Türkiyeli işçi Kamber Kaplan, 11 Kasım 1989'da yakalandığı kanserden kurtarılamayarak Almanya'nın Köln kentinde öldü. Kitaplarını, Türkiyelilerin gittikleri Köln Halkevine bırakmıştı. Başkaca bir şeyi yoktu. Yurtdışına çıkmadan önce Kamber Kaplanın son isteğinin yerine getirilmesi için uğraşmıştım. Kamber Kaplanın son isteği, yurdunu son bir kez görmek, öyle ölmekti! Bu gerçekleşmedi. Yetkililere söylüyordum:
"Kanser tüm gövdesini sarmış; bu adam uçakta Yeşilköy'e geldiği zaman emniyete değil, evine götürülmeli. Son soluğunu orada vermeli!"
"Tahdit var" diyorlardı. "O olduğuna göre kesinlikle emniyete götürülür!"
"Hiçbir şey yapılamaz mı?"
"Belki şu olabilir, gelirken yanında doktor raporu olursa..."
Sağınlardan rapor alınması, neden olmasın? Kamber Kaplan'ın arkadaşlarına bunu söylüyordum. Almanyalardan telefonlar ediyorlardı.
"Kamber Kaplan konuşacak durumda değil. Belleği de çalışmıyor artık. Size teşekkür ederiz, bakalım burada ne yapacağız?"
Kamber Kaplan, Erzincan’ın Kemah ilçesinin bir köyündendi. 1960'lı yıllarda gitmişti Almanya'ya. Yirmi beş yılı aşkın süredir, TC yurttaşı olarak orada çalışmıştı. Hakkında düzenlenmiş konsolosluk raporlarından habersiz, yaşayıp gidiyordu! Kamber Kaplan, Almanya’da Türklerin giriştikleri her demokrat eylemde vardı. 1973'teki Ford grevinde en önde yer alanlardandı. Başı çekenlerden biri denebilirdi. Köln işçi Birliğinin kuruluşunda çalışmıştı. Avrupa Türk Toplumcular Federasyonunda çalışmış görevler almıştı. Federasyonun kısa adı ATTFydi. FlDEF adlı kuruluşun kurucu üyeleri arasındaydı. Bilinçli bir işçi önderiydi. 56 yaşında ölen Kamber Kaplanın ölüm haberi geldiğinde Hollanda'daydım. Hollanda Radyosuyla birlikte Köln Radyosu, Kamber Kaplan'ın ölüm haberini vermiş, acı haberi tüm Türklere duyurmuştu. 19 Kasımda Kamber Kaplan için büyük bir anma toplantısı düzenlenmişti Köln'de. Gazetelerde ilanlar çıkıyordu; Fakir Baykurt, Aziz Nesin, Server Tanilli adlarını görüyordum ilanlarda. Bir dolu sanatçılar, sendikacılar, Alman sosyal demokratlarıyla Alman Yeşilleri anma toplantısına katılmışlardı. "En Alttakiler" kitabının yazan Günter Wallraff, Alman Sendikalar Birliği (DGB) Köln Şubesi Başkanı, Sosyal Demokrat Milletvekili Konrad Gilges katılanlar arasındaydılar. Günter Wallraff bir konuşma yaptı; Kamber Kaplanın çalışmalarını övdü. Toplantının yapıldığı yer, Kaplanın son iki yılını geçirdiği "Kültür Merkezi" salonuydu. Tören gerçekten görkemliydi. Salonu dolduranların çoğu Türklerdi. Bu toplantıda bir mahkeme karan da okundu. Erzincan Devlet Güvenlik Mahkemesinin Kamber Kaplanla ilgili 25.3 1987 günlü kararında şöyle deniyordu.
Yurtdışında bulunan sanık Kamber Kaplanın yukarıda yazılı belgeler bölümünde anlatıldığı gibi Dışişleri Bakanlığı yazısında ayrıntılı olarak açıklanan bazı eylemleri gerçekleştirdiği, yurtdışında bulunan ülke aleyhindeki bazı demek ve kuruluşlara üye veya başkan seçildiği bildiri dağıtma, yasal olmayan toplantılara katılma gibi ülkemiz aleyhine çalışmalarda bulunduğu ve hakkında TCY’nin 140'ıncı maddesi uyarınca cezalandırılması için mahkememize kamu davası açılmış, ancak iddia makamı kanıt bulamadığından sanığın bu suçtan beraatini istemiştir.
Gerçekten dosyanın incelenmesi adı geçen sanığın bu eylemleri gerçekleştirdiğine, ülkemiz aleyhine çalıştığına ilişkin inandırıcı ve kesin kanıtlar elde edilememiş bu konularda tanık bulunamadığı gibi sanığın dahi ifadeleri saptanamadığından mahkûmiyetine ilişkin hiçbir kanıt elde edilememiştir. Sadece dosyada fotokopileri bulunan Dışişleri Bakanlığı yazısındaki bilgilere dayanılarak, hükümlülük karan verilemeyeceği için ayrıca aleyhine yorumlanacak hiçbir husus da olmadığından sanığın suçsuzluğu kabul edilmiştir...
Erzincan DGM’nin karan, savcı da Yargıtay'a başvuramadığından kesinleşmiştir. Ancak Kamber Kaplanın daha birçok davası vardır. Kaplan, çağrılara uyup Türkiye'ye dönmediği gerekçesiyle yurttaşlığı yitirir. Yurttaşlığı yitirdiği 10 Ağustos günlü Cumhuriyetle çıkar. Kamber, Türkiye'ye gidemediği için son günlerinde birkaç günlüğüne oğlu İsmail (30) gelir Almanya'ya Kamber eşinden bir süre önce ayrılmıştır.
Kamber Kaplan'ın ölümünden sonraki olayı herkes biliyor, cenazesi uçakla Türkiye'ye getirildi, köyüne götürülüp toprağa verildi. Kamber Kaplan, bir değil binlerceydi.
30 Kasım 1989