Valiler Ve Enerji Alışverişi Üzerine

Şener Battal, İvan Yordanov’a takılıyordu:
— Siz yılbaşlarında CHP'li kardeşlerimize hediyeler gönderiyorsunuz. Bizlere hiçbir şey göndermiyorsunuz. neden?
Ama biz yılbaşlarında hediye olarak içki gönderiyoruz Bulgar rakısı, şarap... Bizim Büyükelçinin kesin emri var, kaç kez, «Aman yanılıp ta MSP'lilere göndermeyin, yoksa çok kızarlar» dedi.
Şener Battal, hafif bozuldu:
— Oldu mu ya?
— Ama, siz içki içmiyorsunuz canım...
— Olsun, içmeyelim. Bize de elbise gönderirsiniz. Gömlek filan. Bir astragan kalpak...
— Oooooo...
Irak Büyükelçiliğindeki kokteylde, MSP Konya Milletvekili Şener Battal ile Bulgar Basın Ataşesi İvan Yordanov, böyle sardırmışlar, koyulaştırmışlardı konuşmayı. Yasin Hatipoğlu da oradaydı...
Şener Battal Konya’nın Akşehir ilçesindendir. Nasrettin Hocanın hemşerisi. Oldu olacak, Akşehir ile Bulgaristan'ın Gabrova'sını kardeş kent yapmalı bu arada. Bir yanda Süleyman Bey'le Bulgaristan Devlet Başkanı Todor Jivkov enerji alışverişini yaparlarken, MSP'li Şener Battal ile Bulgar İvan dolaylı hemşeri olurlar. Gabrova da Bulgaristan'ın güldürü kentidir. Her yıl orada törenler düzenlenir, Türk yazarları, çizerleri de ödüller alırlar, Türk gazetelerinde ufacık haberler çıkar.
Gabrovalılar, tutumlu olmalarıyla tanınırlar, İskoçlar gibi cimri değil, tutumlu. Elektriği de ödünç vermelerinden belli değil mi?
Gobrova törenlerinde kuyruğu kesik bir kedinin başta yürümesi de tutumun, hesaplılığın simgesi; kedinin kuyruğu uzun olursa, sallayarak kapıyı daha çok aralar, içeriye daha çok soğuk gelir hesabı var...
Gabrovalılar düğünlerde tören de yapmazlar herhalde, kız bohçasını aldığı gibi oğlanın evine koşar. «Bekârlık israftır» deyip evleniyorlardır belki de ne bileyim... «Bir kişinin yiyeceği ile iki kişi de doyar» diye de düşünmüş olabilirler. Gabrovalı bunlar...
Bulgarlardan enerji alıyoruz. Alınan yardım, yapılan fabrika ülkemizde kalsın da.. Bir başka elden, yabana gitmesin de...
Irak Elçiliğinde, Irak ihtilâlinin yıldönümü nedeniyle verilen kokteylde, ayakta söyleşiyorduk. Yeni vali olmuş bir arkadaş, fazla kalmadı selâm verip uzaklaştı.

★★★

Hacı Bayram'da Ali Özoğuz'un cenazesinde Ali'nin yaşantısını konuşarak andık. Son zamanlarda Televizyonda programlara da çıkmıyor, yahut çıkarılmıyordu bilmiyorum. Arkadaşlar, Ali Özoğuz'un yaşantısını «Ayak Bacak Fabrikası» yazarı Sermet Çağan'ın yaşantısına benzetiyorlardı çokça. Attila Sav, «Sermet Çağan hiç değilse birkaç kitap bıraktı, Ali onu da bırakamadan öldü» dedi. Andre Gide'nin Oscar Wilde için söylediği bir sözü tekrarladı :
— Hünerini eserlerine, dehasını yaşantısına verdi...
Cenaze namazının kılınması beklenirken, bilen herkes bir fıkrasını anlattı Ali'nin:
Yedek subaylığını yaparken, kışlaya geç dönmüş Ali bir akşam. Kapıdaki nöbetçi sormuş:
— Parola komutanım?
Ali, «Parola evladım» deyip geçmiş..
— İki şeyden çekinirim, dermiş, bir azat edilmiş köleden, bir de uzatmalı... dan. (Ülkemiz koşullarına göre, bu örnek çoğaltılabilir).
Televizyon, Ali Özoğuz için bir program düzenleyebilirdi. Ben görmedim henüz, bu yaşantısı espri dolu insan için bir kitap yazılmalı bence.
Televizyon, tam bir ihmalin içindedir çok bakımdan. Kıbrıs girişiminin yıldönümünde de doğru dürüst bir program çıkaramayacak ortaya sanıyorum. İşin başında Ecevit vardı diye, kaçınacak filimler göstermekten. Gazetelerin televizyona verdikleri reklamlardan esinlense. Kımıldanır da kendi olanakları ile program düzenler. Seçimlerde de öyle olmuştu. Süleyman Bey kazanacak diye, tüm hazırlıklarını ona göre yapmış, seçim gezilerine, boş vermişti. Seçim gecesi, Ecevit'le Hüsamettin Çelebi'nin alı al, moru mor zoraki konuşmasını izlemiştik.
Demirel'in Todor Jivkov'la Babaeski'de buluşmaları, Kıbrıs girişiminin yapıldığı günün yıldönümüne rastlıyor. İlginç bir rastlantı doğrusu...
Demirel'le Jivkov ne görüşecekler? Bulgaristan'dan ödünç enerji alacağız bu tamam, yazın alıp, kışın geri vereceğiz enerjiyi. Çünkü Bulgarların da kışın enerji sıkıntıları var. Bulgarlar atom enerjisinden yararlanıyorlarmış ayrıca. Bulgarlarda, bizim «Komşuda pişer bize de düşer» sözümüze benzer yaygın bir söz varmış, şöyle:
— Komşu eve ayı gelirse, sizin eve gelir ... Buradaki ayı, ayıcı anlamında...
Süleyman Bey belki konuşmalar sırasında, Bulgarlarla Yunanlıların aralarının nasıl olduğunu da soracaktır. Karamanlis gitti, geldi Bulgaristan'a. Bir sürü anlaşma da imzaladı orada.
Sosyalist ülkelerle Türkiye'nin bağları kopuk kopuktur. Bir yandan ilişkiler kurmak isterken, bir yandan yurt içinde kendi karşıtlarına olmadık suçlamaları yapan cepheciler, tutumlarının içtenliğini nasıl söyleyebilirler?

