Batur: "Beğendiniz Mi Yaptığınızı?"

Meclis Başkanı Sabit Osman Avcı, bir yandan CHP'lilerin her zaman girdikleri kulis kapısına bakıyor, yoklamayı da ağırdan alıyordu. Yoklamada, divan üyesinin okuduğu adlan, sanki heceleyerek yineliyordu. CHP'lilerin toplantısı uzun sürmüştü. 13 Mart 1973 Salı günü, cumhurbaşkanı seçimi için turları başlatmak üzere Avcı, yoklamayı yavaş yavaş yaparken, CHP Grubu, tartışmalı toplantısını sürdürüyordu.

Başbakan Ferit Melen, o sabah Başbakanlık konutundaydı. Sabahın erken saatlerinde, bir CHP'li milletvekili Ferit Melen’i telefonla aradı.

" Bizimkiler, Gürlere oy vermeyecekler!" dedi. Telefonu kapadı.

Komutanların köşkleri de Çankaya'dadır. Başbakanın konutuna 4050 adım uzaklıktaki Gürlere yakın bildiği yüksek rütbeli bir generali aradı Melen. Konuşmasının konusu, CHP'li milletvekilinin verdiği bilgiydi:

" CHP, Faruk Paşaya oy vermeyecekmiş!"

CHP Grubunda tartışmalar

Cumhuriyet Halk Partisi Ortak Grubuna o gün, Grup Başkan vekillerinden Hüdai Oral başkanlık ediyordu. CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in, CHP Grubunun oy kullanmaması yolundaki önerisi tartışılıyordu. Ecevit, grubun bu konuda bir karar almasını da istemekteydi. Kâmil Kırıkoğlu ise, CHP Grubunun böyle bir karar almasının anayasaya aykırı olduğunu, alınsa bile bunun uygulanmasının mümkün olamayacağını, anayasanın oylamanın "gizli" yapılmasını buyurduğunu anlattı. Kâmil Kırıkoğlu'na göre, Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi, birinci planda düşünülmesi gereken bir seçimde, oylamaya katılmamak ve bir grup parlamenteri bu görevlerinden uzaklaştırmak yanlıştı.

Kırıkoğlu'nun görüşünün karşısındaki tezi savunanlar, sorunun rejim sorunu olduğunu söylüyorlardı. "Rejimin selameti bakımından" yapılacak en doğru iş, oy kullanmamak, bu konuda da gruptan karar almaktı. Bu görüşe karşılık veriliyordu:

"12 Martı yapan, böyle bir durum karşısında, daha kötü şeyler de yapar. Bu, rejim açısından daha da kötü sonuçlar verir. Ama her zamanki klasik savunma biçimi içinde, ısrarlılık varsa, rejimi ortadan kaldırmaya cesaret edemezler. Bugün, burada söylenen sözler bile onlara yardımcı olur..."

Bazı milletvekillerine, konuşmalar açık seçik değilmiş gibi geliyordu. Konunun önemi, inceliği belki de konuşmacıları öylesine imalı bir konuşmaya götürmekteydi.

Meclis bir 12 Mart geçirmişti. Yarın ne olacağı kuşkusu vardı bazılarına göre.

"Gürlere verelim," ya da "Vermeyelim" diyen yoktu. Fakat, oy kullanmama karan çıktığında, bunun ne amaçla alındığı da saklanamayacak kadar açık olacaktı. Konuşmalar sürüyordu:

" Grubun Meclise girmemesi, yani oylamaya katılmaması ile ilgili karar almak, anayasayı açıkça ihlaldir."

Sonra oylamaya geçildi. Oylar sayıldı. Kâmil Kırıkoğlu’nun arkadaşları itiraz ediyorlardı. Yeniden sayıldı. Oylamaya katılınmayacağı sonucu çıktı. Bazı CHP'liler arasında, o günkü oylama, bugün de tartışılır zaman zaman. Bazılarına göre itiraz, aradaki farka değil, sayının kaç olduğunadır. Bunun doğru saptanmadığını ileri sürmektedirler. Bazıları da, oya katılmama önerisinin gerçekte reddedildiği görüşünü savunurlar...

CHP Grubundan karar çıkmıştı ama, iş bitmemişti. O zamanki iç yönetmeliğe göre, gruplarda alman karara kesin uyulmasını sağlamak için, "bağlayıcı karar" alınması gerekirdi. Grupta "bağlayıcı" karar alınmamışsa, üye o kararla bağlı olmayabilirdi. Bu olayda öyle olmuştu. Ancak, daha sonraki toplantıda tutulan "tutanağa", "bağlayıcı karar" deyimi geçirildi. Aradan kısa bir süre geçtikten sonra, grup iç yönetmeliği değiştirildi. Grupta alınan tüm kararlar, "bağlayıcı" sayıldı.

TBMM'deki oylamanın sonuna doğru, CHP'liler, salona girdiler. Birleşik toplantıya başkanlık eden, Sabit Osman Avcı, yoklamayı kesti, "çoğunluğumuz vardır" dedi. "Görüşmelere başlıyoruz..."

İki önemli olay

O günün önemli olaylarından biri, CHP'nin oylamaya katılmama karan ise, öbürü de Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur'un, o günkü birleşimde, locada oturan komutanların arasında olmamasıydı. Muhsin Batur'la, havacı generallerin hiçbiri yoktu. Başkan, yoklamayı yaparken, gazeteciler ile dinleyiciler, başkanlık kürsüsünün sol üstündeki localarda, komutanlara bakıyorlardı. Muhsin Batur, Hava Kuvvetleri karargâhından çıkmamış, akşama değin karargâhta kalmıştı.

