1946 seçimleri öncesiydi; Nuri Demirağ'ın "Milli Kalkınma Partisi", Celal Bayar'ın "Demokrat" Partisinden de önce mi ne kurulmuştu? Nuri Bey, gazetecilere sık sık kuzu çevirir, basın toplantılarını öyle yapardı. Bu nedenle "Milli Kalkınma Partisi'nin basında adı "Kuzu Partisi" oldu. Parti tutunamadı, yitti gitti. Parti liderlerinin, demokratlardan daha ağır saldırıları olurdu iktidardaki CHP ile onun genel başkanı İnönü'ye. Milli Kalkınma Partisi yöneticileri, seçim propagandaları sırasında, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün, gezilerinde CHP propagandası yaptığını, devlet hâzinesinden günde bin lira yolluk aldığını ileri sürerlerdi. Bu saldırılar üzerine başbakanlık bir açıklama yaptı. Başbakanlık yayımladığı bildiride; MKP’nin (Milli Kalkınma Partisinin) ileri sürdüğü gibi, Cumhurbaşkanı İnönü'nün gezilerinde parti propagandası yapmadığını, gezilerinde devlet hâzinesinden günde bin lira harcırah (yolluk) aldığı iddiasının doğru olmadığını, İnönü'nün gerek Garp Cephesi Komutanı, gerek Başbakan, gerek Cumhurbaşkanı olarak memleket içinde yaptığı gezilerde şimdiye kadar bir tek lira harcırah (yolluk) almadığını belirtiyordu.
43 yıl önce geçmiş bu olay çoktan unutulup gitmiştir. Bir kez daha açıklamakta yarar var kuşkusuz. Atatürk de İnönü de yurt gezileri sırasında yolluk almamışlar. Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde, Çankaya Köşkündeki görevliler de gezilerde yolluk almamışlar. Şimdi 91 yaşında olan, Çankaya Köşkü görevlilerinden Ali Rıza Erdim anlattı. 1927 ya da 1928 yılında, vapurla İstanbul'dan İzmir'e gidildiği bir sırada Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Haşan Rıza Soyak, bir ara Gazi Mustafa Kemal'in yanına girer; Köşk görevlilerinin gittikleri yerlerde masrafları olduğunu, bunlara ise bir yolluk verilmediğini anımsatarak "yolluk verilmesini" diler. Mustafa Kemal, Haşan Rıza Soyak'a şu karşılığı verir:
"Benden yiyorlar, benden içiyorlar, benimle birlikte geziyorlar, geziler onlar için de bir zevktir. Memleketi görüp tanıyorlar. Harcırah (yolluk) verilmesini tavsiye etmem. Hâzineyi mi soyalım?"
Yine Ali Rıza Erdim böyle anlattı, şöyle dedi:
"Ne kendi yolluk alırdı, ne de bize yolluk verirdi.”
Cumhurbaşkanlığında çalışanlara yolluk verilmesine İnönü Cumhurbaşkanı olduktan sonra başlanır. İnönü, kendi yolluk almaz, ama görevlilerin yolluk almalarını uygun görür. Ondan sonra da bu uygulama sürer. Atatürk'ün, İnönü'nün yanında çalışmış olan Haldun Derin ile Ali Rıza Erdim, bunu doğruluyorlar.
27 Mayıs devrimcileri, seçimlere gidilinceye dek, ordudaki rütbe aylıklarını alırlar. Ondan sonra, tabii senatör olarak milletvekili aylıkları ile ödeneklerini alacaklardır. Ancak, milletvekillerinin, 27 Mayıs öncesi, dört yıllık aylığı birden almaları gibi usulsüzlüklere, bir anlamda yağmalara da son verilecektir. Milletvekili aylıklarına sınırlamalar getirilecektir, ama kaç para?
Turgut Bey, gezmeyi tozmayı çok seviyor! SHP Balıkesir Milletvekili Önder Kırlı’nın yazılı sorusunu yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, Turgut Beyin, Başbakanlığı döneminde, 54 kez yurtdışına çıktığını açıklamış. Turgut Bey, altışar kez ABD ile İsviçre’ye gitmiş. Üç kez de Sovyetlere uzanmış. Bu gezilerde 191 gün yurtdışında kılınış. Sorulmadığı için aldığı yolluklar yanıtta yok. Yasal masal da olsa, bilmek istemez mi insan? örneğin, Turgut Bey, Galatasaray - Monaco maçına, Köln'e giderken yolluk alacak mı, cepten mi gidecek? Açıklama bekliyorum! Seçim yasakları varken devletin uçağıyla mı gidecek, yolcu uçağıyla mı?
