Yurt Köşelerinde...

Ulus gazetesine İlk yazı yollamaya başladığım yıl, 1956 olmalıydı. Elazığ'dan yolladığım röportajımsı izlenimler, "Yurt Köşelerinde" başlığı altında yayımlanırdı. Bunların yayımlanmasında, o zamanki genel yayın yönetmenleri, İhsan Ada ile Nihat Subaşı'nın katkıları olurdu. Gazetenin kadrosunda, bordrosunda filan değildim. “Yurt Köşelerinde"n yazdıklarımsa, okunur olmuştu. Mehmed Kemal, “Yeni İstanbul"da muhabir olarak çalışmamı önerdiği zaman, Ulus’ta yazıları sürdürüyordum Yıl 1959 olmalı, Mehmed Kemal:
Gel, seni gazeteci yapalım... deyince:
Ben gazeteci değil miyim? yanıtını verdim.
Değilsin, dedi, sen yazarsın! yazarlık başka, gazetecilik başka. Sen hiç haber yazdın mı?
Yazmadım!
İşte, gazetecilikte haber esastır. Sen onu yapacaksın...
Çalışmaya başladım. "Öğretmen kıyımı" ile ilgili haberler toplayıp yazıyordum; konu, tükenecek gibi değildi! On beş gün sürdü. On beşinci günün sonunda, Mehmed Kemal'in Ankara'da olmadığı bir sıra, işime son verildi. İstanbul'dakiler, benim gibi birinden hoşlanmamışlardı! Daha sonra, "Vatan" gazetesinin Ankara bürosuna girdim. Oraya alınmam için, Mehmed Kemal'in, Vatan’ın büro şefi Erol Ülgen’e nasıl önerilerde, katkılarda, bulunduğunu sonra öğrendim. Onlar gibi teşekkür borçlu olduğum çok insan var gazetecilik yaşamımda...
"Aybastı" olaylarını yazarken, o günleri de anımsadım. O yıllar, "Yurt Köşelerinden" başlığıyla büyük kent Ankara'da yazı yaşamına başlamışım ya, şimdi de Cumhuriyette, yurt köşelerinde neler olup bittiğini aktarmaya çalışıyorum. Yolda, sokakta karşılaştıklarım:
Aybastı’da ne var ne yok? ANAP’lı belediye başkanı yakalandı mı? diye soruyorlar.
Gazetelerin çoğu öyle yapar, bazı yerel haberleri, o yöre baskılarına koyar. Cumhuriyette de bu böyledir çok kez. Haber, o yöreyi ilgilendirdiği gerekçesiyle, o baskılarda çıkar. Büyük üç-dört kentin içinde oturanlar ise o baskıları da, haberleri de göremezler...
Geçen hafta, 28 mart perşembe günü Cumhuriyet'in birinci sayfasında, “taşra” baskılarında, tek sütun üzerine şöyle bir haber çıktı: “Aybastı ve Kabataş'ta 40 kişi gözaltına alındı." İkinci başlıkta şöyle denmekteydi: "İlçe ve kasabada pankart astıktan iddiasıyla gözaltına alınanlardan 10’u daha sonra salındı. Kabataş'ın DYP'li belediye başkanı da gözaltında." Haberde de şöyle deniyordu:
“AYBASTI, / ORDU (Cumhuriyet) — Ordu’nun Aybastı ilçesi ve Kabataş kasabasında önceki gece, üç ayrı kesime siyasi pankart asmak iddiasıyla başta bir DYP'İİ belediye başkanı olmak üzere toplam 40 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 10’u 25 saat sonra serbest bırakıldı.
29 mart cuma günkü Cumhuriyet’in 8. sayfasında, tek sütun üzerine şu haber yayımlandı: "Aybastı’da 16 kişi daha salındı:
AYBASTI, Ordu (Cumhuriyet) — Aybastı ve Kabataş bucağında sol içerikli pankart asılması ile ilgili olarak gözaltına alınan DYP'li Belediye Başkanı Celal Açıkbaş ile birlikte 16 kişi daha serbest bırakıldı.
30 mart cumartesi günkü Cumhuriyet'in yedinci sayfasında "Aybastı'da üç gece bekçisi açığa alındı" başlığıyla şu haber vardı:
“AYBASTI, (Cumhuriyet)— Aybastı İlçesi ve Kabataş kasabasına asılan sol içerikli üç pankart olayı ile ilgili soruşturma sürdürülüyor.
Pankartları asanların kimler olduğunun belirlenmesi amacıyla başlatılan operasyon dışında gece bekçileri Şaban Dereköy, Kemal Yıldırım, ve Mustafa Turgut da Aybastı kaymakamı Ali Küçükaydın tarafından açığa alındılar.”