Genelkurmay Başkanı Semih Sancar, Kara Kuvvetleri Komutanı Eşref Akıncı, Deniz Kuvvetleri Komutanı Kemal Kayacan Jandarma Genel Komutanı Orhan Yiğit, Genelkurmay 2. Başkanı Turgut Sunalp ve daha birçok general ve amiral bakanlık yetkilileri resmi giysileriyle oturuyorlardı. Bir gazetecinin,

"Muhsin Paşa neden yok?" sorusuna, basın locasında sivil giyinmiş bir albay, şöyle karşılık verdi:

" Bütün komuta heyeti burada. Muhsin Paşa en kıdemli Kuvvet Komutanı olarak karargâhta bulunmak zorunda."

Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, o gün, Hava Kuvvetlerine, Meclise gidilmemesi buyruğunu vermişti.

Üç aday

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilen önergelere, üç kişi aday gösterildi. Sivas Milletvekili Mustafa Kemal Palaoğlu ile Kontenjan Senatörü Sabahattin Özbek, Kontenjan Senatörü, Faruk Gürler’i ayrı ayrı verdikleri önergelerle cumhurbaşkanlığına aday gösterdiler. Senato Başkanı Tekin An burun, AP'den Tahsin Yılmaz Öztuna, Isa Bingöl, Ömer Eken Hüsamettin Uslu, Osman Gümüşoğlu, Mustafa Tayyar, Mehmet Özbey, Rıfat Öztürkçe'nin ortaklaşa verdikleri bir önergeyle aday gösterildi. Önergeyi verenler arasında grup başkan vekillerinin olmayışı, Tekin Arıburun’un, AP'nin gerçek adayı olmadı* kanısını yaratıverdi. DP Grup Başkan vekilleri Vedat Önsal ile Hasan Korkmazcan ise, Genel Başkan Ferruh Bozbeyli’yi aday gösterdiler.

Turlar başladı...

Korutürk, Gürler’e oy verdi

, Meraklı bir milletvekili Kontenjan Grubu Başkanı Fahri Korutürk ün kâğıda "Faruk Gürler" yazarak, zarfa koyduğunu gördüğünü söyledi kulislerde...            

Oylama, "gizli" olmasına karşın, şimdiki gibi yapılmıyordu. Beşer onar kişi arka arkaya gelerek, oy kâğıtlarına adayın adını yazıyorlardı.

Gürler, kendisine söz veren, imza veren AP’lilerden, bir de Meclisteki asker kökenlilerden oy bekliyor gibiydi. Asker kökenli bir CHP'li milletvekiline şöyle sitem etmişti:

" Bana oy vermiyormuşsun!"

İki tur, iki buçuk saat sürdü. CHP Genel Başkanı Ecevit ile CHP'lilerin çoğunluğu oy kullanmadılar. Ecevit le yan yana oturan Genel Sekreter Kâmil Kırıkoğlu, adı okunduğunda, kalkıp oyunu kullandı. O gün, oy kullanan CHP'li üyeler şunlardı.

Ata Topaloğlu, İlyas Kılıç, Nihat Kale, Adil Yaşa, Necati Aksoy, Vehbi Melik, Adil Turan, (M. Emin Erdinç). M. Kemal Küçüktepepınar, Şinasi Özdenoğlu, Mehmet Ergül, Sadrettin Çanga, Cahit Angın, Mustafa Kemal Çilesiz, M. Kemal Yılmaz, Cevat Sayın, Haşan Çetinkaya, Gıyasettin Karaca, Hıfzı Oğuz Bekata, Nejat Sarlıcalı, İhsan Topaloğlu, M. Ali Pestilci, Ali Rıza Alp, Sim Atalay, Zihni Betil, Cevat Küçük, Ali Rıza Güllüoğlu, Emin Postacı, Yusuf Ziya Yağcı, Mehmet Niyazi Güler, Nurettin Sandıkçıoğlu, Mehmet Yüceler, İbrahim Öztürk, Hüseyin Atmaca, Şevket Kök al, İlhan Açıkalın, Beyti Arda, Şevket Altındağ, Halil Goral, Fakih Özlen, Saffet Ural, Salih Tanyeri.

Bunlar o gün dört turda oy kullanan CHP'lilerdi. Ertesi günü adlan gazetelerde çıktı.

İlk turda Tekin Arıburun 262, Faruk Gürler 175, Ferruh Bozbeyli 45 oy almışlar, 11 oy boş çıkarken 4 oy da geçersiz sayılmıştı. İlk turun sonunda, Genelkurmay Başkanı Semih Sancar i e oylamayı izleyen kuvvet komutanları, oturdukları balkondan ayrılıp dışarı çıktılar. Üçüncü turda yeniden yerlerini aldılar.

İkinci turda Tekin Arıburun’a 284, Faruk Gürlere 176, Ferruh Bozbeyli'ye 47 oy çıktı. 10 boş oy kullanılmış, bir oy geçersiz sayılmış, bir zarfın da boş olarak kupaya atıldığı görülmüştü.

Üçüncü turda Tekin Arıburun'a 285, Faruk Gürlere 186, Bozbeyli'ye 47 oy çıktı, 9 oy pusulası boştu...

Muhsin Batur geliyor...

Dördüncü tura geçileceği sırada, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, Genelkurmay İkinci Başkanı, Başbakan Ferit Melen’in odasında toplanmış, oturuyorlardı. Oylamaları izlemeye gelmeyen Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, o sırada Meclise geldi. Başbakanın odasında oturanlara şöyle dedi.

" Beğendiniz mi yaptığınızı?"

Cumhuriyet
31 Mart 1980