Demirel'e Göre Sunay Formülü Bir Oyundu

1973 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesiydi. Ankara Belediyesinde, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay için, bir bilgi verme toplantısı yapıldı. AP'li Belediye Başkanı Ekrem Barlas ile uzmanlar Sunay'a çalışmalarla ilgili bilgi verdiler. Toplantıda Başbakan Melen, bazı bakanlar, Ankara Bağımsız Senatörü Turgut Cebe de bulundular. Başbakanlık Basın Danışmanı Cenap Çetinel de toplantıya katılanlar arasındaydı. Toplantının sonunda biri, Bağımsız Senatör Turgut Cebeye, Genel Başkan Süleyman Demirel'in kendisini evinde beklediğini söyledi. Çağrıları, yalnız Turgut Cebe değildi. AP'li Belediye Başkanı Ekrem Barlas, AP Ankara milletvekilleri de çağrılanlar arasındaydı.

Turgut Cebe, Demirel'in evine niye çağrıldığını anlamaya çalışıyordu. Belediyedeki toplantı neden yapılmıştı? Evdeki toplantı, belediyedekinin sürdürülmesi miydi?

Demirel, Turgut Cebeyi karşılarken, boynuna sarıldı:

" Oooo, eski dostum, hoş geldin! Gel hele, otur şöyle..."

Senatör Turgut Cebe, oturdu. Niye çağrıldığını düşünüp duruyordu. Sözü, .az sonra Demirel açtı:

" Yahu, Turgut Bey, önemli şeyler oluyor! önümüzde bir Reisicumhur seçimi var. Ne olacak? Sen ne diyorsun?"

." Vallahi," dedi Turgut Cebe, "söylersem anlaşamayız ki! Bana ne soruyorsun?"

" Yok yahu, söyle. Çok mühim. Türkiye için."

" Soruyorsan, söyleyeyim. Ben olsam, Cevdet Sunay'ın süresini uzatırım. Henüz süresi dolmadan, Anayasayı değiştiririm... Bir devre daha uzatırım. Çünkü, çok kritik günler göreceğiz. Genelkurmay Başkanı çıkacak ortaya, başka adaylar çıkacak. Türkiye çalkalanacak! Asker karışacak işe, 'Şu seçilsin bu seçilsin' ama, 

bana kalırsa, bu adam boş bir adam değil. Şöyle dediler, böyle dediler, bilmem ne dediler. Hataları oldu, sevapları oldu. Şahsi görüşümü soruyorsan, Türkiye'de dalgalanmalar olmaması için Sunay'ın süresini bir devre daha uzatırım. Tabii, ben sizin partinizden değilim, tarafsız olarak konuşuyorum..."

Turgut Cebenin sözlerinin burasında kesti Demirel...

" Olmaz, "dedi," seçilemez! Kimse de seçemez! Bu iddiayı ileri sürme. Sonra vatandaş sana ne der. Sen böyle bir teklifte bulunursan şayet... Farz et ki, gazetede çıktı bu..."

" Vallahi," diye karşılık verdi Turgut Cebe, "bu benim görüşüm. Sordun, ben de cevabını veriyorum... Ben istikbalden endişeliyim, bu Reisicumhur meselesinde..."

Gelişen olaylar...

O görüşmeden sonra Demirel, Bağımsız Senatör Turgut Cebeyi yeniden AP'ye çağırdı. Cebe, Demirel kardeşlerle ilgili bir soruşturma önergesinin engellenmesi için, hazırlanan bir öneriye oy vermemiş, kendisiyle birlikte karşı çıkan 19 AP'li senatör sonradan onu terk ettiklerinden yapayalnız kalmış, sonunda da AP’den istifa etmişti...

Demirel'in, "Bu parti, senin partin, babamın malı değil! Dön partine' demesi üzerine, Cebe AP'ye yeniden girdi. Sunay formülü, Senatoda oylandığı gün de partiden çıkarılmak üzere AP Haysiyet Divanına verildi. Bu kez artık temelli AP'den çıkarıldı.

Olay şöyle oldu:

Sunay formülü Mecliste reddedilince, Senatoya getirilip görüşülmesine çok kimse gibi Turgut Cebe de karşıydı... O gün, Demirel Cebeye telefon etti:

" Turgut Bey sen de rey vereceksin Sunay için..."

" Vermem! Anayasa değişikliği Mecliste reddedildi. Senatoya gelemez..."

" Yukarı gel de konuşalım..."

Cebe, AP Genel Başkanının Meclisteki odasına çıktı. Demirel ellerini açtı şöyle dedi:

" Bir oyun oynuyoruz yahu, ne olur verirsen reyini? Zaten seçilemeyecek!"

" Ben senin robotun değilim!" diye karşılık verdi Turgut Cebe... Ekledi

" Vermeyeceğim... Karşı çıkacağım!"

"Sunay formülü" Senatoda oylanırken de karşı çıktı...

