Yarın Dil Bayramı...

Yarın Dil Bayramı; Dil Devrimi’nin 56. yılı; şimdiden kutlu olsun! Dil Derneği yöneticileriyle dilin özleşmesinden yana olanlar, yarın saat 12.00'de Anıtkabir'de buluşacaklar, Atatürk’ün, İnönü'nün gömütleri önünde saygı duruşunda bulunacaklar. Saat 19.00'da da Metropol‘de dil şenliği başlayacak. Burada konuşmalar yapılacak, dilin özleşmesine emeği geçmiş olanlara, ölmüşlerse yakınlarına onur plaketleri verilecek.
Dün İsmet Paşa'nın doğum yıldönümüydü. O, Atatürk'ün başlattığı Dil Devrimi'ni inançla yürütmüştür. Bu “Ankara Notları”nı, İnönü'nün ölümünden bir yıl önce, 3 Temmuz 1972'de, XIII. Türk Dil Kurultayında yaptığı ilginç konuşmaya ayırmak İstiyorum. İsmet Paşa, o yıl 88 yaşındadır. İsmet Paşa, kurultaylara, TDK’nın düzenlediği önemli toplantılara kesinlikle gelirdi. 12 Eylül'den sonra, sağ olsaydı, Atatürk'ün vasiyetinin ortadan kaldırılıp, kalıtının dilde tutucuların eline bırakılmasına kim bilir nasıl üzülürdü?
İsmet İnönü, basında da pek yer almayan, kurultay tutanaklarında geçen 1972 konuşmasında özetle şöyle diyordu:
"Bu mutlu günde, beni huzurunuza çıkarmak olanağı verdiği için Türk Dil Kurumu'na yürekten şükranlarımı sunarım. (Alkışlar) Atatürk’ün bizden ayrılmasından sonra geçen süre içinde Türk Dil Kurumu’nun çalışması, Tarih Kurumu ile beraber, memleketimiz için çok verimli ve çok övünülecek bir doğru yolda gelişmiştir. Türk Dil Devrimi diyebileceğimiz yeni atılım, tarihimizin, gelişmemizin, ulusal bir toplum olarak kendi benliğimize kavuşmamızın temel şartı olmuştur ve bu şart geçen 40 yıl içinde başarıyla yürümüştür. (Alkışlar). Harf Devrimi'nden hemen sonra kurulan Dil Kurumu, Atatürk'ün yakın ilgisiyle temel emniyet şartlarına kavuşmuştur. Milli mücadelenin sonu alınır alınmaz, ilk akla gelen ihtiyaçlardan birisi Türk dilini millileştirmekti. Bu istek, dağınık girişimlerden sonra Atatürk'ün doğrudan doğruya meseleyi ele alıp çalışmasıyla gerçekten verimli bir atılım oldu. Bir defa ulusal dil düşüncesi memlekette özenilecek bir ülkü halinde işlemeye başladı; bu büyük bir şeydir. Büyük bir şeydir, bütün yurttaşlar, kendiliklerinden, kendi çevrelerinde, akılları erdiği kadar, yetişebildikleri kadar Dil Devrimi’ne yardımcı olmaya çalıştılar. Dil Devrimi'ne katkıda bulunmaya çalıştılar. Bunların başında Türk ordusu gelir. Şimdi sade gibi görünen birtakım sözleri sizlere hatırlatacağım ki, bunlarla köylerimize kadar dilde yeni bir anlayışın temeli atılmıştır; 'Mefer' er oldu, 'zabit' subay oldu. Yarbay, albay, şimdi hiç kimsenin yadırgamadığı sözler olarak kullanılmaktadır. Bunun gibi ordunun bütün hizmetlerinde Dil Kurumu doğrultusunda terimler bulmak ve kutlanmak isteği yerleşmiştir. Bunun gibi ekin hayatımızda (kültür hayatımızda), yazarlarımız, edebiyatçılarımız yeni dilde anlatım biçimi bulmaya çalıştılar. Dilde yabancı kuralların, eski terkiplerin kalkıp, Türkçe, sade dilbilgisi kurallının yerleşmesi hemen hemen kendiliğinden gerçekleşmiştir. Artık, Arabi terkipti, Farisi terkipti yahut beraber terkipti, böyle bir şey kimsenin zihninde yok, dilinde yok ve dileğinde yoktur. Bu, dilin Türkçeleşmesi için en etkili durum olmuştur
Dilin özleşmesi için ekin dilinde kesin sonuca varmamız gerektir. Bütün bilimlerde Türkçe terimleri yapabilmek ve Türkçe terimleri uygarlık alanına, bütün uygar ulusların ortak temellerinden yararlanarak yerleştirebilmek gerektir. Türklerin bilim terimi bulmak İçin özel bir yaradılış güçleri vardır, örneğin: Hekimlikte bütün terimleriyle bir hekimlik hazinesi yaratabilen insan bir Türk’tür. Zamanın ihtiyacına uyarak hep Arapça terim bulmuştur. O kadar bulmuştur ki birçoklarını Arapçada olmadığı halde kendisi yaratmıştır. İmparatorluktan ayrıldıktan sonra, ulusal bağımsızlıkla yaşar duruma geldikten sonra ayrılanlar birçok Arapça terim kullandılar ki bunlar Arapçanın kendisinde yok, Türk icadıdır. Fakat bir İhtiyacın ürünüdür. Demek istiyorum ki, biz her bilim dalında terimler bulup yerleştirecek durumdayız. Yeteneğimiz vardır. ,
Türk Dil Kurumu bu uğurda bizim başlıca kılavuzumuz olacaktır. Edebiyatta yazarlarımızın öz dille yazmak ve bu yolu geliştirmek çabası sevinilecek, övünülecek bir şeydir. Hiç kimse artık Türk halkına eski dille seslenmek istemiyor. Bu bakımdan Türk DİI Kurumu'nun çalışmaları, ilerleme çabamızda siyasal hayatımızdan daha ziyade kolaylık içindedir. Bugün Türk dilinin özleşmesine İtirazda bulunan, ona karşı çıkıp uğraşmak isteyen insanlar bir şey söylemek için yüz kelime kullanıyorlarsa, farkında olmayarak doksanını yeni Türk kelimeleriyle anlatıyorlar. Demek istiyorum ki Türk Dil Devrimi dilde özleşme, eskiyi gelenek sayarak yeninin aleyhinde bulunanlar için bile ihtiyaç haline gelmiştir. Akım yürümektedir, yani sözler onların eliyle, kullanılmasıyla da perçinlenmektedir.
Sevgili arkadaşlarım, bugün Türk Dil Kurumu'nun kuruluşunun 40. yılındayız. Atatürk idaresinde Türk Dil Kurumu'nun kurulması ve yürümesi için alınan ciddi kararın, ciddi atılımın kırkıncı yılını kutlamakla mutluyuz. 40 yıl size uzun geliyor, benim için geçen hafta kadar yakındır. (Alkışlar), önümüzdeki kırk yılda Türk dili bütün uygar ulusların İhtiyaçlarını karşılayan diller gibi edebiyatta, bilimde büyük gelişmesini yapmış bir ulusal dil olarak yer alacaktır. Türk dilini ve Türk Dil Kurumu'nu bekleyen gelecek bu kadar güven dolu ve bu kadar sağlamdır.