Yeni Aday Peşinde

Tabii Üye İnönü, "Sunay Formülü" Senatoda görüşüldüğü gün, yemeğe otururken, Kontenjan Senatörü Cihat Alpan'a bakarak, yanındakilere,

" Cihat Paşa, ne yapıyor ? " diye seslendi.

Cihat Alpan "çekimser" oy kullanacaktı. Kontenjan senatörlerinin çoğu, "Sunay Formülü"nün, Mecliste reddedilmesine karşın, Senatoya getirilişini, normal gelmiş bir yasa gibi karşılamamışlardı. Bir "emri vaki" ile gelmişti Senatoya. Cihat Paşa çekimser oyun da bir anlam taşımayacağını düşündüğü halde, çekimser oy kullanmış, böylece hem evet, hem de hayır dememiş olacağını düşünmüştü.

Cihat Alpan, Eylül 1972’de verdiği demeçte, cumhurbaşkanlığı seçiminin, seçimlerden sonraya bırakılmasının yararlı olacağını söylemişti. Sunay, 29 Ekim 1972 Cumhuriyet Bayramı mesajında "Bu çok şerefli mevkide son yılımı geçirip 1973 yılı Mart ayı sonunda, Anayasamızın tespit ettiği süreyi tamamlayarak görevimi devredeceğim..." demişti. Sonra, Batmanda jandarmanın bir "tatbikatında, bunun cumhurbaşkanı olarak izlediği son tatbikat olduğunu belirtmiş, kapalı biçimde, cumhurbaşkanlığı seçiminin ertelenmesi için kimseye bir imada bulunmadığını belirtmişti.

Sunay Formülü ile ilgili olarak, liderler Çankaya'ya çağrıldıklarında, Ecevit'le Demirel birlikte gitmişler ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ertelenmesi görüşünde olduklarını ifade etmişlerdi.

Kontenjan Grubu adına giden, Kontenjan Grubu Başkanı Fahri Korutürk ise; Sunay'a "Böyle bir öneriyi kabul etmemesini" bildirmişti.

Sonra, 12 Mart muhtırasını yemiş olan o dönemdeki parlamento ve hükümetti. 1973 seçimleriyle yeni bir Meclis ve hükümet işbaşına gelecekti...

O dönem, parlamentoda ve senatoda sosyalist üyeler de vardı. TİP kapatılıp, yöneticileri cezaevine konulduklarından, Senatoda bulunan Kocaeli Senatörü Fatma Hikmet İşmen "bağımsız" olarak anılmaktadır. Fatma Hikmet İşmen, Sunay Formülüne ret oyu verdi. Mecliste de, M. Ali Aybar ret oyu verenler arasındaydı. Rıza Kuas hasta olduğundan Meclise gelmemişti. TBP Başkanı Mustafa Timisi ise oya katılmayanlar arasındaydı.

Başbakan Ferit Melen, 13 Mart gecesi Güder oy toplayamayınca, komutanlara, "Sunay'ın süresinin uzatılmasını" ele almayı önermişti. Senatodaki oylamaya katılmadı. Oylamaya katılmamak, "ret" anlamına geliyordu. Partilerüstü hükümetin başkanı Melen! partisinin görüşü doğrultusunda oy kullanmayı yeğlemişti. O zaman basında çıkan söylentilere göre, CGP, Ferit Melen'in başbakan kalması koşuluyla, Sunay Formülünü benimser gözükmüş, ancak bu gerçekleşme şansını yitirince, Sunay Formülüne karşı çıkmış Genelkurmay Başkanı Sancar, o sabah uçakla Amerika'ya gitti...

Senatoda, oylamaya gitmeyen Hıfzı Oğuz Bekata, CHP Senato Grup Başkan Vekilliğinden çekildi. Meclisteki AP'li üyelerden Aydın Yalçın AP'den çıkarıldı. Senatoda da Turgut Cebe, AP’den çıkarılmıştı. Cebe, AP'ye dönüşünden sonra, on beş gün AP'de kalabilmişti... AP ve CHP öfkeyi, üyelerinden çıkarıyorlardı.

Yeni aday peşinde...

Sunay Formülü, Senatoda da reddedilince, AP Genel Başkanı Süleyman Demirel'le, CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, o gece bir araya gelip, yeni bir aday bulmaya çabaladılar. İlk toplantıları gece yansına doğru 23.45'te Demirel'in Meclisteki odasında yapıldı, 29 dakika sürdü, ikinci görüşme Ecevit’in odasında 00.40 ta, yapıldı. Arada, iki partinin liderleri, gruplarının yöneticileriyle kısa bir toplantı da yaptılar.

Taylan o gece bulundu...

