Tarihçiye Katkı...

“Bir Anayasanın Serüveni..." başlıklı son “Ankara Notları”nda, 1945 Anayasasının başından geçenleri anlatmıştım. Yazının girişinde, 1950'de işbaşına gelen demokratların, ilk iş olarak ezanı Arapçaya çevirmeleri vardı. Tarih, bir belgeler dizisidir.
Demokrat Parti, Türkçe ezanı Arapçaya çevirme konusunu bir günde Meclisten çıkarmaya çalışırken, Meclisteki muhalefeti temsil eden, CHP ne yapıyordu? Onun üzerinde durmak istedim.
Tasarı, hükümetten 14 haziranda geçmiş, 15 haziranda Meclise gelmişti. Cemal Reşit Eyüboğlu ile iki arkadaşı, bir önerge vererek parti grubunun toplanmasını ve konuyu görüşmesini istediler. Grup toplandı. Grup başkanı yerinde Faik Ahmet Barutçu var; grup ise bu konuda ikiye ayrılmış durumda, "Biz onlardan daha ileri gidelim, Arapça okunması için yasa önerisini biz yapalım" diyenler de var. Bunların arasında, daha o sırada mazbatası iptal edilmemiş olan CHP Zonguldak milletvekili Sebati Ataman göze çarpıyor. Tayfur Sökmen var, Hamdi Şarlan ve arkadaşları gibi Ordu, bazı Erzincan milletvekilleri var örneğin. 1950'lerin altmış kişilik CHP grubu tam bir aşure görünümünde! Eyüboğlu, eski Ticaret Bakanlarından Celal Sait Siren, yazar Yusuf Ziya Ortaç, “Kesin olarak yasa tasarısının karşısındayız!" diyorlar. Ve grupta çoğunluktalar. Celal Sait Siren, bir önerge vererek:
Eğer, ezanın Arapçaya çevrilmesini içeren yasa tasarısı grupta kabul edilirse, ben gruptan istifa ediyorum! diyor.
Bu sırada, başkanlık yerinde oturan Faik Ahmet Barutçu, sırasında oturan Cemal Reşit Eyüboğlu'na bir pusula gönderir, bunda şöyle der:
“Eyüboğlu, iyi hoş, ama bundan genel başkanımızı hiç haberdar etmedik böyle önemli bir konuda, uygun değil midir ki, ona haber verelim. Gelsin!"
Eyüboğlu, başıyla Barutçu'ya “doğru” diye işaret eder. Barutçu, elini kulağına götürerek, “telefon et" anlamına bir işaret yapar. Eyüboğlu, İnönü'ye telefon eder, Paşa hemen gelir. O sırada, Eyüboğlu, gruba “Paşa geliyor" diye haber verir. Toplantıya kısa bir süre ara verilmiştir. Paşa konuyu sorar, soruşturur. Eyüboğlu’na:
“Otur".... der. Bir masanın başına otururlar. Paşa, Eyüboğlu'nun Mecliste yapacağı konuşmayı yazdırır. Eyüboğlu'nun tutanaklardaki konuşması, İsmet Paşa’nın yazdırdığı metindir. Birkaç kelimesi sonradan değişir. Onu, İnönü'nün vermek zorunda kaldığı ödünü yazının sonunda anlatacağım. Beş paragraftık konuşmanın üç paragrafı şöyle:
"... Bu memlekette milli devlet ve milli şuur politikası, Cumhuriyetle kurulmuş ve CHP Partisi bu politikayı takip etmiştir. Bu politika icabı olarak ezan meselesi de bir dil meselesi ve milli şuur meselesi telakki edilmiştir.
Milli devlet politikası, mümkün olan her yerde Türkçenin kullanılmasını emreder. Türk vatanında ibadete çağırmanın da öz dilimizle olmasını bu bakımdan daima tercih ettik.
Türkçe ezan, Arapça ezan mevzuu üzerinde bir politika münakaşası açmaya taraftar değiliz..."
Paşanın yazdırdığı metnin sonu aşağı yukarı şöyle biter: "Bu konuda oylarımız beyaz olmayacaktır.”
CHP grubu, Cemal Reşit Eyüboğlu’nu sözcü seçer. Eyüboğlu İnönü'nün yazdırdığı metni cebine koyar, evine gelir. Ertesi günü 16 hazirandır. Sabah saat 9.00'da CHP grubunda bulunacaklar. Grubun, sağ kanadı, karara itiraz etmektedir. Kimi “Tarafsız kalalım" der. Eyüboğlu, ile arkadaşları, "Böyle bir karar alınırsa, biz kendimizi grup kararıyla bağlı saymayız, serbest konuşuruz" demektedirler. Eyüboğlu, Meclise gelir gelmez, kapıya konan odacılar "Paşa sizi istiyor” derler. Gider. İnönü, Faik Ahmet Barutçu, Şemsettin Günaltay’la birlikte oturmaktadır. Biri,
Eyüboğlu gel bakalım der, şu şendeki metinde bir değişiklik yapacağız.
Ne yapacağız?
Çok basit. Metinde "oylarımız beyaz olmayacaktır" var ya, onu “kırmızı olmayacaktır”a çevireceğiz... Eyüboğlu, karşılık verir:
Paşam, bu bizim dünkü kararımıza zıt. Beni affedin. Bunu kimin yaptırdığını biliyorum. Sebati Ataman’ı çağırın, sözcülüğü ona verin. Grubun kararı öyle değildir. Ben o zaman bağımsız konuşacağım.. Sözcülükten çekiliyorum... der ayrılır oradan. Yeniden gelip gidenler olur. İnönü, yeniden çağırır, ona şunları söyler:
Cemal Reşit Bey, bak bu bir siyasi meseledir. Biz şurada akıntıya kürek çekiyoruz. Halk bizim karşımızda; tutuyorlar Arapça ezanı.
Meclisi o gün DP'II Başkan Vekili Fuat Hulusi Demirelli yönetmektedir. Söz isteyen. Cemal Reşit Eyüboğlu'na:
CHP grubu namına ve aleyhte... dediği sırada, Eyüboğlu:
Hakkında... diye karşılık verir. Bu nedenle o da, hazırlanan metni, değiştirilen tümceleri ile okur. Eyüboğlu, konuşmasını yaptıktan hemen sonra salondan çıkar. Yıllar sonra, o günleri anımsadığında, üzüntüsünü gizlemiyecektir. Ezan konusunda verilen ödüne karşın, CHP grubu dağılmaktan kurtulmaz. 60 kişilik gruptan pek çok kimse ayrılıp DP’ye geçer.
Demokratlar, çoğunlukta ve baskındır. DP milletvekili Ahmet Gürkan, yasa Resmi Gazete’de yayımlanmadan, hemen o gün, yürürlüğe konmasını ister.
CHP’lilerin çoğu oy kullanmaz, dışarı çıkar.
Geçmiş günlerin kulislerini, olayların perde arkasını kurcalamak, ilginç oluyor...