Yücel Kanpolat’la Söyleşi: (9) Hasan Hüseyin'in Şiirlerinde...

Prof. Yücel Kanpolat’a son soruyu sordum:
Siz Hasan Hüseyin'in (Korkmazgil) yakın dostu, arkadaşıydınız. Dostluk nasıl başladı?
Hüseyin Abi'yle dostluğumuz 1972'li yıllarda başladı. Hasan Hüseyin, Dr. Güner Eliçin, Akın Çubukçu, rahmetli Bedrettin Cömert’le gerçekten çok anlamlı, çok içten bir arkadaşlığımız vardı. Güzel bir dostluğumuz vardı. Maalesef, Hüseyin Abi’nin çok şanssız bir hastalığı oldu ve ben maalesef onun hastalığını üstlenmek zorunda kaldım. Bir büyük fırtına esti Hüseyin Abi’nin vücudunda ve ameliyat yaptık, ama Hüseyin Abi'yi kurtaramadık. Bir yıl, bir yıldan çok eşinin, Azime Abla’nın (Korkmazgil) çok özel gayretleriyle yaşayabildi. Maalesef, eksikleri yerine koyamadık.
Kaç yaşındaydı?
Galiba 57 yaşındaydı.
Yücel Kanpolat’la söyleşimiz burada bitti. Şubatta 5. sayısı çıkan “Gerçek Sanat" dergisi, şubat ayı içinde ölen yazarları, ozanları yazmış. Hasan Ali Yücel, Hasan Hüseyin Korkmazgıl ile Akşit Göktürk'ün ölüm günleri 26 şubat. Tezer Özlü (16,18 şubat), Atilla Tokatlı (20 şubat), Hıfzı Veldet Velidedeoğlu (24 şubat). Gerçek Sanat dergisi, İstanbul'da çıkıyor. Telefonu 293 90 07, faksı 245 48 04, yazışma adresi PK 935. 80020 Karaköy-İstanbul.
Hasan Hüseyin’in arkadaşları, Yücel Kanpolat'ın da arkadaşlarıdır. Çoğu Sivas'tan. Örneğin, Cumhuriyet’ten Yılmaz Gümüşbaş, Yargıtay üyesi Hüseyin Deniz öyle. Doç. Bedrettin Cömert de (Bedrettin Cömert, Ankara’da 11 Temmuz 1978'de öldürüldü).
Bedrettin Cömert’in faşistlerce öldürülmesinden bir yıl sonra, Hasan Hüseyin, Bedrettin Cömert için şu dizeleri yazdı:
“o akşam beş kişiydik orada / biri gürler iliçin’di biri o / biri yücel kanpolat'tı biri o / biri akın çubukçuydu biri o / biri bendim biri o/ o akşam dört kişiydik orada / beşinci yoktu / bedrettin yatıyordu karşıyaka'da / kurşun yemiş karnı toktu."
Hasan Hüseyin’in aynı gün yazdığı “Sonuçsuz Bir Telefon Konuşması" şiiri, yine Bedrettin Cömert’in ölümü üzerineydi; bu şiirde de arkadaşları vardı. Yücel de...
bak bedri dinle beni / dinle beni ikigözüm kardeşim / yücel diyor ki bedri / (kapı çaldı bi dakka) / hayır zeki değilmiş / akın’mış gelen / akın diyor ki bedri / haltetmesin gelsin diyor / gelsin de söyleşelim / dadılık bitsin diyor / kabarmış yine müzik damarı bizim gürler’in / dalgaların durakların damarını attırıyor/ bağırıyor minör minör / barok dedikçe / ve gülüyor majör majör / dokundukça tellerine enformasyon’un/..... / bırak şimdi çalışmayı hacettepe 'yi / kemal'i de yatır artık be kuzum / yatsın kerata / sen dünyanın en iyi / sen dünyanın en doçent / sen dünyanın en baba / babasısın be bedri / bilmez miyim ben seni! / bak şimdi dinle beni / agostina kızmaz bana / boş lafı bırak / hem kızacak ne var bunda be bedri / kadın değil kumar değil be gözüm / biraz müzik / biraz sanat / biraz da lâklâk / hepsi bu
geleceksin değil mi / geliyorsun değil mi / gelmelisin mutlaka / bırak şimdi gülmeyi de evet de / hadi bedri / evet de!
