Yangın Söndürücüler...

Marmaris, Bodrum, Fethiye gibi turistik yörelerde, kıyı yağması nedeniyle ormanlar yok ediliyor. Hem, bu orman kıyımı da yasal. 6831 sayılı Orman Yasası'nın 17. maddesi, turistik yerler yapmak isteyenlere orman içinde yer verileceğini söylüyor. “Turistik tesis yapmak koşuluyla..." başka koşul yok. Ormanla denizin birleştiği yerler de bunun içine giriyor. Ama bir turistik tesis yapacağız diye, dal bırakılmıyor. Antalya yöresinde de narenciye bölgelerinin yok edilmesi gibi. Turistik yapılar yapsınlar, ama ormana niye dokunuyorlar? Bir ormancı, "Aksi takdirde İspanya oluruz" dedi. Sordum:
—İspanya’da nasıl oluyor?
—Blok. Bütün deniz kıyıları bloktur, beton yığınıdır. Onun için İspanya'ya giden turistler, artık İspanya'ya gitmez oldular. Turistler, beton bloklardan bıkıp usandılar. Türkiye'ye gelenler de Türki- ye'dekilerin kaşları, gözleri için gelmiyorlar. Ah, kıyılar bir de temiz olsa! İnsancıklar denize giriyoruz diye, pislik içinde yüzmeseler...
1 ağustosta, Marmaris'te, Halk Sağlığı Laboratuvarı'na gönderilen, bölgelere göre deniz sularının incelemesi sonucu, yürek karartıcı gerçekten. Raporlar, resmi olmayan biçimde saptandı, düzenlendi. En kirli yer, Marmaris'in göbeğinde bulunan “Su Sporları önü"nde. Bir de "Ocaktan Motel”in önü, "en kirli” yerler arasında. Sini Motel'in önü, "uygun" yerler arasında. "As Kamping" ondan biraz kirli, ama o da "uygun" raporu alabilecek durumda. "Orman Kampı", Sini Motel gibi, “uygun"lar arasında. "Fırat Restoran" ondan kirli olmasına karşın puanlamada yine “uygun”lar arasında. Deniz suları kirlilik açısından "en uygun" olarak saptanan "Yavuz Otel’ in önü, "Sahil Sitesi” önü, bir de "YSE Kampı" önü var. Rakamlara vurursak, "Su Sporları" önü 100 cc'de 4800. "Ocaktan Otel" 4800, Sini Motel 120, As Kamping 380, Pamucak Orman Kampı 120, Fırat Restoran önü 230, “en uygun" olarak saptanan "Yavuz Otel", "Sahil Sitesi", "YSE Kampı" ise 36.
Haydi, bundan sonra, koşa koşa denize girin bakalım! Birçok yerde lağımlar açık açık akıyor. Bir otelin arkasında, bir arabanın lastikleri yarıya dek lağım çukuruna batmış! lüks otellerin arıtma tesisleri yok. "Arıtma tesisi" kuruluyormuş, ama daha çalışmıyormuş. Eee, o zaman arıtma tesislerini kurduktan sonra oteli açsalar olmaz m? Olmaz, o zaman turizm patlaması ne olmaz!
Kirli sulara karşılık, kumsallarda üstsüzler az değil. Lüks otellerde ilginç geceler, eğlenceler. Bir oteldeki eğlenceyi arkadaşım anlattı, böylesini duymamıştım: Sutyen kapma yarışı düzenlenmiş. Kim daha çok sutyen kapabilirse, o birinci ilan ediliyor. Kadınları yakalayıp, sutyenini çıkaracak yarışmacı. Soruyorum saf saf:
—Peki, sutyeni çıkarılanlar ne yapıyorlar sonra?
—Hiiiç, "Bu sutyen kimindi?" diye soruyorlar, sutyen sahibi de gelip sutyenini alıyor!
Turizmin bir yararını, savunman Ahmet Toptan söyledi:
—Böyle, denizaşırı yerlerden dinlenmeye gelenler, savaştan değil, barıştan yana olurlar! dedi. Güzel İzlenimlerle gidenler, niye savaş istesinler?
Kirli denizlerde kulaç atmayı bırakayım da yine orman yangınlarına döneyim bari. "Orman yangınlarını önleme açısından, ne gibi çalışmalar yapılıyor?" Ona bir bakayım. Muğla yöresinde 97 tane yangın gözetleme kulesiyle, kulübesi var. Muğla Orman Müdürlüğü, Aydın Bini de içine alıyor. 2 milyon 160 bin hektar alanın 1 milyon 140 bin hektarı ormanla kaplı. Muğla Bölge Müdürlüğü, yangın mevsiminde piyasadan araçlar kiralıyor, bunların sayısı seksen tane. Müdürlüğün de 30 pikabı var. 2337 yangın işçisi, bunların başlarında "muhafaza memurları" var. Yangın arazözleri var. Muhafaza memurlarının sayısı 350, orman işletme şefleri, müdür yardımcılar, işletme müdürleri, bu yangın söndürme işlerinde doğrudan görevliler, Bunları toplarsak yangına koşanların toplamı 2800 dolayında oluyor.
Yangına ilk koşan “müdahale ekipleri”nin tüm sosyal gereksinimleri karşılanmış. Buzdolapları, yemek masaları, yatakları, karyolaları, güneş enerjisiyle ısıtılmış suları... Kan ter içinde yengin söndürmeden dönen işçi, bir ılık duş alabiliyor. Sandalyesine oturup sigarasını yakıyor. Çayını da içiyor. Üç öğün yemeğini yiyor. Ücretleri, günde 4500 lira, artı fazla çalışma ücreti. Aylıktan 140 bin lira dolayında. Bulunduktan yerde aşçıları da var. Karavana çıkıyor.
Tepelerde, gözetleme kulelerindeki işçilere gelince, oraya dek yemek çıkarılmıyor, yemeğin karşılığı veriliyor. O, yemeğini kendisi yapıp yiyor...