Bugün 12 Eylül'ün dokuzuncu yılı; dokuz yıl bu, dile kolay. Böyle günde gülümsenir mi, gülümsetilir mi? Gülümsetmek geçiyor içimden. Bu 'Ankara Notları"nı yazarken, "Nasıl olsa Yıldırım Akbulut kazanacak" diyordum içimden, iller, bastırıyorlardı. Hacı Turgut Bey, Genel Merkez'in adayı Yıldırım Akbulut kazansın diye illeri, örgütü mü devreye sokmuştu? Milletvekilleri, örgütten, yıldızdan yılanın korktuğu gibi korkarlar! Hele bir korkmasınlar. Hacı Turgut Bey, Çankaya'ya tırmanırken de ANAP örgütünü kullanabilir mi? Yıldırım Akbulutta sonuç alınca, neden kullanamasın? "Aman aday olma!” diyenlere de "Oluyorum!'' der mi?
Bakalım hele, 17 ekime daha var, artılar, eksiler ne gösterecek?.. der.
ANAP'lılar içinde de bir karamsarlık yok değil; ama bunların hiçbiri sonucu değiştirmez. Irmak akışını sürdürecek!..
* * *
Ali Yüce'nin yeni kitabı çıktı; “Şiir Tufanı" adı. Türkiye'den, Almanya'dan şiirler var. "Domuzlar" şiiri ile başlayayım; şöyle:
‘Almanya'da domuzlar/Çiftliklerden kesim yerine / Kamyonlarla götürülür / Otoban hızında hayvanlar / Hem yorulur hem üzülür / Altüst olur sinirleri
Şölen verilir onlara / Eğlence düzenlenir / Şiir okunur Goethe'den / Beethoven'den Mozart'tan Bach’tan / Seçme parçalar dinletilir / Domuzlar kesilmeden önce / Stresleri giderilir.
Uzak yoldan gelen domuzlar / Kamyondan iner inmez / Yorgun argın kesilirse / Lezzetsiz olur etleri / Ağız tadıyla yenmez."
Ali Yüce, ses sanatçımız Sümeyra'ya yazmış şu dizeleri de:
“Güneş batmış ay batmış / Batmamış halk yıldızı / Türk yapmış yalnızlığı / Ruhi Su'nun ses kızı
Yüreğini turna yapmış / Kanat yapmış sesini / Acılarını çiçek yapmış / Karacaoğlan koklayınca / Unutuvermiş öldüğünü / Dirilip ayağa kalkmış."
Ali Yüce, şiirlerinde yüzler çiziyor, sözcüklerle. Almanya'da Nebahat Pohlrcich, Bielefeld'den Ali Yüce'nin vize süresi bitince kolaylık göstermiş, yetkililere "Ali Yüce bizde kalıyor, daha oturacak" demiş, uzattırmış kalış süresini. Bu dizeler de "Nebahat Ana" için:
"Gözlerinin üstünde / Kaşları olduğu için / Yargıladı onları yargıç / Savcı suç kattı suçlarına / Sen de yargıcı yargıladın / Ağzından girdin herifin / Burnundan çıktın Nebahat.
İsa ile Muhammed'i / Götürdün Nasreddin Hoca lokantasına / Kahkahayla ağırladın / Düşündün düşündürdün / Danışmadın bile kocana / Biz senin gibi avratları / Üçten dokuza boşarız valla.
Kal o gecede Nebahat / Dönme bu geceye sen / Demokratik bir baltayla / Ururuz kelleni Nebahat / Ezeriz bilimsel bir balyozla / O uzun kahkahalarını / Kısa bir makasla keseriz / Kahkahasız kalırsın valla."
Ali Yüce, gülmece öğesini iyi yakalayan bir ozanımız. 'Toz Demokrasi' şiirinde de. "Ankara Notları"nı sergilemiş. Şöyle:
“Avrupa gezisinden dönerken / Edirne gümrük kapısında / Yazılarının gizli bölmelerinde / Elli gram düşün özgürlüğü / Ve yüz gram toz demokrasiyle yakalanan Mustafa Ekmekçi / Gözaltına alınmış olup / Kaçak mallara el konmuştur.
Yerli ve yabancı / Çok sayıda meraklının / İzlediği duruşmada / Suçsuzum! dedi Ekmekçi I Ben bu kaçak malları / Satmak için getirmedim / Köşe okurlarına / Armağan edecektim.
Savunman Halit Çelenk / Ekmekçi'nin tutuksuz olarak / Yargılanmasını istedi / Çelenk'in bu isteği / Demokrasi yargıcınca / Sert bir dille reddedildi.
Demokrasi Padişahı / Basına kapalı olarak / Yaptığı basın toplantısında / Yargıçların kulağını çekti / Ekmekçi'nin dosyası / Sık dokundu ince elendi / Tanıkların dinlenmesi için / Duruşma başka bir güne ertelendi..."
Torbalı'da "Basın - Gülmece” etkinlikleri, gerçekten başarılı geçti. Beylik törenler bittikten sonra, etkinliklerin açılışı yapıldı. Toplantılara katılamayan Rıfat Ilgaz’la, İlhan Selçuk'ın iletiler yolladıklarına daha önce değinmiştim. İlhan Selçuk'un Torbalı'da okunan iletisi şöyleydi:
"Sevgili dostlar,
Bizim bağımsızlık tarihimizde unutulmaz takvim yaprakları vardır... Ben bunlardan en önemli birisinin 7 eylül olduğunu yedi yaşında öğrendim.
Çünkü ilkokula Aydında 7 Eylül İlkokulu'nda başladım. 7 eylül yalnız Aydın'ın değil bütün yörenin kurtuluşudur ve 9 eylüle iki gün vardır.
Torbalı 7 eylülde mutludur. Bu mutlu günün yıldönümünü kutluyoruz, ama şu soruyu unutmayarak: Acaba bağımsızlık savaşımızda tam amaca ulaşabildik mi?
HAYIR...
İnsanımızın özgürlüğü ve toplumun bağımsızlığı için yapacağımız çok iş var... Görevlerimizin bilinciyle şenliğimizin kıvancını paylaşan insanlarız. Bu duygularla hepinize sevgi ve saygılarımı sunar, başarılar dilerim."
12 Eylül 1989, Cumhuriyet