Silifke Şenliği’nde Riyad Mahluf’u Düşünmek!

Bugün 27 Mayıs! Bir devrimin yıldönümü; bugünü anlayabilenlere kutlu olsun! 27 Mayıs, 12 Eylüllere dek, özgürlük ve Anayasa Bayramı olarak kutlandı, yıllarca. 12 Eylül faşizmi, 1 Mayıs gibi onu da bayram olmaktan çıkardı. 27 Mayıs'ı kavramak için, demokrasiden yana olmak yeter. Bu, laiklikten, eşitlikten, insan haklarından yana olmak demektir. Bağnazlar, gericiler, tutucular, din sömürücüleri, mollalar, ne anlar 27 Mayıslardan, ne anlar demokrasiden...
Birkaç gündür Silifke Küttür-Sanat Şenliği'ni izliyorum. İlhan Selçuk, burada ortaokulda okumuş; okulunu, oturdukları evi bulmaya çalışıyor. Hacı TÖ'yü anımsamıyor; o da burada okudu, eşekten düştü; bir kolu ondan kısaydı ya! Hacı TÖ ile ilgili öyküler anlatılıyor burada, Silifke'de.
Silifke, ozanların, yazarların katılımı nedeniyle, belki ilk kez, bir ekin (kültür) etkinliğine tanık oldu. Daha önceleri, bu ağırlıkta değilmiş söylediklerine göre. Sami Karaören, Arif Damar. Metin Demirtaş şiirler okudular.
Arif Damar:
Dünyayı değiştirmek isteyenler sanıklardır! dedi. Nazım Hikmet sanıktı, usunuza kim geliyorsa, dünyayı değiştirmek isteyen sanıktı onlar. Ben de sanık oldum!
Burada da Uğur Mumcu Parkı açıldı. Silifke Belediyesi, konuklarını "Boğsak Motel"de ağırladı. Bu yıl ilk kez, burada denize girdim. Gazeteci Ömer Sami Coşar'ın denizden çıkarken, düşüp boğulduğu yere bakıyor motelimiz. Ömer Sami Coşar, saralı olduğu için, düşünce doğrulamamış, on santim derinlikteki suda boğuluvermiş. Yine 12 Eylül’den sonraydı bu, "Boğsak"a gelmiştik, Aslan Eyce'yle birlikte. Bu "Boğsak Motel" o zaman, petrolcü Ahmet Aydın Bolak'ın derlerdi.
Muzaffer İlhan Erdost'un burada bir yazlık evi varmış, orada daha uzun süre kalıp çalışacakmış.
Daha önce de yazdım ya, Türkiye'ye gelir gelmez Tunuslu Riyad Mahluf’un durumunu soruşturdum diye. Top oynarken cezaevi avlusunda yaralanıp sayrıevine kaldırılmış ya, cezaevinde gördüğü ilgiyi görmüyormuş Riyad Mahluf. Bir jandarma teğmeni su bile aldırtmıyormuş Riyad'a. Cezaevinde gördüğü ilgiyi sayrıevinde göremeyince çok şaşırmış olmalı Tunuslu Riyad!
Riyad Mahlut olayı, Türkiye'de kamuoyunun malı oldu. Geçen sayısında "Gölge Adam" gazetesi, “Savunma Hakkının Kutsallığı" başlıklı bir başyazı yayımladı. Yazının girişinde, şöyle deniyordu:
"Bu konuda Tempo dergisi ve bu derginin yazan Güldal Kızıldemir başta olmak üzere Cumhuriyet gazetesinin yayınları ve özellikle bu gazetede Mustafa Ekmekçi’nin birbirini takip eden makaleleri, kamuoyunun oluşmasında basının etkenliğini ortayakoymuştur..."
Gazetecilik yalnız yazıp çizmek değildir; her taşın altını kaldırmak, bulanık suda balık avlamak da gerekir. Tempo dergisinden Güldal Kızıldemir, bakın ne yaptı? Tunus, Riyad Mahluf’u geri isterken, “Bu adi bir banka soyguncudur, siyasal yanı yoktur!" demiyor muydu? Bakalım, öyle miydi? Güldal, kalktı Fransa'ya gitti. Riyad Mahluf’a yardımcı olan bir banka soyguncusu gangsterle konuştu. Gangster Etienne B... bankayı soyuyor, getirip paraları Riyad Mahluf’un örgütüne teslim ediyordu. Güldal'ın gangsterle konuşmaları bugün çıkacak Tempo'da yayımlanacak. Gangster, Riyad Mahluf’un Örgütünü anlatıyor Güldal'a. Güldal soruyor:
Riyad'la bu konulan hiç konuştunuz mu?
Konuştum. Hem Riyad'la, hem arkadaşlarıyla. Demokratik bir Tunus için mücadele ettiklerini söylüyorlardı. Tunus'u bilmem tanıyor musunuz? Demokratik bir ülke değildir ve yaptıklarının kötü bir şey olduğunu hiç düşünmedim. Benim onlara banka soyduğum dönem, Habip Burgiba devlet başkanıydı ve tam bir diktatördü. Burgiba'nın devrildiği gece Tunus'ta Riyad ile birlikteydik. Tunus Şehir Kulübü'nden sabaha karşı çıkıyorduk ki önümüzden metalik bir Mercedes ve beyaz bir BMW içinde bugünkü devlet başkanları, Zeynel Abidin Bin Ali ve adamları geçtiler. Radyoevine darbeyi açıklamaya gidiyorlardı. O gece oradaydım. Ertesi gün Tunuslular için yurtdışına çıkma yasağı ilan edildi. Ben yabancı olduğum için çıktım. Tarihi belli, bunu kayıtlarda bulabilirsiniz.
Riyad Mahluf’un rejime karşı olduğunu söylüyorsunuz, ne tür bir siyasi faaliyet içindeydiler? Eylemleri neydi?
Ben çoğu kez otelde kaldım ama birkaç kez de onların örgüt evinde kaldım. Silah, cephane, dokümanlar orada muhafaza ediliyordu. Etrafta yazılı bir şeyler vardı ama hiç ilgilenmedim. Riyad’ın olaylarla ilişkisi o evin basılmasıyla ortaya çıkmış galiba. Siz bana siyaset değil, soygunları sorun...
Banka soyguncusu Etienne S..., Güldal Kızıkdemir'e, sözlerinin sonunda "... Gerekirse Türkiye'de Riyad Mahluf’un mahkemesinde tanıklık da yaparım. Avukatımla gider, ifade verir dönerim. Türkiye beni Tunus'a verecek değil ya, en kötü ihtimalle Fransa'daki cezamı çekerim" diyor.
Bunu gerçekten göze alır mısınız?
Bir insanın yaşamı söz konusuysa ve bildiğim bazı gerçekler varsa, beş ay hapis yatmamak için susacağımı mı düşünüyorsunuz? Şaka ediyor olmalısınız.