çok da güzel çay demledim tam senlik / vallahi çiçek gibi / bir de güzel peynir var ki / hârika / bilmiyorum / ablan bulmuş / kaçtan almış / sormadım / sormak neyi kurtarır ki be bedri / sele gitmiş değirmenin / şakşağı mı aranır ki / ekonomi filan değil bu bizimkisi / çürük yangın merdiveni be bedri / geliyorsun değil mi / geleceksin değil mi / gelmelisin mutlaka / domates yeşilbiber maydanoz / diri diri / kütür kütür / tam senlik
ekmek de taze bedri/ ekmek de be kardeşim ekmek de! / biz rakıya vuracağız besbelli / sen çaya yumulursun / ne yaparsın be bedri / aradabir çekmeden de olmuyor / olmuyor be kardeşim olmuyor / şu dinine yandığımın dünyası / baka baka içine gözlerimizin /ediyorlar içine günlerimizin / hidrojen sallasan gıkı çıkmıyor / sabır kayası da sabır kayası!
/ hadi hadi atla gel / bekletme bizi / yücel'i bilmez misin be bedri / doktor değil mübarek / gecikmiş tantı / çay devirir bardak bardak / üstüne rakı / anlatırken sanırsın ki incesazdan hüseyni / ak gömleği geçirmesin sırtına / hipokrat andı / bir de bahar bahar gülmez mi sana / albaşını çık dağlara yücel'i bilmez misin be bedri / sâfi tümör celladı / kızdırmasın gelsin diyor / 'bin kelleyi bir cidaya dizerim / kızarsa beynim' diyor
gürler'se çoktan yerleşti enformasyon füzesine / yıldızlar arasında mekik dokuyor / yüreğimi çıkartmış koymuş masaya / insan denen karmaşığın dibini kurcalıyor / hayır hayır buz koymuyor rakısına filozof doktor / dna kullanıyor / bana öyle geliyor ki azizim / dna da az gelecek böyle giderse / bizimkinin hızına...
bak bedri dinle beni / akın diyor ki bedri / alooo? / yücel diyor ki bedri / alooo ? / gürler diyor ki bedri / alooo? / sesin gelmiyor bedri / bedri sesin gelmiyor / sustur şu gürültüyü / sustur şu asansörü / şu radyoyu şu müziği / şu kenti sustur bedri!
alooo! / alooo! / kemal sen çık aradan! / ergun oğlum baban nerde? / ben hüseyin, agostina / agostina, ben hüseyin! / kuzum neden yoksunuz / neden kimse konuşmuyor bu telefona?
………..bildirin bir yerlere çocuklar / ay’lara mars’lara merih ’lere / bir bilen yok mu sorun / sorun bedri kardeşi!
………../ne de güzel çay yapmıştım / ne de güzel peynir vardı / ekmek de taptazeydi
………"(11 Temmuz 1979) Hasan Hüseyin, “Acılara Tutunmak" Bilgi Yayınevi, s. 47-58.
Hasan Hüseyin, kitabına “Mustafa Ekmekçi, canım kardeşim, sana bu!" diye yazmış...
Yarından sonra, SHP-CHP birleşme kurultayı toplanacak; taşlama ustası Mustafa Eşref, şu dörtlüğü düşmüştü:
“Bekliyorduk kuşkusuz, SHP ve CHP / 28 Ocak’ta kesinkes birleşecek, / Saflığımıza verin, aklımıza gelmedi / Birleşmeyecek bunlar, yalnızca hırlaşacak."
Hinthorozu'nun sayrı yatağından yaptığı uyarıyı, baktım da çok kişi değerlendiremedi. Herkes, bir çeşit işine gelen yanından aldı. Hele kimileri, hırsından usunu kullanmaya fırsat bulamadığını, bulamayacağını bir güzel gösterdi.
Kanımca, yeni partide, CHP’de günün konusu, yenileşme arayışıdır. Kim yenileşmeden yanaysa o başaracak!