Dün tüm dünyada "İnsan Haklan Günü"ydü. Süleyman Bey, cuma günkü bütçe konuşmasına "İnsan hakları”yla başladı. Hükümeti de 12 Eylülü de silkeledi...
SHP lideri Erdal Beyin ağırlık verdiği, insan haklarına yönelik konuşması da ilginçti.
Aylar önceden, dokuz kişi yıllardır yurtdışındaki gurbetçiliklerini sona erdirerek, yurda dönme girişiminde bulunmuşlardı, insan Haklan Derneği, kollan sıvamıştı. Onlan burunları kanamadan, anayurtlarına dönebilmelerini sağlamak için Başbakan Turgut Beyle görüşme isteğinde bulundu. Başbakan Turgut Bey, konu kendine ilk duyurulduğunda, insan Haklan Derneğini aratarak, geleceklerin listesini istedi. Bu liste, özel Kalem Müdürü Fevzi Başaran aracılığıyla verildi. İşte ondan sonra bağ koptu; görüşmeler kesildi. Dünya kamuoyu ile Türk kamuoyunun gözleri, Turgut Beyin ABD gezisinde değil, geleceklerin başlarına geleceklerdeydi...
Prof. Server Tanilli yurda dönecek sığınmacılara bir 'Yolunuz açık olsun" mektubu yollamıştı. Tanilli 28 Kasım 1988 günlü mektubunun bir örneğini de bana yolladı, yayımlamam için. Tanilli'nin bu güzel mektubu şöyle:
Sevgili arkadaşlarım,
Çoğu sendikacılardan oluşan bir grup arkadaş olarak, yurda dönüş arifesinde bulunduğunuzu -herkes gibi- ben de haber almış durumdayım. Bu satırlarla sizlere, kimi düşüncelerimin yanı sıra, dileklerimi dile getirmeye çalışacağım.
Türkiye'den hangi koşullarda dışarıya çıktığınızı hep biliyoruz. 12 Eylülle ülkemizin başına çöreklenen faşizm zulmünden kurtulmak için gurbet diyarını seçtiniz. Bununla beraber faşizm arkanızı bırakmadı; kiminizi yurttaşlıktan çıkararak, ülke ile temaslarınızı denetim altına alarak, kiminize ev ve evlat hasreti çektirerek, her vesileyle düşmanlığını gösterdi. Ama siz, bütün bunlara göğüs gerdiniz, yadellerinin yoksunluklarıyla pençeleşerek, bir yandan da ülkemizde insanca bir rejimin kurulması için mücadele ettiniz. Sizlerin, Türkiye'de demokrasi ve insan haklan adına, Avrupa'da yaptığınız samimi kavganın yakın tanığıyım. Bir gün bu yılların tarihi yazıldığında bu onurlu mücadeleniz de anılacak.
Özetle yurda, görevini yapmış insanlar olarak açık alınla dönüyorsunuz.
Aslında, bu dönüşünüz de bir görevdi; ülkemizde, çağdaş anlamıyla bir demokrasinin hâlâ kurulmamış olduğu bir gerçek; işin daha da acı yanı, hukuk rejimi de yok. Bu acı gerçeğin bin bir kanıtı vardır: Hapisaneler tıka basa düşünce suçlularıyla doludur; anayasa adına bir kışla talimnamesi yürürlüğe sokulmuştur; iktidarda gerici bir parti, 12 Eylül faşizminin yasaklarını uygulayarak ilerici ve demokrat güçlerin başında jandarmalık yapıyor. Bir avuç azınlığın gönenci uğruna, bir soygun ekonomisi, başta emekçi halka bir cehennem yaşatıyor. İşçi sınıfının partisini tam bir yasallık içinde kurmak üzere yurda girmiş olan Sayın Nihat Sargın'la Haydar Kutlu'nun, hâlâ hapisane duvarları arkasında bulunduğunu ve çağdışı bir dava ile cebelleştiklerini hatırlatmam gereksiz.
Neresinden bakılırsa bakılsın, ülkemizde rejim çağdışıdır.
Ama bizler; demokrasiye, insan haklarına inanan insanlar olarak, bütün bunların geçici olduğunu biliyor ve ülkemizde de bir gün çağdaş anlamıyla demokrasinin; insan haklarına saygılı, başta onları güvence altına alacak bir hukuk rejiminin kurulacağına inanıyoruz. Ne var ki bu rejimin kurucusu, Türkiye'deki bugünkü gericilik olamaz; böyle bir rejimi -ister istemez- yine ilerici, demokrat, devrimci insanlar kuracak; onlar, canlarını dişlerine takarak gericiliği adım adım geriletecek ve demokrasinin, insan haklarının mevzilerini yeniden elde edeceklerdir, yani böyle bir rejim, bu insanların özverilerini ortaya koyarak, gericiliğe dayatmalarıyla doğacak.
İşte, sizin bu dönüşünüz bu anlamda bir dayatmadır ve Türkiye'de ve dünya dışında, binlerce, on binlerce ilerici, demokrat ve devrimci insanın -yıllardan beri- yürüttükleri mücadelenin bir parçasıdır.
Ve de çok önemli bir parçasıdır.
Türkiye'de güler yüzle karşılanacak değilsiniz;* gericilik, daha ilk adımda üzerinize saldıracak, büyük bir olasılıkla hapse atılacaksınız. Yanılmış olmayı çok isterim, ama galiba böyle olacak. Ancak bilesiniz ki yalnız kalmayacaksınız; Türkiye içindeki ve dışındaki bütün aydınlık güçler arkanızda olacaktır; çünkü onlar bu dönüşünüzün anlamının pek iyi bilincindedirler ve öyle olduğu için de sizleri sonuna değin destekleyeceklerdir. Türkiye'de demokrasi, insan hakları ve hukuk rejimi mücadelesini beraberce yürütmek üzere, orada en yakın bir gelecekte buluşmak vaadiyle, hepinize güzel yolculuklar diliyorum. Yolunuz açık olsun, sevgili arkadaşlarım!
Server Tanilli.
11 Aralık 1988