Gürler Çekilmek İstemiyordu

13 Mart 1973 gecesi, Çankaya Köşküne önce, Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanları çıktılar. Başbakan Ferit Melen, üçüncü turdan sonra, Meclis Başkanı Sabit Osman Avcıya bir pusula gönderdi. Melen’in, Avcıya pusula gönderdiği, basın locasından da görülmüştü. Melen, pusulasında şöyle diyordu:

"Komutanlar Çankaya'da toplanmışlar, beni bekliyorlar, Sayın Başkan, dördüncü tura geçmesek olur mu?"

Sabit Osman Avcı, iki adayın, Tekin Arıburun'la Faruk Gürlerin oylarında azalma çoğalma eğilimi sezmişti. Bir dördüncü turu yapıp oturumu, öyle kapamak istiyordu. Tura geçerken, Melen e seslendi,

" Sizin galiba işiniz var. Önden oyunuzu kullanabilirsiniz" dedi.

Melen, oyunu kullanıp Çankaya'da Sunay’ın yanında toplantıda bulunan komutanlara katıldı.

Genelkurmay Başkanı Sancar ile kuvvet komutanları, ertesi sabah imzalarıyla, Sunay’ın "muhtıra" diye nitelediği belgeyi verdiler; ayrı ayrı imzalan taşıyan, ayrı kâğıtlara yazılmış belgede özetle şöyle denmekteydi:

"Faruk Gürler ile Tekin Arıburun'un Mecliste seçilemeyecekleri anlaşılmaktadır. Gerek ordu, gerek millet, sizin sürenizin uzatılmasını istemektedir..."

Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanları, parti liderleriyle görüşmeyi, "Sunay Formülü" konusunda eğilimlerini almayı kararlaştırmışlardı. Bir yandan turlar, iki üç gün arayla sürüyor, ancak oylarda büyük bir gelişme görülmüyordu.

Bülent Ecevit'le görüşme

14 Mart günü Genelkurmay Başkanı Semih Sancar, CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit'e telefon ederek, Genelkurmayda görüşmek istediklerini bildirdi. Ecevit birçok kötü olasılık düşündü giderken.

Bir gece önce yaşanan baskı ortamını değerlendirmekteydi.

Bütün komutanlar oradaydı. Ecevit, tek tek ellerini sıktı. CHP liderini çok iyi karşıladılar. Son derecede nazik oluşları, Ecevit'in gözünden kaçmadı.

Meclisin o biçimde kişiliğini ortaya koymuş olmasından etkilenmiş görünüyorlardı...

Komutanlar, Meclise saygılarını ön planda tutuyorlardı. Bunu uygun bir dille belirttiler de. Şöyle diyorlardı:

" Bizim hiçbir ısrarımız yok. Bir an önce bunun içinden çıkmak istiyoruz. Bu engeli aşıp, rejimi rayına oturtmak istiyoruz. Bizim aklımıza gelen çözüm; acaba Cevdet Sunay’ın süresi seçimden sonraya uzatılabilir mi?"

Ecevit, karşılık verdi:

" Güç ama, ben ona çalışırım."

Ecevit, komutanların iyi niyetlerine ve normal rejime dönüş isteğinde içten olduklarına öteden beri inanıyordu.

Bir yıl daha Sunay'ın süresini uzatma... Bu konuda hayli engellerle karşılaşacak, partide ağır eleştirilere uğrayacaktı.

Öbür liderlerle görüşmeler

Genelkurmay Başkanı Semih Sancar ile kuvvet komutanları, CGP Genel Başkanı Turhan Feyzioğlu ve Demokratik Parti yöneticileriyle de görüştüler.

DP Genel Başkanı Ferruh Bozbeyli, adaylığını koyup turlara katıldığı için, komutanların çağrısına gitmeyi uygun görmedi. Saadettin Bilgiç, Talat Asal ve Haşan Korkmazcan'ı gönderdi. Saadettin Bilgiç Genel Başkan Yardımcısı, Haşan Korkmazcan Grup Başka Vekili, Talat Asal da DP Genel Sekreteriydi.

