Türk Dil Kurumu’ndaki Çay...

Perşembe akşamüstü Türk Dil Kurumu’nda, Cahit Külebi onuruna bir çay verildi. Çaya, TDK Yönetim Kurulu'nun Ankara'da bulunan üyeleriyle. Kurumda çalışanlar katıldılar. TDK Genel Yazmanlığından ayrılıp, yerini Kemal Demiray'a bırakan Cahit Külebi:
Bu, bir incelik toplantısı... dedi Ben sizden ayrılmıyorum ki; Kurum üyeliğim, Yönetim Kurulu üyeliğim sürüyor. Bundan sonra da birlikte çalışacağız!
Cahit Kûlebi'ye, şekerlikten büyük meyve tabağına yakın büyüklükte bir gümüş tabak armağan edildi arkadaşlannca. Külebi, espriler yapıyor; takılıyordu. Konuşması sırasında şöyle dedi:
Ben o denli uğursuz bir adamım ki genel yazmanlığım sırasında iki değerli Genel Başkanı uğurladım. Macit Gökberk'le, Seha Meray... Sonra da Şerafettin Turanla birlikte çalıştım. Tanrı ona uzun ömür versin!
Cahit Külebi. Türk Dil Kurumu’na. 32 yıl önce, 1951 yılında girmişti. O zaman Türkiye’de yönetim değişmişti. Türk Dil Kurumu yöneticileri, Kurumun daha halka açık bir kuruluş olması karan almışlar; "Yayın ve Tanıtma Kolu" kurarak, başına da Nurullah Ataç'ı getirmişlerdi. Kurul toplanmış, "içimizde birde şair olsun" demişler, Cahit Kûlebi'yi almayı düşünmüşlerdi. Nurullah Ataç, Cahit Kûlebi'ye bir buçuk, iki yıldır dargındı. Külebi o sırada konservatuvarda çalışıyor. Ataç, alçak gönüllülük edip, Cahit Kûlebi'ye gider:
Şöyle böyle... Arkadaşlar sizi yayın koluna seçtiler Bundan böyle birlikte çalışalım! der.
Külebi, 1951 ağustosunda, hem Kuruma üye olur, hem de Yayın Koluna getirilir. Ekim 1951'de "Türk Dili" dergisinin ilk sayısı çıkar, ilk sayı çıkar çıkmaz tükenir. O günleri, çok iyi anımsıyorum. Konya'da "öğüt" gazetesinde. "Devrim Çocuğunun Mektupları" başlığıyla yazılar yazıp gazeteciliğe başladım. 1951'de yedeksubay okuluna geldiğimde, "Türk Dili" dergisi elimizden bırakmadığımız dergilerdendi. Bir sayısını kaçırsam hasta olurdum!
Cahit Külebi, anılarla yüklü bir ozan. Arada bir küsüşseler de. Ataç'ın yakın arkadaşlarından. Mehmed Kemal'in geçenlerde değindiği, Ataç'ın Çankaya'daki görevinden ayrılışı olayını, Ataç’ın ağzından dinleyen Cahit Kûlebi'den dinlemiştim.
Cumhurbaşkanı İnönü'nün özel Kalem Müdürü Haldun Derin'in de açıkladığı gibi Ataç, İnönü'yle birlikte yemek yemezmiş; Köşk çalışanlarıyla birlikte öğle yemeklerini yermiş. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri o yıllar, Cemal Yeşil. Cemal Yeşil de şiirler yazdığından, Ataç'a çok saygılı. Yemekte onu yanına alıyor. Ancak, iktidar değişip de, Celal Bayar Cumhurbaşkanı olunca, Cemal Yeşil yurt dışına elçi gönderiliyor. Yerine, Nurullah Tolon geliyor. Nurullah Tolon, Ataç’ı tanımıyor bile. Sonra taaa öbür ucuna koyduruyor sandalyasını. Nurullah Ataç da buna kırılıp. ayrılıyor. Ataç, yan şaka anlatıyor Kûlebi’ye, şöyle:
İnönü bayramda, seyranda bize hediye vermezdi. Bayar her bayramda kutu kutu lokumlar, Cumhurbaşkanı sigaraları veriyor!
Ataç sanıyorum, Bayar'ın bulunduğu bir yerde uzun süre çalışmaz: emekliliğini isterdi Nadir Nadi'nin aracılığı ile. izin ister; sonra da emekliye aynlır. Cahit Külebi:
"Ataç emekli olunca, sekiz bin lira emekli ikramiyesi almıştı" der.
Mehmed Kemal'in yazdıklarına özüyle katılırım; İnönü'nün Ataç gibi yazarlara çok saygı duyduğunu, olaylarıyla biliyorum . Sofrada yanına oturmamış olabilir ama, pek çok özel çay söyleşileri yapmışlardır. Ataç, Sabahattin Eyuboğlu gibi arkadaşlarını. İnönü'ye götürür, söyleşilere katarmış. Buna, bir "Ankara Not- lan"nda değinmiştim...
Doğan Avcıoğlu Avrupa'dan, öğrenimden döndükten sonra, İnönü'nün sofrasında çok bulunmuş. İnönü, ondan Avrupa'daki yeni akımlan izlemek istermiş. İnönü ile birlikte rakı içtiklerini Doğan Avcıoğlu anlatırdı...
Şevket Süreyya Aydemir,"İkinci Adam"ı. İnönü'yle sık sık buluşup görüşerek yazdı.
Önceki günkü "Ankara Notları"nı ayırdığım Rüştü Uzel, Cumhurbaşkanlığı dönemindeki Köşke gider. İnönü’ ye fizik dersleri verirmiş. Savaş yıllarında fizik dersleri...
Atatürk yazarlara, dilcilere, ozanlara çok önem vermiştir. Sofrasında Ruşen Eşref. Yakup Kadri. Falih Rıfkı, Celal Sahir eksik olmadı. Falih Rıfkı Atay "Çankaya" yapıtında, bu sofraları tatlı tatlı anlatır. .
Cahit Külebi, TDK'nda arkadaşlarının kendisine çay vermelerinden. çok mutluydu. Adam yerine konmak için ölmek gerekmiyordu!