Okurlardan kimi,
"Yahu Ekmekçi, yolluk da bir şey mi?" diyeceklerdir. Olsun öğrenmek istiyorum...
Evren'in yolluk alıp almadığını Ali Baransel'e sordum; araştırdıktan sonra şöyle dedi:
"Sayın Cumhurbaşkanı, yurtiçi ve yurtdışı gezilerinden yolluk almıyorlar. Yolluklarla ilgili yasanın 2. maddesine göre cumhurbaşkanlarına herhangi bir yolluk ödenmesi söz konusu değil."
Turgut Bey, yurtiçi gezileri sırasında günde 21 bin TL yolluk alıyormuş. Yurtdışı gezilerinde de, Resmi Gazetede o ülkenin uzaklığı dikkate alınarak, doların o günkü değerine göre bir yolluk belirleniyor ve ödeniyormuş. Bu yolluk değişkenmiş Houston'da ameliyat olduğu zaman hem ameliyat parasını devlet ödemiş, hem de 10.5 milyon TL'ye yakın yolluk almış, iyi mi? Turgut Beyin 217 gün süren dış gezileri için aldığı yolluk tutan 84 milyon 639 bin lira. (Hürriyet 10 Mart 1989).[1]
Turgut Bey, soru soranlara çok kızıyor. Faruk Bildirici’nin, "Nakşibendi misiniz?" sorusuna nasıl kızdı? "Otur yerine!" dedi. SHP Kars Milletvekili Mahmut Alınak'a da öyle, ona da çok kızdı. Bir som önergesine öyle öfkelendi ki, Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut, önergeyi geri çevirdi de öfkesi yatışır gibi mi oldu ne? Emin Çölaşan'ın kitabını okumadığını söyledi ama, belki de görse çiğ çiğ yiyecek! Aman Emin, dikkat et! Pek çevresinde dolaşma. Basın toplantılarına gitme. Benden söylemesi.
Bugün 12 Martın yıldönümü; 12 Martın üzerinden 18 yıl geçmiş. Oysa, dün gibi geliyor insana. 12 Mart deyince usuma "işkence" geliyor. 12 Mart, 12 Eylülün provasıydı, denemesiydi. Faşizm 12 Eylülde ilericilere çullandı iyicene.
Sayrılarevinden çıkar çıkmaz, karşıladı olaylar[2]... Ankara Merkez Cezaevinde, dayak olayı, ne yanından bakılsa yüz kızartıcıdır. Bunun sorumluları cezalandırılmayacak mı? 70 yaşındaki ak saçlı savunman İbrahim Açan, bir yapıtı yüzünden tutuklanıp uzun süre cezaevinde yattı, çıktı. İbrahim Açanı daha göremedim. Oğlu da Çanakkale Cezaevinde yatıyor. Aydın Çubukçu, taaa 12 Martlardan beri cezaevinde yatıyor. Gaziantep'te. Belki birkaç ay sonra çıkacak, bilmiyorum. Cezaevlerinden çıkanlar, sudan çıkmış balık gibiler. Topluma nasıl karışacaklar, o da ayrı bir sorun. 12 Martın bu yıldönümünde zulüm, işkence altında ölenleri, öldürülenleri, sakat kalanları, anmak, selamlamak istiyorum...
12 Mart 1988
[1] 1994’te, Başbakan Tansu Çiller'in ABD’deki malvarlığı nedeniyle, TBMM’de tüm liderlerin malvarlıklarını belirleyecek bir kurul oluşturuldu. 1995’teki Engin Civan olayı üzerine Özal ailesinin malvarlığı, yurtdışındaki bankalarda bulunan paralan da gündeme geldi. Semra Özal ve çocuklarının TBMM’ye verdikleri bildirimlerin birbirini tutmadığı basına yansıdı. Özal'ın malvarlığı 1995 Martında gündemdeki konulardan biri.
[2] 1 Ocak 1989'da sayrılandım. Yüreğimden.