cuma sabahı erken saatte, TRT 1'de "Gündem" izlencesinde, Köy Enstitülü yazarlarımızdan Mahmut Makal konuştu. Köy Enstitülerini, ilkelerini anlattı. Makal, özetle "Atatürk'ün direktifleriyle kurulmuşlardır, eğitim kurslarından başlayarak; teknisyeni Tonguç'tur. Türk buluşudur. Pestalozzi gibi Avrupalı eğitmenlerin düşüncelerinden esinlenmişse de Tonguç, UNESCO da, tüm dünya da kabul etmiştir ki, Köy Enstitüleri çağdaş eğitim kurumlarıdır..." dedi.

Makal, şimdi uygulanan eğitim sistemindeki bozukluğu anlatırken şöyle konuştu:

Türkiye'de yetmiş bin cami var; halbuki imam-hatip okullarında yarım milyon çocuk, bir o kadar da mezun çocuk var. Bunların yeteri kadarının bırakılması ve ötekilerin Köy Enstitülerine yaklaşan çok amaçlı liseler hâline getirilmesi uygun olur.

Köy Enstitülerinde, sizin burada yaptığınız gibi biz, tarlalarda, binaların dışında oturuyor, o günler Sait Faik'in hikâyelerini tartışıyorduk. Kitaplıklarımıza dolan o beyaz kaplı klasikleri okuyorduk. Köy Enstitülerini kapatmak için yola çıkanların hazırladığı raporlarda o günler, menfi şeyler gibi anlatılır. Fakat Köy Enstitülerinin lehinedir anlattıkları, verdikleri raporlar. En önemli ilkelerinden birisi, Köy Enstitüsü öğrencilerini okutmaktı. Ben de Köy Enstitülerinde okuduğuma göre Köy Enstitülerinde biz, demokratik eğitimi uyguladık. Cumartesi günleri, bizim eğitim toplantılarımız olurdu demokratik eğitimin sonucu olarak; biz yöneticilerimizi, öğretmenlerimizi eleştirirdik. Öyle eleştiri ki, aile olarak iç içe, herkes o eleştiriden memnun olur...

Makal, sözlerinin sonunda da şunları söyledi:

Türkiye'nin bugünkü eğitim ortamında, enflasyonu, ekonomik darboğazını eğer aşmak istiyorsak, insanımızı çok iyi yetiştirmemiz gerekir. Bunu birkaç gün önce yurdumuza gelen İsrail Dışişleri Bakanı Simon Peres de belirtti, 'Mutlaka eğitim' dedi. Onun için diyorum ki, eğer bunu kazanacaksak, Türk çocuklarının başına çağdaş eğitimin çelengini koymamız gerekecekse, Köy Enstitülerine benzer eğitim kurumlarının kurulması ya da mevcut kurumların o eğitim sisteminden yararlandırılması yolunda eğitimimizin mutlaka çağdaşlaştırılması gerekir. Bunların adı Köy Enstitüsü olur veya olmaz, o önemli değil. Önemli olan çocuklarımızın kurtarılmasıdır.

17 Nisan dolayısıyla, yurdun her yanında bugün bayram yapılıyor. Toplantılar düzenleniyor. Ankara'da TÜYAP Kitap Fuarı'nda da var. İstanbul'da SHP, Kadıköy'de Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenleniyor. Saat 14.00'teki açıkoturumu Sami Karaören yönetiyor.

Konuşmacılar: Mahmut Yağmur, Süleyman Üstün, Yılmaz Elmas, Salim Kara, Veli Dalak, Rıfat Ural.

17 Nisan 1994