Yücel Kanpolat’la Söyleşi: (3) Tıpta İlginç Gelişmeler...

Prof. Yücel Kanpolat’la söyleşimizin ilginç yanlarına henüz gelmemiştik. Ama, ben her sözünü kaçırmamaya çalışıyordum. Ona, şimdi Türkiye'de ağrı cerrahisinde çok önemli bir yer verilmekteydi. O da, bunun bilincindeydi. Anlatmayı sürdürüyordu, bir dersteymiş gibi:
Sonra, ben iğne elektrot sistemleriyle yapılan uygulamalar üzerinde çalışırken, zaman içerisinde deneyimim arttıkça, yurtdışındaki uzman ve merkezlerle ilişkilerim arttıkça, yeni bazı uygulamaları ülkemizde ilk kez yapabilme şansını elde ettim. Ama açık söyleyeyim, burada önemli sorumluluklardan bir tanesi şudur; ağrı cerrahisi yenilik yapmaya çok yatkındır, ancak burada hasta ve cerrahi yöntemin çok iyi uyuşması gereklidir, bu yapılmazsa tıbbi açıdan insanlara zarar vermemiz söz konusu olabilir. Doğrusu bunu da öğrenmek yolunda, bana fikri veren, beni yönlendiren çok değerli hocalarım ve meslektaşlarım oldu. Ben zamarı içerisinde zenginleşen ve sayısı artan uygulamalarla birikimimi arttırdım. Tabii, bu disiplin içerisinde çalışan insanların üye olduğu belli kuruluşlar var, bunların toplantılarına gittim, dünyadaki önemli insanların çalışmalarını izledim, bunların yanında belli bir süre çalışma şansım oldu. İsviçre’de Prof. Gazi Yaşargil ve Prof. Siegfried’le çalıştım. İsveç Karolinska grubunun çalışmalarını izleyebildim. Amerika'da Houston’da bir süre çalıştım. Bütün bunlarla yavaş yavaş ağrı cerrahisindeki ufkum farklılaştı. Galiba buradaki başarımın en önemli nedeni çalışmalarımın sürekliliğidir. Burada en önemli kural, “Bu uygulama tıpta sansasyon yaratır" hatasına düşmemektir. "Bu uygulama, hasta (sayrı) için gereklidir ve kullanılmalıdır” temel prensip olmalıdır. Bu nedenle de 10-15 yıllık dönem içerisinde uygulamaya başladığım yeni yöntemlerin yaklaşık tümü, halen uygulama listemizin içerisindedir ki bunların seçiminde doğru davrandığımızın bir göstergesi olabilir.
Evet...
Ağrı cerrahisinde elektrik uygulamaları, yani alternatif akımın iğne ve elektrotlar aracılığıyla sinir sisteminde kullanılması uygulamaları 1960'lı yıllarda Mullan ve Rosomoff ’un buluşlarıyla gerçekleşmiştir. Bu uygulamalarda omurilikte ağrıyı taşıyan yolu, iğne elektrot sistemiyle harabederek vücudun bir yarısını ağrısız hale getirmek mümkündür. Bizde bu uygulamayı 1969 yılında, ilk kez, bizim kliniğimizde Prof. Nurhan Avman gerçekleştirdi. Sonraki yıllarda omurilikte başka uygulamalarla ağrının ortadan kaldırılması ile ilgili müdahale çeşitleri zenginleşti. Bu uygulamalarla, özellikle vücudun bir yarısında var olan kanser ağrılarını ortadan kaldırabilme olanağı vardır. Veya, bir başka yöntemle, baş-boyun bölgesinin tek yanlı ağrılarını ortadan kaldırabiliriz. Bu yöntemlerin kullanımı sırasında biz iğnelerle hedef noktaya ulaşıyor, sonra elektrotları bu noktaya konumluyor, sonra da radyo frekans jeneratörü dediğimiz güç kaynağından aldığımız elektrik akımıyla omurilik içerisinde milimetrik harabiyetler yapıyorduk. İşte bu yaptığımız milimetrik lezyonlarla ağrıyı denetleyebiliyorduk. Bu yöntemleri de uygularken dünyada klasik hale gelmiş görüntüleme yöntemlerini kullanmaktaydık, bu görüntüleme yöntemi de röntgen ışınlarıyla görüntüleme tekniğiydi.
Evet...
Röntgen de doğal olarak bize dokuyu değil, dokunun çevresindeki yapıları gösteriyordu. Kemik yapıyı gösteriyordu örneğin, ama asıl bizim hedefimiz olan omurilik dokusunu direkt olarak göstermiyordu. Oysa 1974 yılında keşfedilen bilgisayarlı tomografi yardımıyla omuriliğin kesit olarak yapısını görme olanağı elde edilmişti. İşte, 1986'larda Türkiye'de “Acaba, biz bu uygulamaları bilgisayarlı tomografi eşliğinde yapabilir miyiz?" diye araştırdık. Ve ilk olarak omurilik beyin bileşkesinde, omuriliğin merkezinde harabiyet yapmaya dayanan özel bir uygulama için bu görüntüleme yöntemini kullandık. Bu uygulama daha çok karın bölgesinin kanser ağrılarında etkili bir uygulamaydı. Etki mekanizması da halen bilinmemektedir. Ama, biz bu uygulamayı bilgisayarlı tomografi altında yaptık. Çalışmamızı 1987 yılında, Barcelona'daki Avrupa Beyin Cerrahisi Kongresi'nde bildiri olarak sunduk. Oldukça iyi eleştiriler aldı, beğenildi. Ve hemen yayımlandı yurtdışında...
Sonraki yıllarda, bilgisayarlı tomografi eşliğinde kordotomi ameliyatını da gerçekleştirdik. Kordotomi, omurilikte ağrıyı taşıyan yolu iğne elektrot sistemi ile harap etmekten ibarettir. Bu uygulama sonunda bir vücudun yarısı ağrısız hale gelmektedir. Kordotomi, bizim en başarılı olduğumuz uygulamadır. Kordotomide, hem vaka sayımız daha fazla oldu, hem de en etkin sonuçları bu hasta grubunda aldık. Vücudun bir yarısını ağrısız hale getirme işleminde dünyada yapılanlardan daha güvenlikli uyguluyorduk, sonuçlarımız da onlardan daha iyiydi.
Zaman içerisinde, kordotomiyi yaparken elektrotumuzun, omuriliğin neresinde olduğunu görüntüleyebildiğimiz için yine klasik uygulayıcılardan farklı olarak, sadece ağrılı bölgeyi ağrısız duruma getirebilmeyi başardık. Bunun adı: Selektifkordotomidir. Yani sadece ağrılı alanda ağrı duyusunu ortadan kaldırarak hastayı ağrıdan kurtarmaktır.
Tıptaki gelişmelerden neredeyse başım dönüyor, ama zevkle ve hayranlıkla dinliyorum.