Zonguldak’ta Çarpan Yürek...

MİT’in eski müsteşarlarından Fuat Doğu, görevde bulunduğu yıllardan birinde Amerika'ya gitmişti. Amerikalılar, ünlü MİT müsteşarını CIA merkezine götürürler, gezdirirler. Yanında bir yardımcısı, memuru da vardır Fuat Doğu’nun. CIA merkezini gezerken bir yere gelirler. Amerikalılar, Fuat Doğu’ya şöyle derler
Burası, bizim önemli bilgi kaynaklarımızdan biridir. Dünyada, ülkesinde az çok tanınmış birinin adını soyadını buraya yazdığınız zaman, o kişinin geçmişi, şimdiki durumu ile ilgili tüm bilgileri alabilirsiniz. Buyurun isterseniz deneyin!
MİT Müsteşarı Fuat Doğu, şöyle bir düşünür, bir kişinin adını soyadını yazar. Müsteşarın yazmasıyla birlikte bilgisayardaki kâğıt çıkmaya başlar. Çıkar babam çıkart kâğıt metrelerce uzar. Fuat Doğu’nun yanındaki kişi de bir ad yazar; onunki birkaç santimlik kâğıtta bitmiştir. O, kendini yazmıştır! Nerede doğduğu, halen nerede görev yaptığına ilişkin bir bilgi, o kadar. Arkadaşı, Fuat Doğu’ya sorar;
Efendim, sız kimi yazdınız ki böyle uzadı gitti kâğıt?
Ben, der Fuat Doğu, Aziz Nesin'i yazdım! Türkiye’nin en solcu adamını, bakalım Amerikalılar tanıyor mu diye!
Böyle aygıtlar, bizde de gelişmiştir artık; düğmeye bastın mı, istediğin kişi ile ilgili bilgiler hazır...
Aziz Nesin, Tahsin Saraç’ın evinde kalırdı Tahsin sağken Saraç’ın ölümünden sonra Ankara'da ev aramaya başladı; aldı. Ankara'ya geldiğinde, evinde kalıyordu. Geçenlerde, Aziz Nesin'in, arka sokak komşularından bir bayan, karşılaştıklarında şöyle dedi:
Aziz Bey, geçen gün iki genç geldi, sizi sordu. Soruları bir tuhaftı. “Aziz Nesin evi kaça aldı?" diye sordular. "Bilmediğimi söyledim. "Evine kimler gelir, gider?" diye sordular. "O, tanınmış, herkesin sevdiği bir yazardır. Herkes gelebilir. Hem, siz bunları neden soruyorsunuz? Siz kimsiniz?" diye sordum. Biri, “Biz MİT’teniz!" yanıtını verdi. “Benim duyduğum, MİT elemanları, MİT’ten olduklarını açıklamazlarmış” dedim. Bu sözüm üzerine uzaklaşıp gittiler...
Kimlerdi Aziz Nesin’in evini, gelip gidenini soranlar? Gerçekten MİT'çi miydilar, yoksa, MIT Ajanı mı? Bir bilebilsem...
Ankara'da, Aziz Nesinin 75 yaş kutlamaları, İnsan Hakları’nın 42. yılına denk geldi. Çok da görkemli oldu. Atatürk Spor Salonu'nda, pazartesi akşam düzenlenen şölende konuşan yazar Oda Makoto; şöyle dedi konuşmasının bir yerinde:
Bir Japon ve Çin takvimine göre insanın yaşı altmıştan sonra sıfırlanır. Altmıştan sonra, insan yeniden yaşamaya başlar. Buna göre Aziz Nesin, on beş yaşında bir çocuktur. On beş yaşındaki çocuğa, uzun bir yaşam dilerim!
Atatürk Spor Salonu’nda hıncahınç dolu kalabalığa, Theodorakis, Oktay Akbal, İlhan Selçuk da Aziz Nesin'i anlattılar. Tunuslu yazar, Arapça konuştu; "Arapça konuşacağım, ama bana çocukken sopa atan atalarım Türktü!” dedi. Dağıstanlı ozan Resul Hamzatov'un bir ara salonda, yüreği sıkıştı; Hayati Asılyazıcı, gelip kalp ilacı sordu. Naim Tiralı berideki "isordil” ağır gelir diye, cebinde taşıdığı “trinitrin'i verdi. Daha sonra Hamzatov, çıktı konuştu. İlhan Selçuk, ilk ayağa kalkan insanın bir solcu olduğunu, çünkü, onun düzene karşı ayağa kalktığını söyledi, ödülünü almak için Ankara’ya gelen Zonguldak Genel Maden-İş Sendikası Başkanı Şemsi Denizer’i, salonu dolduran beş bin kişiyi aşkın kalabalığa tanıttı. Salon alkıştan yıkılıyordu. Şükran Ketenci, Başkan Şemsi Denizer’le birlikte Zonguldak’tan gelmişlerdi. Geceyarısından sonra yeniden Zonguldak'a döneceklerdi. İlhan Selçuklar da cumartesi günü Zonguldak'a gidecekler. Theodorakis, Ankara’da Anakent Belediye Başkanı Murat Karayalçın'ın konuğuydu. Başbaşa görüşmeleri sırasında Karayalçın'a, kendisinin sosyalist olduğunu, düşüncelerinden ödün vermediğini söyledi. Yeni Demokrasi Partisi Başkanı Mitsotakis, Türk-Yunan dostluğuna önem verdiği için onun yanında yer aldığını sözlerine ekledi. Mitsotakis'in anneannesi, Vanizelos'un kız kardeşiydi. Theodorakis, "Mitsotakis, Venizelos'un küçük yeğenidir" dedi. Sonra Theodorakis’le, Mitsotakis ikisi de Giritli, hemşeriydiler. Theodorakis, Mayıs 1991'de Ankara'ya gelerek Hipodrom'da, Ankaralılara yapıtlarını dinleteceğini söyledi...
