Yine İmam Nikâhı

Türk kızı Leyla ile Amerikalı Joe, imam nikahıyla evlendiler. İmamın bu nikaha usunun pek yatmayacağını düşündüğünden olacak. Joe imama şöyle dedi:
— Allahımız bir, sizin kitabınız bizim kitabı tanıyor. Ben de sizin kitabınızı tanıyorum, o halde bir sorun yok! Bu gerekçeye imamın usu yattı mı bilmem.
Neden mı uygarlık yasasına uygun olarak evlenemediler? Bir kasıtları yok. Joe'nun, evlenmek için Amerika’dan izininin gelmesi gerekiyordu. İzin işlemleriyse uzun sürüyordu. Bürokrasi işte! Kızın babası da, aralarında bir evlilik bağının bulunmasını istiyordu. Öyle oldu...
“Ekmekçi Kadınlar...” başlıklı Ankara Notları'nda imam nikahı üzerinde durmuştum, yine duracağım. İslâm hukukunda imanı nikahı diye bir şey yok. İki kişi tanıklar önünde evleniyorlar. İş bitiyor. Beğenmediğimiz Abdulhamit de, imam nikahını kaldıran padişah.
Prof. Adnan Güriz, “Türk hukuku ve toplumu üzerine incelemeler” adlı yapıtta, imam nikahı uygulamasının sosyo-ekonomik nedenlerini sıralarken, özetle şöyle diyor:
.. Kadın erkek eşitliğini toplum hayatında gerçekleştirmek, kadına bütün mesleklerde çalışma hakkını ve imkanını vermek, siyasi ve medeni haklarını kullanmak bakımından kadını erkekle eşit duruma getirmek Cumhuriyet döneminde Türkiye'de gerçekleştirilen Atatürk devrimlerinin temel amaçlarından birisi olmuştur.
Ancak köy kadınının hayatında zorlama yoluna gidilmemesi tercih edilmiştir. Bu konuda Fatih Rıfkı Atay diyor ki: “Mustafa Kemal (Atatürk) büyük bir realisttir. Köy kadınını zorlamamıştır. Devrimciliğinde, evrimciliğe bıraktığı tek şey belki de budur. Köyde çok evliliğe dahi göz yummuştur. Köy kadınının kurtuluşu, iktisat ve terbiye şartlarının tamamlanmasına bağlı kalmıştır...”
İmam nikahının toplumumuzda medeni nikahın 1926 yılında zorunlu hale gelmesine rağmen varlığını devam ettirmesinin temel nedenlerinden birisi, yüzyılların yarattığı gelenekleri ve uygulamaları, kanun maddelerinde yapılan değişikliklerle hemen ortadan kaldırmanın mümkün olmamasıdır. Yeni bir kurumun ve uygulamanın toplumun alıştığı, benimsediği mümkün ve normal saydığı bir uygulamayı, hele bu uygulama aile sorunu ile ilgili ise hemen değiştirmesi kolay olmamaktadır. Hiç şüphesiz medeni kanunun temsil ettiği ve aile ilişkilerini yeni ve uygar bir açıdan düzenlemek amacını güden sistem. Türk toplumunda yerleşmemiş değildir. Ancak yeni bir normatif düzenin toplumun bütününce benimsenip uygulanmasının belirli bir zaman süreci içinde mümkün olabildiği gerçeğini gözden uzak tutmamak gerekir.
Kapalı aile ekonomisinin geçerli olduğu, yol bakımından şehre açılmamış, şehir hayatının etkilerinden uzak kalmış kırsal yerleşme alanlarında imam nikahı uygulaması daha fazla olduğu gibi, erkekleri başka yerlerde gurbetçi olarak çalışan köylerde imam nikahı uygulamasının, pazar ekonomisine geçen şehrin etkisine ve sosyal yaşantısına daha açık nitelik taşıyan köylere oranla daha çok olduğu da belirtilebilir.
Kız baba ve analarının başlık”, kalın”, ağırlık”, yoğunluk”, baha hakkı” şekillerinde isimlendirilen paraya tamah etmeleri veya bu yoldaki geleneğe uymaları imam nikahı yoluna gidilmesinin nedenlerinden birisi olmaktadır Öyle ki, bazan erkek tarafı medeni nikah istediği halde kız tarafının imam nikahını tercih etmesinde başlık parasının rolü olmaktadır. Çünkü imam nikahı yapıldıktan sonra kolayca ayrılmak mümkün olmakta ve kız babası tekrar başlık parası alarak kızını ikinci kez evlendirebilmektedir.
Kız kaçırma olayları da imam nikahı uygulamasının nedenlerinden birisi olarak göze çarpmaktadır. Evlenmek için başlık parası ödenmesinin imkansız olduğu durumlarda veya başka bir nedenle kız kaçırma halinde, evlenmenin süratle yapılması inancı, medeni mizahın öngördüğü sürelere ve formalitelere uyulmaksızın medeni nikah yerine imam nikahının yapılmasında rol oynamaktadır. Bu uygulamada ailelerin, özellikle kızın ailesinin bir an önce evlenme istemesi etkili olmaktadır...”
Prof. Adnan Güriz’in verdiği bilgiye göre. 1942 yılında Adalet Bakanlığını’a yapılan bir ankete çeşitli illerin Valilerinin verdikleri yanıtlar arasında şu yanıt imam nikahı gerçekliğini açıklamak yönünden ilgi çekici
— Köylü ne yaptığını bilmeyen bir muhtarın eliyle yapılacak bir evlenmeye, imamın bir Kuran süresi ile kıydığı nikahı üstün tutmaktadır...
Bu yanıtın da gösterdiği gibi köy yasamı yönünden imam nikahı evlilik dışı bir birleşme yaratmadığı gibi, imam nikahı sonucu doğan çocuk da meşru olmayan bir çocuk değil Adnan Güriz şöyle noktalıyor:
-İşte bu nedenle imam nikahını patolojik bir sosyal olay olarak nitelendirmek gerçeklikten uzaklaşmak olur.”