Kayacan'ın konutunda Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarıyla birlikte Jandarma Genel Komutanı Orhan Yiğit ve Genelkurmay İkinci Başkanı Turgut Sunalp da vardı. Söze Semih Sancar başladı:

"Ecevit'le de görüştük. Süleyman Beyle de görüşülecek."

Kısa bir süre sonra, telefon çaldı. Semih Sancar’ı istiyorlardı. Gitti, konuşup döndü ve saatine bakmaya başladı. Ayakta dolaşıyor,

" Gelmedi, gelmedi... " diye mırıldanıyordu.

Az sonra, Son Havadis Gazetesi sahibi Mustafa Özkan'ın "Mustang" arabası, köşkün kapısı önünde durdu. Sancar, arabaya bindi. Mustang araba uzaklaştı. Bir astsubay, arabanın numarasını aldı...

Bu, Semih Sancar’la, Süleyman Demirel’in "gizli” görüşmelerinden biriydi.

Bu dizide, daha önce sözünü ettiğimiz, bu görüşmedir. Sancar, Kara Kuvvetleri Komutanı değil, artık Genelkurmay Başkanıdır. Sancar'ın, toplantıdan ayrılmasından sonra, Demokratiklerle görüşmeler başladı.

Sancar, Mustafa Özkan'ın evinden bir buçuk saat sonra döndü.

Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, bir yandan not tutuyor, bir yandan şöyle konuşuyordu:

" Seçimler çıkmaza girdi. Bizim partilere iki teklifimiz var. Ya, Sayın Gürler'e oy verilmesi, ya da Cumhurbaşkanı Sunay'ın süresinin uzatılması... Sayın Ecevit, 'Sunay'ın süresinin uzatılması' teklifini olumlu karşıladı."

Haşan Korkmazcan, konuştu. Şöyle dedi:

Ordunun politika içinde olması, Türkiye'ye yarar getirmeyecektir. Prensip olarak ordunun günlük politikanın içinden süratle çıkması için gayret gösteriyoruz. Son müdahaleler, 12 Martın başlarındaki olumlu izlenimi de sildi. Sizin şimdi, ikili bir teklif yapmanızın işleri daha da çıkmaza sokacağını sanıyorum... Biz, bu tekliflerinizi yetkili organlarımıza götürürüz. Fakat, şahsen ben bu tekliflerinizin aleyhine karar alınması için çalışacağım.

Jandarma Genel Komutanı Orhan Yiğit sinirlenmişti. Ayağa kalkıp bağırıyordu. Korkmazcan, konuşmasını sürdürüyordu:

" Ordu bundan yara almıştır, Gürler de harcanmıştır!"

" Nasıl, harcanmış diyorsunuz?"

Genelkurmay ikinci Başkanı Turgut Sunalp, daha sert değil, fakat daha imalı konuştu. Haşan Korkmazcan, konuşmalarda bir kararlılık da seziyordu.

Kurucu Meclis, yeni bir plan mı düşünüyorlardı? Fakat Korkmazcan, bir başka izlenimi de edindi. Gürlerin seçileceğinden umut kesilmiş gibiydi.

Bir yandan içkiler içiliyor, bir yandan konuşuluyordu. Saadettin Bilgiçle Talat Asal, 27 Mayıstan sonra, Cemal Gürsel'in nasıl seçildiğinden başlayarak uzun uzun anılar anlattılar. Ordunun demokrasiye müdahale eder görünmesinin sakıncalarına değindiler. Talat Asal, şöyle konuştu:

" ihtilaller, kendi kanunlarını kendileri yaparlar. Sistemlerini kendileri kurarlar, ama biz 12 Martı da, şimdiki durumla benzeştirmiyoruz. Meclis, bu konuda rahat bırakılmalı..."