Asya-Afrika Yazarlar Birliği’nden gelen konuk yazarlarla Türkiyeli yazarlar, ortak düzenlenen bir bildiriyi imzaladılar. Bildirinin sonunda özetle şöyle dediler:
Devlet terörü de İçinde olmak üzere her türlü teröre, anarşi ve işkenceye,
Ulusal kurtuluş savaşları ve bağımsızlık savaşları dışındaki bütün savaşlara,
Evrensel insan hakları anlaşmalarını bozucu her türlü işlem ve davranışlara karşı olduğumuzu,
Halklarımızın kültürel gelişmeleri için de zorunlu olan demokrasinin eksiksiz işletilmesini,
Ülkelerimizde ve dünyada barışın kurulmasını,
Türkiye'de ve dünyada düşünce suçlarının kaldırmasını ve cezaevlerinde bulunan tüm düşünce suçlularının salıverilmesini,
Ölüm cezalarının kaldırılmasını,
Herkesin anadilini özgürce kullanmasının önündeki engellerin kaktırmasını ve anadili ile eğitimin sağlanmasını,
Basın ve yayın üzerindeki sansürün kaldırılmasını istediğimizi,
Bu istemlerimizin gerçekleşmesi için savaşımımızı sürdüreceğimizi kamuya bildiririz."
İnsan Hakları Derneği'nin etkinlikleri, hafta boyunca sürecek. 13 aralık perşembe akşamı Ankara'da Maltepe’de saat 20.00'de “Şato Yazar”da biletli bir gece düzenlendi, (işçilerle, öğrencilere on bin TL.) Gecede sunucu Hasan Uysal, konuşmacılar arasında Akın Birdal, Aziz Nesin, Mustafa Ekmekçi, Gülten Akın da olacak. Ayrıca Tolga Çandar, Hakkı Çopuroğlu dinletilerini sunacaklar. 14, 15 aralıkta da Metropol'de savunma, barış hakkı, yaşam hakkı ile çocuk hakları konulu açıkoturumlar da olacak. Ankaralılar kaçırmasınlar...
İnsan Hakları’nın yıldönümü toplantıları, gerçekten görkemli oktu. Meclis'te bütçe görüşmelerinde liderler, “insan hakları”na değindiler. Zonguldak'ta maden işçilerinin grevleri, halkın desteğini alan direnişleri, geniş yankılar yapıyor. Türkiye’nin nabzı iki haftadır, Zonguldak'ta atıyor. Zonguldak'ta çarpan yürek, Türkiye'yi kaplıyor. Zonguldak'taki işçi grevinin böylesine başarılı geçmesi, halkın desteğini kazanmasından doğuyor. Halk desteklememiş olsa grev, etkisini yitirirdi. Sonra anlatacağım, 1968 yılında, yine Zonguldak'taki bir işçi direnişi. Zonguldak halkı desteklemediği için kırılmış gitmişti. Olayı izlemeye giden gazeteciler dövülmüşler, fotoğraf makineleri alınmıştı. O zaman Milliyetleydim. Başına taş gelen gazeteciler arasında ben de vardım. En ağır yaralımız Hüseyin Ezer'di; Foto muhabiri Rıza Ezer’in babası.
Zonguldak Genel Maden-İş işçilerine yardım etmek isteyen pek çok kuruluş, pek çok kişi var. Örneğin, SHP Torbalı Belediye Başkanı Ertan Ünver, işçilere bir kamyonet dolusu kuru yiyecek yollayacaklarını, cumartesi günü ellerinde olacak biçimde yola çıkaracaklarını söyledi. İzmir Anakent Belediye Başkanı Yüksel Çakmur’un da yardım yola çıkaracağını, Maden-İş Başkanı Şemsi Denizer söyledi.
Zonguldak'ta grevdeki işçilere yardım için açılmış hesaplar şöyle: Etibank Zonguldak Şubesi 66997 No’lu hesap; ayrıca Emlak Bankası Zonguldak, Gazipaşa Şubesi 1650 No’lu hesap.