Kafamı kurcalayan bir soru vardı Süleyman Beyle ilgili; bunu kendisine sormalıydım, evinden aradım:
"Süleyman Bey!"
"Efendim..."
"Ben Mustafa Ekmekçi!"
"Gözlerinden öperim, takdime gerek var mı?' (Gülüşmeler)
"Biz adamı sesinden tanırız, kavımız kurudur!"
"Yalnız, şimdi size bir soru sormak istiyorum!"
"Sor!"
"11 Eylül, Şili'deki darbenin yıldönümü, onun için bir yazı yazacağım..."
’Yaz!"
"Sizin Abdi ipekçiyle yaptığınız bir konuşma var, Allende için söyledikleriniz..."
"Dedim, Tasını tarağını topladı gitti' dedim."
"Ne diyorsunuz, bu kadar şeyden sonra, düşünceniz aynı mı?"
"Canım kardeşim, o günün şartları içerisinde söylenmiştir. O gün başka şeyler vardı orta yerde. Şimdi, senelerce evvel söylenmiş sözleri yorumlatıp ne yapacaksın?"
"Hayır, yani sizin açınızdan soruyorum, 'değişmemiştir Süleyman Bey, aynıdır merak etme' diyenlerden de geçilmiyor..."
"Öyle bilenler de öyle bilsin canım! Ne olacak yani? Ben demokratım kardeşim! Anlatabildim mi? Ben, iktidarların kansız, kavgasız ve hilesiz, entrikasız değişmesi taraftarıyım; el değiştirmesi taraftarıyım. Dünyanın her tarafında aynı şeye taraftarım. Oldu mu?'
"Ben bunu soracaktım, teşekkür ederim!"
"Gözlerinden öperim! Sağ ol..."
"Süleyman Beyin de ayağının suya erdiğini görmek için bir 12 Eylül olması gerekiyormuş, demek" diye geçirmedim değil içimden! Belki haksızlık ediyorum, bilmiyorum. Olaylar, insanları da düşüncelerini de değiştiriyor...
CIA, Şili darbesinde, işleri yüzüne gözüne bulaştırdı. Hükümet darbelerinde, tek başarısız olduğu, en çok başarısız olduğu yer Şili CIA'nın. Dünyanın tiksintisini öylesine üzerine çekti ki!
Şili diktatörü Pinochet ile birlikte, Amerika da, CIA da gözden düştü. Pinochet, Salvador Allende'nin Genelkurmay Başkanıydı. 11 Eylül 1973'te, kanlı bir baskınla iktidarı ele geçirdi, Allende de öldürüldü.
Şili'deki olayları yakından izleyen İngiliz yazar Bayan Sheila Cassidy'nin "İnanıyorum ki Biz Kazanacağız" adlı yapıtını Gencay Şayian Türkçeye çevirdi. Kitap 1987'de "Başak Yayınları" arasında çıktı. Sheila Cassidy, kitabında şöyle diyor:
Allende ile ilgili çok şey söylendi, söyleniyor. Kahraman da dendi, hain de. Kimine göre güçlü bir insandı, kimine göre zayıf. Bazıları, onun, ülkesi için öldüğünden söz etti, bazıları da ülkesine ihanetinden. Askerler onun bir kahraman olmasını istemedikleri için güvenlik içinde ülkeyi terk edebileceği teminatı vermişlerdi. Ama o bu önerileri reddedip, hükümet başkanlığı binasında ölmeyi tercih etmişti. Sanıyorum ki onun halkına söylediği son sözler, faziletinin ve doğruluğunun kanıtıdır. Başkan Allende, yürekten bağlandığı Şili'nin ayrıcalıksız yoksul halkı için yaşadı ve öldü...
Allende'nin son konuşmasını, özetle vermek istiyorum. Allende, halkına şöyle diyordu:
Yurttaşlar,
Bu, kesin olarak size son seslenişimdir... Tarihi bir seçim yaparak, halkıma sadakat içinde yaşamımı feda ediyorum ve sizi temin ederim ki ellerimizle binlerce ve binlerce Şililinin soylu bilinçlerine atılan tohumların büyümesi engellenemeyecektir.
Onlar güçlüdür, halkı esir edebilirler, ama ne işledikleri suçlarla, ne de ellerindeki güçle toplumun gelişme sürecini durdurabilirler. Tarih bizimdir, tarihi yapan halktır.
Ülkemin işçileri,
Her zaman gösterdiğiniz bağlılıktan, anayasaya ve yasalara sadakat yemini etmiş ve yemine sadık kalmış bir adama güven duymanızdan, daha adil bir dünya için büyük özlemlere az da olsa yönelen birini izlemenizden dolayı sizlere teşekkür etmek istiyorum...
Her şeyin üstünde, toprağımızın alçakgönüllü kadınlarına, bizlere inanan köylü kadınlara, olağandan çok daha fazla çabalar gösteren çalışan kadınlara, bizim çocuklarını düşündüğümüzü bilen annelere sesleniyorum.
Şarkı söyleyen, coşkulan ve bütün ruhlarıyla mücadelemize katılan genç insanlara sesleniyorum.
Şili'nin insanlarına, işçilere, köylülere, aydınlara, birkaç saatten beri artık ülkemizde varolan faşizm tarafından ezilecek insanlara sesleniyorum...
Ülkemin işçileri,
Şili'ye ve onun kaderine inanıyorum. Başka Şilililer gelecek. ihanetin ve alçaklığın egemen olduğu bu acı ve karanlık anda da bilmelisiniz ki, er ya da geç, değerli İnsanların yeni bir toplum inşa etmek için geçeceği geniş yollar açılacaktır...
Bunlar benim son sözlerimdir. Kendimi feda etmemin boşa gitmeyeceğine eminim. Bunun; korkaklığı, ihaneti ve alçaklığı cezalandıracak bir ahlak dersi olacağından hiç kuşkum yoktur...
Şimdi Allende'nin söylediği gün gelip çatmış gibidir. Şili darbecisi Pinochet, on beş yıl sonra başkanlık süresini dokuz yıl daha uzatmak için halkoylamasına gidiyor. 5 Ekimde yapılacak halkoylaması için Şili’de yer yerinden oynuyor. Demokrat Şililer, Pinochet'ye "hayır" demek için hazırlanıyorlar. Tüm Pinochet'lere hayır!
11 Eylül 1988