Senato Başkanı Tekin Arıburun, Turgut Cebeye, oyunun rengini sorduğu zaman "Ceberet", "kabul" ya da çekimser demek durumundaydı, öyle demedi. Şöyle konuştu ayağa kalkarak:

" Kamunun takip ettiği prosedür itibariyle kanun muallel olduğu cihetle reyimi kullanma durumu üzerinde durmuyorum ve reyimi de izhar etmiyorum..."

Başkan Tekin Arıburun, iki yanına baktı. Divan üyesi Azmi Erdoğan'a sordu:

" Bu rey nereye girer? Bu değişik bir rey? Çekimser mi olacak bu? Ret değil, kabul değil. Çekimser de değil. Salonda bulunuyor. Dördüncü bir rey olarak mı mütalaa edeceğiz?"

Arıburun, Cebenin durumunu çekimser oylara kattı!

Cebe, o akşam AP Haysiyet Divanına verildi. Savunması istendi. Cebe, savunma yapmayı reddetti. Demirel'e çektiği telgrafta şöyle dedi:

"Atılış sebebimin zikredilmesi lazım gelirdi. Zikretmediğinize göre, müdafaa da göndermiyorum. Aynen size iade ediyorum..."

Sunay formülünün ortaya çıkışı..

Kontenjan Senatörü Cihat Alpan, 1972'de Yankı dergisi yönetmeni Mehmet Ali Kışlalının sorularına verdiği yanıtta, cumhurbaşkanının görev süresinin, yeni Meclisin oluşumuna kadar uzatılması için Anayasa değişikliği yapılabileceğini belirtmiş, bu demecin yayımlanmasından sonra, basında bu konuda tartışmalar başlamıştı. Cihat Alpan, cumhurbaşkanını, 1973 Ekiminde oluşacak yeni Meclisin seçmesi görüşündeydi.

Başbakan Ferit Melen, Ocak 1973'ün son haftasında bir Bakanlar Kurulu toplantısında, Sunay m süresinin uzatılarak iki yıl için yeni cumhurbaşkanı seçilmesi için, çeşitli çevrelerden gelen telkinlerden söz etti. Bunu, bir dost evinde Demimle söyledi. CHP Genel Sekreteri Kâmil Kırıkoğlu'na da bir görüşmede konuyu açtı. Meclis Başkanı Sabit Osman Avcı da, basında çıkan, Sunay'ın süresinin uzatılması konusunda kendisinin de görüşmeler yaptığı yolundaki haberler üzerine açıklama yaptı: "Böyle bir temasım, böyle bir görevim yok" dedi...

AP Genel Başkanı Demirel, AP Genel idare Kurulunda özetle şöyle dedi:

" Bütün arkadaşlardan çok önemli bir ricam var. Mart ayının ilk yansına kadar lütfen hiçbir arkadaş, cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda gazetelere demeç vermesin veya parlamentoda herhangi bir faaliyette bulunmasın..."

Gürlerin şansını denemesine değin, Sunay'ın süresinin uzatılması konusunda, partilerden bir öneri gelmedi.

Bu sırada bir başka girişim ve kulis çalışması başladı. CHP' den ayrılan, seçim şansı kalmamış bazı bağımsız senatör ve millet vekilleriyle, Cumhuriyetçi Partiden bazı politikacılar, sadece Sunay'ın süresinin uzatılmasını değil, olağanüstü durum sona erinceye değin, milletvekilleri seçimleri süresinin de uzatılması için, bir anayasa değişikliği yapılmış gibi, bir formülü işlemeye başladılar. Bu konu basında ele alınıp eleştirildi...

Prof. Turan Güneş'in demeci...

Bugünlerde, bir demeç veren Prof. Turan Güneş "Cumhurbaşkanlığı seçimi" ile ilgili olarak, cumhurbaşkanının parlamento dışından gelmesine karşı çıkıyor, "ben bunu hukukçu olarak benimsemiyorum'' diyordu.

Prof. Turan Güneş, on beş gün sonra yine Yankı’da yayımlanan bir demecinde şöyle dedi:

Siyasi hayat yıpranma mesleğidir. Bir politikacı belli bir süre işbaşında kaldıktan sonra ağzı ile kuş tutsa, her cebe altın yağdırsa da zaruri olarak yıpranır. Politikacılar, hükümetler hep böyle olur ve kalafata çekilirler. Siyasi hayatın inişleri çıkışları vs. vardır. Bütün siyasetçilerin başına gelen bir şeydir. Ordu siyasetin içinde olduğu müddetçe, herhangi bir politikacının başına gelen, onun da başına gelir. Yıpranma bir zorunluluk, yani eşyanın tabiatı icabı olur. Bundan dolayıdır ki ordunun siyasete girmesinin mahzuru vardır. Politikacının yıpranmasından fazla bir şey çıkmaz. Yerine yenisi gelir. Fakat ordu bir manevi değer olarak yıpranmaması gereken bir kuruluştur. Üzerinde hassasiyetle durulması gereken mesele budur. Yıpranmış partinin yerine başkası konur, ama yıpranmış ordunun yerine başka bir ordu olmadığına göre, onun itibarını devamlı olarak korumak zorunluluğu vardır. Bu yönden ordunun görevi ile siyaset arasında bağdaşmama görürüm...

Cumhuriyet
26 Mart 1980