Titizlik…

Çocukluğumda, minareye çıkıp ezan okumaya bayılırdık. Yaşlılar minareye çıkamadıkları için, çokça çocukların çıkıp minareden ezan okumalarına ses çıkarmazlar, bir bakıma hoşlanırlardı. O zamanlar hoparlör de yoktu. Minarenin şerefesine çıkar, elimizi kulağımıza koyar, okurduk:
— Tanrı uludur. Tanrı uludur...
Erken gelen ezanı okurdu. Bir gün, Abdullah Efendi’nin Mehmet, erkenden kalkıp camiye gelmiş, kimsecikler yok. “Eh, ezan okunacak ki, gelecekler” diye düşünmüş... Ezan okumak, namaza çağrı değil mi?
Mehmet, caminin yanındaki çeşmede abdestini alıp, fırlamış minareye. Ezanı bir güzel okumaya başlamış. Yarılamış. Ancak, ortalık zifiri karanlık gibi. Caminin karşısındaki evde ikinci katta oturan ebe balkona çıkmış, örtülerini silkeliyormuş. Mehmet sormuş:
— Ebanım teyze saat kaç?
Ebe, Mehmet'in durumuna bakmış, gülmüş:
— Ezan okurken konuşulur mu, kerata! diye azarlamış...
Mehmet, duymazdan gelip sürdürmüş okumayı.
— Tanrı uludur, Tanrı uludur...
Meğer Mehmet, namaz saatinden çoook önce başlamış, ezana...
Halk dilinde bir söz vardır:
— Tehlikeden uzak, minarenin altından çabuk geç derler.
İş yapmayan insana da:
— Minare gölgesi gibi ne duruyorsun? denir.
Diyanet, İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç’ın titizliğini bilirim. Bir “Ankara Notları”nda, Hac'da sıkıntı çeken bir vatandaşın mektubunu yayınlar yayınlamaz, açıklamayı göndermişti. Titizdir.

Başkan, son sıralarda, müezzinlerin ezanları aşağıda mikrofondan değil, minareye çıkıp okumaları konusundaki buyruğu da, çok sıkı biçimde izliyormuş. Geçenlerde minarede bir olay olmuş, şöyle: Ankara Müftülüğü denetçilerinden (murakıplarından) biri, bir camı müezzininin minareye çıkıp çıkmadığını denetlemek için gidip, minarenin iç merdivenine tırmanmış. Ardından, müftülük denetçisini denetlemek için de bir müfettiş, aynı minareye tırmanmış. Görevin titizlikle yapılmasını isteyen Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç da, müfettişi denetlemek için tırmanmış mı minareye! Minare de karşılaşıvermişler mi tümü birden?..
Minarede müezzin avı yanında, insancıl konularda da titizdir Başkan. Geçenlerde TV’de izledim: Vatandaşlara, öldükten sonra organlarını yaşayanlara bağışlama çağrısı duygulandırıcıydı. Tüm organlarını da bağışladı. Ne iyi...
Diyanet'te neler olup bittiğini, zaman zaman kurcalamak isterim. Orası devletin, vatandaşlara hizmet vermesi gereken bir kuruluşu da ondan. Burada olup bitenler de, hesapları da ıcığına, cıcığına dek incelenir. İncelendi de...
Uzun bir süredir. Diyanet İşleri Vakfı’nda müfettişler vardı. İçişleri, Vakıflar ve Maliye Müfettişleri, Üç Bakanlık Müfettişi çalışmalarını çok gizli yürüttüler. Araştırma yaptılar, ifadeler aldılar. Uzun incelemelerden sonra çalışmalarını bitirdiler. Oldukça kalın bir raporu, titizlikle hazırlayıp verdiler. Rapor, şimdi Başbakanlıkta… Müfettişlerin raporunda. Diyanet'te bazı konularda yeterli titizliğin gösterilmediği vurgulandı. Şimdi, bunlar titizlikle ele alınmayı bekliyor.