Vehbi Koç ile Rauf İnan...

Eski Torbalı Belediye Başkanı Ertan Ünver’in "Ümit Yayıncılık"ta çıkan “21 Yüzyıl Teknokitlesel Sosyal Demokrasi Çağı" adlı kitabına yazdığım "önsöz"ün girişinde şunları yazmıştım:
“1980 öncesiydi ki başbakanlık konu tunun olduğu yerde, Dışişleri Bakanlığı konutu vardı Oraya bir kokteyle çağrılmıştık Aldoğan'la birlikte gittik. İçkilerimizi yudumluyoruz. Kokteylin sonuna doğru, gazeteci Mehmet Ali Kışlalı geldi:
Seni, dedi, dışarıda Vehbi Koç bekliyor!
Beklesin, demişim.
Eşim:
Ayıp, dedi, yaşlı adamı bekletme!
İçkimi daha bitirmemişim. Hem, Vehbi Koç beni neden beklesindi?
Beklesin, dedim, daha içkim bitmedi...
Kokteyl iyice tenhalaşmıştı. Çıktık. Gerçekten kapıda Vehbi Koç'la Fuat Bayramoğlu bekleşiyorlar.
Merhaba, dedi, el sıkıştık. Emekli büyükelçilerden, cumhurbaşkanlığı genel yazmanlığı da yapmış olan Fuat Bayramoğlu:
Berideki resminize hiç benzemiyorsunuz, dedi
Benim resmim sizde ne arar?
Bir gazeteden kesmiş, duvara asmıştım...
‘Vay be' dedim içimden, "elin oğlu insanı böyle tanıyor, dostunu yani!"
Vehbi Koç 'a:
Sizi tanıyorum, dedim
Nereden?
İmparatordaaaan!
Benim de bir kitabım vardı, ona cevap verdim, okudun mu?
Okumadım!
Siz zaten öylesiniz, tek yanlı okursunuz...
Erol Toyun ‘İmparator’unu okuyunca anlaşılıyor!
Konuşmamız kısa sürdü. Kafamı kurcalayan, Vehbi Koç neden tanışmak, görmek istemişti? Bunu sonra, Mehmet Ali’den öğrenecektim Muzip Mehmet Ali, Vehbi Koç'u görünce:
Efendim, siz hiç komünist gördünüz mü? demiş.
Yooo, demiş Vehbi Koç, görmedim!
İçeride bir tane var, isterseniz getireyim!
Aman, getir de bir görelim demişler; Koç'la Bayramoğlu. Bayramoğlu’yla Koç, ailece yakınlıktan olan kişilermiş. Bunu neden mi anlattım? Ertan Ünver'in elinizdeki yapıtının sayfalarını karıştırırken içimden öyle geldi.
Vehbi Koç, Cumhuriyet’le birlikte büyüdü, gelişti, serpildi. Çetin Altan’ın şöyle bir tümcesi vardı:
'Keşke Türkiye batacağına, Vehbi Koç batsaydı da Türkiye kurtulsaydı!'
Tümce tam böyle olmayabilir, ama bu anlamdaydı. Ama sevgili Çetin Altan, şimdi bunu böyle der mi bilemem... "
“Önsöz Gibi..." başlıklı yazı böyle sürüp gidiyor
Fuat Bayramoğlu, Vehbi Koç'un yeğeniydi. Onunla kokteyllerde karşılaştığımızda, bana Nâzım'dan dizeler okurdu, ozan yapılıydı. “Bak, bizde neler var?” demek isterdi.
Uğur Mumcu Vehbi Koç'tan "Vehbi Bey Amca" diye söz eder: Koç, Uğur Mumcu’yu severdi. Ben de yeri geldiğinde, “Uğur’un Vehbi Bey Amcası" diye yazardım. Sanıyorum, Uğur’un babası Şinasi Bey Koç'u yakından tanırdı. Eşimin amcası Sami Kardam'ın da yakın arkadaşıymış Koç...
Koç, 95 yaşında ölünce hakkında yazılan yazıları haberleri okudum. Başbakan Adnan Menderes’in baskısıyla, kırk yıldır üyesi olduğu CHP’den istifa etmesi, direnememesi çok çarpıcıydı. Hem de ne zaman? 27 Mayıs devrimine 77 gün kala. 27 Mayıs sabahı, Vehbi Koç, tutuklanmayı beklemiş. Her şeyini hazırlamış bekliyor. Kapı çalınmış, bir subay Vehbi Koç, "Tamam " demiş, “ben hazırım!" Ancak, gelen subay ellerine sarılmış:
Efendim, demiş, bize büyük iyilik ettiniz. Bir türlü bir ev edinememiştik. Yardımınızla eve kavuştuk. Bu sabah, size teşekküre geldim!
Çifteler Köy Enstitüsü ile Hasanoğlan Köy Enstitüsü yöneticiliği yapan Rauf İnan da 91 yaşında öldü. Köy Enstitülü Dursun Kut’la birlikte, Meclis'te yapılacak törene gitmeyi kararlaştırdık. Ancak Dursun Kut, arabasıyla küçük bir kaza geçirdiği için gelemedi. Yalnız gittim. Hamdi Konur, Ekrem Meral, Mustafa Kemal Yılmaz da oradaydılar. Meclis Başkanı Mustafa Kalemli de gelip yerini aldı.
Rauf İnan, 1961'de Kurucu Meclis'e girdiği için tabutu Türk bayrağına sarılmıştı. Tören sırasında İnan’ın yaşamöyküsü sesyükseltirden okunurken onun Köy Enstitülerinde yöneticilik yaptığına değinilmedi. Buna şaşırdım. Ailesi adına verilen "vefat" ilanında da “Köy Enstitüleri" adı unutulmuş muydu ne? Oysa Rauf İnan'ları Hürrem Arman’ları, daha nicelerini yaşatan Köy Enstitüleri'nde verdikleri emeklerdi sanıyorum. Köy Enstitüleri'nde ilk kıyım, M. Rauf İnan'a idi. Rauf İnan’ın görevinden alınışı çok ilginçti: İsmet Paşa ile ilk kompa olayı, Rauf İnan olayı ile başlıyordu. Çankaya Köşkü’ndeki yemekte, Başbakan Şükrü Saraçoğlu ile Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel var; İnönü, Hasanoğlan Köy Enstitüsü Müdürü Rauf İnan'ı bakanlık müfettişi yapmak istediğini söyler. Perde arkası nedeni de Rauf İnan’ın arkasına polis takılmış olması, İnan’ın köylerde yaptığı konuşmaları izleyerek “Bu solcudur" diye yukarıya ihbarlar gitmesi .. İsmet Paşa da cumhurbaşkanı olarak bunlardan sıyrılabilmek için. Rauf İnan’ı yükseltme yoluyla onu etkin görevden almak istemekte. Çankaya Köşkü’ndeki bu yemekte. Köy Enstitüleri'nin kurucusu İsmail Hakkı Tonguç, Paşa’ya:
Bir kez kelle vermeye başlarsanız, sıra size de gelir! demekten çekinmez. Çünkü İnönü, ilköğretimin atama işlerine ilk kez karışmaktadır. 1946'da 17 Nisan'da tören için Hasanoğlan'a geldiklerinde. Yücel orada ilk kez İnan'a muştular: “Seni bakanlık müfettişi yapıyoruz!" diye
Rauf İnan, Köy Enstitüleri'nde köylü çocuklarını okuttu, yetiştirdi. Yurtsever Köy Enstitülülere, enstitüleri kuranlara, yetiştirenlere toplum çok şey borçludur.