★★★

Valiler kararnamesinin içyüzünü sergileyen «notlar» ne kadar yankı uyandırmış içişlerinde? Aslında eksikleri olduğunu iyi biliyorum yazının. Ama, «teşhir» değil amacım, eleştirmekti.
«63 vali değişti, dört vali kaldı» diyoruz. İzmir Valisi Orhan Erbuğ'un istifasını unutuyoruz. 42 vali alındı merkeze. Üç vali kaldı görevi başında demek...
İçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk, Kars'ta müteahhitlik yaptığı yıllardan tanır Orhan Erbuğu. Dr. Vali Orhan Erbuğ'la yıldızları barışmadı bir türlü. Yardımcısı ile araları iyiydi de Erbuğ'la ı-ıh...
Asiltürk, CHP-MSP ortaklığında İçişleri Bakanı olunca, Orhan Erbuğ'u Emniyet Genel Müdürü buldu. İmam Hatiplileri polis yapabilmek için yönetmelik değiştirme düşüncesi taaa o zamanlarda vardı kafasında.
Orhan Erbuğ dürüstlüğü ile tanınmış bir yönetici, eski Tümgenerallerden «Deli» Fikri Paşanın yeğeni.
Kars'ta başlayan gerginlik, Ankara'da sürer gider.
Asiltürk, bir gün yönetmelik değişikliği düşüncesini Orhan Erbuğ'a açar o zaman. Erbuğ, «Yasaya aykırı yönetmelik düzenlenemez.» der kestirir atar. Asiltürk, Müsteşar Hayrettin Ersöz'e gider. Ersöz daha yumuşak yapılı bir yöneticidir, hukuk Müşaviri Kemal Özgüney, bakana «mütalaa» vermeyi kabul eder. Kemal Özgüney, İsmail Cem için «rapor» hazırlayan üç danışmandan biridir, hatırladım şimdi.
Orhan Erbuğ, sıkıntılıdır Emniyet Genel Müdürlüğü'nde. Bakana başvurarak kendisini merkez valiliğine almasını ister. Kararname hazırlanır, Çankaya'ya gider. Korutürk o zaman, kılı kırk yarar. CHP'liler imza etmek istemez. Ama Erbuğ ısrar eder.
— Ne olur, kararnamemi imzalayın ben istiyorum, ben bu adamla çalışmam.. der.
Orhan Erbuğ, kendi isteğiyle merkez valisidir artık. Mukadder Öztekin İçişleri Bakanı iken, İzmir Valiliğine getirildi, nereden bilsin Asiltürk'ün yeniden İçişleri Bakanlığına geleceğini. O gelince da bastı istifayı ayrıldı işte. Arkasından Emniyet Müdürü Gürbüz Atabek, istifa etti emekliliğini istedi.
Sakarya Valisi Mustafa Uygur, neden, nasıl İzmir Valisi oldu? Kocaeli Valisi Ertuğrul Ünlüer, neden merkeze alındı?
Merkez Valileri gelecekler yakında Ankara'ya. Merkez Valileri'nin oturacağı yahut ayakta dolaşacağı odanın önündeki koridordan geçmek bir sorun olacak doğrusu. Çok kalabalık da.