Talat Asal, yetkili kurullarına bilgi verirken, "Arkadaşlar, adamlar 'mikroplar listesi' diye bir nevi liste hazırlamışlar!" biçimindeki izlenimini bu toplantıda edinmişti!...

Toplantıya dönen Semih Sancar ise, kuvvet komutanlarına, Demirel'in "Faruk Paşayı istemediğini" söyleyecekti...

Yıllar önceki olayların perde arkasını araştırırken, zaman zaman olayların birkaç gün öncesine dönmek, sonra yeniden olayların akışını izlemek gerekiyor.

Demirel, görüşmeyi gizliyor...

AP Genel Başkanı Süleyman Demirel, Genelkurmay Başkanı Semih Sancar'la yaptığı görüşmeyi, gizli tutmaya çalıştı. Orgeneral Sancar, "Demirel’le görüştüm" deyince, Sancar'la görüşmesini doğruladı, "Dün başka, bugün başkadır" dedi.

Türk Haberler Ajansı, Genelkurmay Başkanı Semih Sancar'ın AP Genel Başkanı Süleyman Demirel'le de görüştüğünü, gazetelere bildirmiş, haber akşam saat 19.00 haberlerinde TRT' den yayımlanmıştı.

Gazetecilerin sorusu üzerine, görüşme olayını yalanladı. Gazetecilerin olayın, TRT’den yayımlandığını belirtmeleri üzerine, şöyle karşılık verdi:

" Ya bana inanacaksınız, ya radyoya!"

Sancar'ın açıklamasından sonra ise, şöyle dedi:

" Dün başka, bugün başkadır!"

Sunay'la Demirel ne konuştular?

14 Mart sabahı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fuat Bayramoğlu, Demirel'le görüştü. Görüşme konusu, Sunay'ın süresinin uzatılmasına Demirel'in ne diyeceğiydi. Görüşme, Demirel'in evinde oldu. İki saat sürdü. Aynı gün, Melen, Gürlerle görüştü. Ne görüşülüyordu?

O günler içinde, Cumhurbaşkanı Sunay da, AP Genel Başkanı Süleyman Demirel’i çağırıp görüştü. Sunay, 12 Mart muhtırasından dolayı, Demirel'in kendisine kırgın olduğunu biliyordu. 12 Mart 1971 günü, Demirel'in sürekli aramasına karşın, telefonlarına Sunay'ın çıkmayışı, Demirel’i üzmüş, "Sunay da muhtıracılarla birlik" kanısına götürmüştü!

Görüşmenin başlarında sözü yine bazı AP’lilerin Gürlere umut, hatta imza verdikleri yolundaki konuya getirdi Sunay. Demirel,

" Yalandır" dedi. "Bizim bir arkadaşımızın imzasını göstersinler, elimi keserim!"

" Bir orgeneral bana söyledi, yalan söylemez..." dedi Sunay. Ve sordu:

" Şimdi ne olacak? Tekin Arıburun'u mu istiyorsunuz? Onda ısrar ediyor musunuz?"

" Hayır," diye karşılık verdi Demirel, "sırf Faruk Gürlere karşı onu tutuyoruz..."

" Çekilsin öyleyse..."

"Faruk Gürler çekilirse o da çekilir..."

Demirel, döndükten sonra, Tekin Arıburun'un, adaylıktan çekildiğine ilişkin "feragat" kâğıdını, Sunaya gönderdi.

Gürler çekilmek istemiyor...

Tekin Arıburun'dan "feragat" belgesi geldikten sonra Sunay, Faruk Gürleri çağırdı. Gürler, "rahatsızım" diye haber gönderdi. Çankaya’ya gelmedi. Sonra, gazeteler, Ferit Melen ile Gürlerin görüştüklerini yazdılar. 14 Mart günü yapılan görüşme ile ilgili olarak, Gürler gazetecilere "Söyleyecek bir şey yok" demekle yetindi. Adaylıktan çekilmek istemiyordu. Adaylığını kendisini koymamıştı ki...

Cumhuriyet
2 Nisan 1980