Kısa görüşmeleri sonunda Ecevit ile Demirel, gece yansına değin bekleyen gazetecilere, beklenen açıklamayı yapmamışlardı. Demirel şöyle dedi:

" Bu akşamlık bu kadar. Yarına kadar istirahat edin ve bu akşam benden bir şey alabileceğinizi ümit etmeyin..."

Demirel, buldukları formülün, dışarı sızmasını önlemek için, Ecevit'in odasına giderken, hiçbir AP'liyi, yanında götürmemiş, yalnız gitmişti. Ecevit ise, ona gidişi sırasında yanında Ahmet Durakoğlu, Hüdai Oral ve Salih Tanyeri’yi de götürmüştü. Demirel, yalnız gelince Ecevit sordu:

" Arkadaşlarınız gelmediler mi?"

" Hayır..."

Odadaki CHP’liler de, bu söz üzerine dışarı çıktılar. İkisini baş başa bıraktılar. Ecevit. görüşmeden sonra, gazetecilerin "Düğüm çözüldü diye yazabilir miyiz?" biçimindeki sorularına, "ümitvarız, diyebilirsiniz" karşılığını vermişti.

Ecevit'le Demirel, bu görüşmelerde ad üzerinde durmaksızın ilke üzerinde durmuşlardı. Gürler ile Arıburun adaylıklarını geri almışlar, Sunay Formülü gerçekleşmemişti. Ordu çevrelerinin Ecevit'e kırgınlığı söyleniyordu. Sunay Formülünü, biraz da bunu göz önünde tutarak desteklemişti, önümüzde 1973 Ekiminde seçimler yapılacaktı. Meclis haritası, aritmetiği bu seçimlerle değişecekti.

Demirel de, o günün koşullan göz önüne alınınca güç durumda olanlardandı. 12 Mart muhtırası sırasında, kendisi uzun süre telefonla aradığı halde, Sunayla görüşememişti. Muhtırada onun da parmağı olduğunu düşünürdü. Bütün bunlara karşın, Sunay Formülüne "evet" demişti, ama sonuç ortadaydı!

Martın 25‘i gecesi, iki lider, "Nasıl bu işin içinden çıkabiliriz?" sorusu kafalarında, çözüm arıyorlardı. Ecevit, görüşünü ortaya attı:

Anayasal kuruluşlardan birinin başkanını düşünür müydü acaba Demirel?

Normal zamanda olsa Demirel usunun köşesine bile getirmezdi ama, zaman 1973 Martı koşullarıydı.

Ama hangisiydi? Anayasa Mahkemesinin, Yargıtayın, Danıştayın başkanlarından hangisi... Bu konuda da protokole uygun olanını düşünebilirlerdi. En kıdemlisi hangisiyse? ilkede anlaşmışlardı. Bu da bir gelişmeydi çözüm için.

Ecevit, gece yarısından sonra Küçükesat'ta, üst kattaki evine geldiğinde, oturduğu eve elli metre uzaklıkta bir başka apartmanda, Muhittin Taylan, bir şeyden habersiz mışıl mışıl uyuyordu.

Taylan'a öneri

26 Mart sabahı, Muhittin Taylan, Anayasa Mahkemesine geldi, öğleyin cenazeye gidecekti. Anayasa Mahkemesi üyelerinden Mustafa Karaoğlu ölmüştü. Onun cenazesine gideceklerdi. Anayasa Mahkemesi Başkanının arabasına, başkan, birkaç üye daha bindiler. Muhittin Taylan, arabaya binerken bir foto muhabiri, yanlarına yaklaşıp resim çekti.

Taylan, ses çıkarmadı. Cenazeye giderken niye fotoğrafının çekildiğini düşündü. Bu gazetecilerin de ne yaptıklarını anlamak gerçekten zordu!

Cenaze töreninden geç döndü. Tapu Kadastro Genel Müdürü Galip Esmer telefon etti, ilk müjdeyi o verdi. Fakat kendisinin bir şeyden haberi yoktu. Cenazeye giderken foto muhabirinin çektiği resmi anımsadı...

26 Mart Pazartesi, liderler için hayli hareketli bir gün oldu. Sabah saat 10.30'da Demirel, CGP Genel Başkanı Turhan Feyzi oğlu ile görüştü. Feyzioğlu, Demirel'le Ecevit'in Meclis dışından ve Anayasal kuruluşlardan birinin başkanını kontenjan senatörlüğüne getirterek, cumhurbaşkanı adayı yapacaklarını burada öğrendi. Feyzioğlu, Demirel’in yanından ayrıldıktan sonra, Bozbeyli'nin odasına geldi. Ona şöyle dedi:

"Ecevit’le Demirel, Anayasal kuruluşlarından birinin başkanının kontenjan senatörü yapılması için bugün Çankaya'ya gidiyorlar. Beni de çağırdılar, sen de gel!"

