Muhtırayı İmzalayan Komutanların Çağrısına Gitmeyen Süleyman Demirel, Sancar'la "Gizlice" Görüştü

Kemal Kayacan'ın Çankaya'daki konutunda yapılan toplantıda Semih Sancar, ikide bir saatine bakıyor: "Gelmedi... gelmedi" diye mırıldanıyordu. Semih Sancar toplantı sürerken, telefona çağrılmış, bir süre konuşmuştu. Kayacan'ın konutunda o akşam Demokratik Partililer vardı. Semih Sancar telefonla konuştuktan sonra beklemeye başladı.

Semih Sancar neyi bekliyordu?

Az sonra Semih Sancar, sessizce toplantıdan ayrıldı. Kırmızı bir Mustang araba, Kemal Kayacan'ın konutunun önünde bekliyordu. Kırmızı Mustang, hızla Çankaya'daki komutan köşkünden uzaklaştı,   MeSa Sitesinde bir evin önünde durdu...

Sancar, Kayacan'ın konutundan ayrılırken, bir astsubay onu izledi. Sancar'ın bindiği arabanın numarasını aldı...

Kırmızı Mustang, AP'nin yan resmi organı sayılan "Son Havadis" gazetesinin sahibi Mustafa Özkan'ın arabasıydı. Mustafa Özkan, oldukça heyecanlı geçen bir kovalamacadan sonra, kendisini izleyen bir kişiyi atlatıp Semih Sancar'ı, Kemal Kayacan'ın konutundan alabilmişti...

Özkan, evden çıkıp arabaya bindiğinde gazeteci olduğunu sandığı bir kişinin arabası ile kendisini izlediğini fark etti. Onu nasıl atlatmalı, Sancar'a kazasız belasız ulaşmalıydı? Gazeteci, bir süre izledikten sonra arkasını bıraktı. O da Sancar'ı alıp evine getirdi. İçerde, AP Genel Başkanı Süleyman Demirel bekliyordu... Bu, Süleyman Demirel'le, Semih Sancar'ın ünlü "gizli" buluşmalarıydı...

Nereden nereye?

Bir gazetecinin arabasıyla, gazetecinin evinde buluşma, çok kimsenin gözüne çarpmayacak, buluşma basının gözünden saklanmış olacaktı!

Süleyman Demirel, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Semih Sancar'la ilk kez, böyle "gizli" bir görüşme yaptı, Mustafa Özkan'ın evinde...

Semih Sancar, Mustafa Özkan'ın evinden ayrıldıktan sonra, izlenimini soran kuvvet komutanlarına, fazla bir açıklama yapmadı.

" Faruk Paşayı istemiyor..." dedi.

Dinleyeler, "gizli" görüşmede neler geçtiğini anlamakta zorluk çekmediler...

Semih Sancar'la, Süleyman Demirel'in "gizli" buluşmaları, gazetecinin evinde yapılan görüşmeyle kalmadı... Bir akşam, Semih Sancar, gizlice, Süleyman Demirel in Kavaklıdere'deki evine geldi. Bu, ikinci buluşmaydı. Demirel, Semih Sancar'a "Ağabey" diyordu. Yaşça Semih Sancar daha büyük olmalıydı. Bu ikinci görüşmede de, gazeteci Mustafa Özkan vardı. Ama iki görüşmede de odada oturmadı...

Paşa ile Demirel'i görüştürmüş olmak, hoşuna gidiyordu.

Demirel gizliyor

Demirel, bir süre, Semih Sancar'la yaptığı "gizli" görüşmeyi saklayacak, Semih Sancar, görüşmeyi açıklayınca, "Dün dündür, bugün başkadır" diyecekti...

Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın çağrısına, AP Genel Başkanı Süleyman Demirel de gitti. Komutan konutlarında yapılan çağrılara gitmeyişi, CHP Genel Başkanı Ecevit'le görüşmekten kaçınması basında hayli eleştirilmişti.

Komutan konutlarında yapılan toplantılara gitmeyişi, hep 12 Mart ezikliğiyle yorumlanıyordu. 12 Mart muhtırasını verenlerin hiçbirinden haz duymamıştı. Bunalımlı zamanlarda susmayı yeğlerdi. iki kişi kaldığı zaman da, konunun tartışmasını —açıklıkla— yapardı. Kamuoyu, onu tartışmaya iterse, kendi kafa yapısı yönünde tartışmaya girerdi...'

Özel toplantılarda, bir iki kişinin bulunduğu yerlerde, "Rızam yoktur, Faruk Paşaya oy vermeyeceğiz" demişti...

Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, 28 Şubat 1973 günü, liderleri ayrı ayrı Çankaya'ya çağırdığı zaman, AP Genel Başkanı Süleyman Demirel, gerek komutan konutlarında, gerekse Genelkurmayda yapılan görüşmelerden oldukça bilgi edinmişti.

Cevdet Sunay, 28 Şubat sabahında başlayan görüşmelerinde, sırasıyla Demirel'i, Ecevit'i, Bozbeyli'yi kabul etti. Ertesi günü de,

Milli Birlik ve Kontenjan Gruplan Başkanlarıyla Milli Güven Partisi Genel Başkanı Turhan Feyzioğlu ve Cumhuriyetçi Parti Genel Başkanı Kemal Satırla görüştü.

Görüşmeden sonra, Demirel, AP kulisinde bazı AP'lilere, "45 gün bekleyiniz, her şey iyi olacak. Politika sabır işidir" dedi. Gazetecilerle ise şöyle konuştu:

Siyasi buhrandan gayet tabii çıkacağız. Buhran beğenilecek bir şey mi ki? Hiç endişeye mahal yok. Olumlu yöne de gidilecektir. TBMM her görevini yaptığı gibi bu görevini de yapacaktır. Yalnız bu defa değil, her defa yapacaktır. Bugün içinde bulunduğumuz durumun birtakım arızalan olduğunu biliyorsunuz. Ondan dolayı da bunalım oluyor, bunlar aşılacak...

Gazetecilerin, "Parlamento dışından cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, demokraside hastalık olduğu..." yolundaki sorularına da şöyle karşılık verdi:

" Hiçbir tefsire beni zorlamayın. TBMM hür iradesiyle görevini ifa edecektir. Yetkisini kullanacaktır..."

Ecevit'in görüşü

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Ecevit, şunları söyledi:

Görüşmemiz sırasında tabii ki, cumhurbaşkanlığı seçimi konusuna da değinildi. Sayın Cumhurbaşkanımızın konuya tam bir demokratik anlayışla yaklaştığını gördüm. Tabii bu çok sevindiricidir ve beklenen de budur. Sayın Cumhurbaşkanı benim anladığıma göre, hiç değilse bu aşamada sadece bir eğilim tespitiyle yetiniyorlar. Partilerin ne düşündüğünü anlamaya çalışıyorlar...

Ecevit, Orgeneral Gürlerin cumhurbaşkanlığı ile ilgili bir soruya şöyle karşılık veriyordu:

"Sayın Cumhurbaşkanımız hiçbir tetkinde bulunmadılar. Daha çok eğilim tespit etmekte oldukları izlenimini edindim..."

Ecevit, gazetecilerin; "Gürlerin cumhurbaşkanlığı söz konusu olursa, CHP olarak bunu nasıl karşılarsınız?" biçimindeki sorularına, şöyle demekle yetindi:

" Bu öyle bir konu ki, kişisel görüşüm söz konusu olamaz. Yetkili kurullarımızın toplanması lazım. Ortada bir aday yokken, kurullarımızın toplanıp bu konuyu görüşmesi söz konusu değildir..."

Bozbeyli, "Gürler'in adı konmadı diyemem!"

DP Genel Başkanı Ferruh Bozbeyli, ilk kez o gün, Faruk Gürlerin adının söylenmek istendiğini basına açıklayacak, gazetecilerin sorusu üzerine, "Gürler'in adı konmadı diyemem" diyecekti.

Bozbeyli, şöyle konuştu:

"Cumhurbaşkanını elbette TBMM seçecektir. Fakat TBMM, bu seçimi kimler arasından yapacaktır? önemli olan budur. Günler yaklaştıkça gerginliğin arttığını görüyoruz. Henüz namzet yoktur. Günler kısalmıştır. Bir an evvel vuzuha çıkılmak lazımdır. Cumhurbaşkanının kimler arasından seçileceğinin açıklanması icap eder..."

Gazeteciler, Bozbeyli’ye "Orgeneral Gürler'in adı kondu mu?" diye sorunca, o şu karşılığı verdi:

" Konmadı diyemem..."

" Tek aday Sayın Gürler denirse ne düşünürsünüz?"

" Benim bildiğim şey böyle değil..."

Ferruh Bozbeyli, Cevdet Sunay'ın konuşmalarından, Faruk Gürler'in aday olacağı izlenimini edinmişti. Bunu onaylamadığını da, Gürler'in karşısına aday olarak çıkmakla gösterdi...

Cumhuriyet
22 Mart 1980