Bozbeyli, Feyzioğlu'na şöyle karşılık verdi:

" Biz parlamento içinden birinin seçilmesine taraftarız. Bu yapılan göstermelik bir hareket. Ben gitmem. Sonra Cumhurbaşkanı Sunay'ın böyle bir teklifi müspet karşılayacağını sanmıyorum. Siz de gitmeseniz iyi olur!"

Bozbeyli’nin adaylığı sürmekteydi. O günkü turlarda Bozbeyli ye 59 oy çıkmıştı....

Demirel, Feyzioğlu görüşmesinden sonra saat 12.15'te Demirel, Ecevit'le görüşmüş, bu görüşme 15 dakika sürmüştü. Saat 13.15'te, Feyzioğlu, Ecevit'in odasına geldi. Burada birlikte kaşar peyniri sandviç yenip, duble çay içildi. Ecevit, gazetecilere şöyle dedi:

" Bence bugün bitmesi lazım. Bir karara varmak gerekir. Çünkü sadece iki gün kaldı."

Ecevit, saat 13.50de Bozbeyli'nin odasına geldi. 15 dakika görüştü. Ecevit görüşmeden sonra gazetecilere şunları söyledi...

" Sayın Bozbeyli'yi ziyaret etmek istedim. Kabul ettiler. Kendilerine teşekkür ederim. Cumhurbaşkanı seçimi sorununa bir çözüm bulmak için müşaverede bulunduk. Bundan sonraki girişimlere göre, muhtemelen kendileriyle tekrar görüşme olanağı bulacağız.."

O dönemler, Demirel’le, Bozbeyli'nin kapılan birbirine kapalıydı. Feyzioğlu ile Ecevit ardı ardına, Bozbeyli'yle görüşmüşler, ancak Demirel Bozbeyli bu trafikte görüşmemişlerdi. İkinci tur görüşmeler; Demirel - Fevzoğlu, Ecevit- Demirel, Melen - Demirel, Ecevit - Melen arasında olmuştur.

Yapılan yoğun temaslar sonucu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Muhittin Taylan'ın adı üzerinde anlaşmaya varıldı. Melen ise, liderlerden bilgi almak için ziyaret ettiğini bildiriyordu. Bu arada Ecevit de, Feyzioğlu ile yaptığı görüşmeyi bitirdi.

Demirel, Feyzioğlu ile ikinci kez görüştü. Saat 18.00 sıralarında AP Başkanlık Divanı toplantısı sürerken, Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Ihsan Kırımlı, Ecevit'e geldi. Görüşme birkaç dakika sürdü. Ecevit, görüşmeden sonra, "Mesele rayına oturmuştur. 10-15 dakika sonra adayın adını öğrenebilirsiniz" dedi. Ecevit, daha sonra, "kısa bir gezinti yapacaklarını" da bildirdi.

Melen'in görüşmeleri

O günün, pek göze çarpmayan olaylarından biri de sabah, Başbakan Ferit Melen'in Genelkurmay Başkanlığına vekâlet eden Orgeneral Eşref Akıncı ve Genelkurmay ikinci Başkanı Orgeneral Turgut Sunalp’la bir saat süren görüşmesiydi. Melen, gazetecilere şunları söyledi:

Parti başkanları temaslar yapıyorlar. Bir sonuca ulaşabilecekler mi, bilemem. Onların varacağı anlaşma memleket için tatmin edici olabilecek mi? O hususta fikrim yok. Görüşmeleri ümitle izliyorum. Herkes için kabul edilebilir bir sonuca varacaklarını ümit ediyorum. Sadece aday tespiti değil, mevcut adaylar arasından birini tercih ederler sanıyorum...

Muhittin Taylan'ın evindeki gazeteciler:

Akşamüstü, gazeteciler, Anayasa Mahkemesi Başkanı Muhittin Taylan'ın evine doluştular. Yaşamöyküsünü istiyor, kimi eski resimleri bulmak için aile albümünü karıştırıyordu. Albümler darmadağın oldu. Alman resimlerden hiçbiri de, Muhittin Taylan'a dönmedi.

Saat 19.00'da, Muhittin Taylan'a, üç liderin Cumhurbaşkanı Sunaya gittikleri bildirildi.

Milliyet'ten Nilüfer Yalçın, Muhittin Taylan'a sordu:

" Başbakanımız kim olacak?"

" Yahu ben daha kontenjan senatörü bile seçilmedim" diye karşılık verdi Taylan...

Cumhuriyet
4 Nisan 1980