Riyad Mahluf’la Söyleşi; (2) Zeynel Abidin Bin Ali'nin Yaptıkları...

Kırklareli Cezaevi'nde yatan Tunuslu Riyad Mahluf’la konuşuyoruz. Oral Çalışlar soruyor Riyad'a:
Demokrasi gereksinimi genel bir gereksinim. Her yerde "demokrasi istiyoruz" derler, ama... Örneğin ben de hapis yattım, bir Marksist olarak hapis yattım. Türkiye'de Marksistler genellikle hapis yattılar. Sizin eyleminizin ideolojik siyasal bir amacı var mıydı?
Riyad Mahluf. "O denli uzun değil!" der gibi:
Bu kadar ileri değil, dedi. Burada Türkiye'de, sizde yerleşmiş olan şeyler var. Bizde o kadar ileri değil. Biz adım adım tırmanıyoruz.
Batı tipi bir demokrasiyi mi, yoksa sosyalizmi mi savunuyorsun?
Sosyalist demokrat!
Banka soyarak nasıl olacak bu demokratik sosyalizm?
Bizim örgütün esas amacını anlamak için... Banka olayı o denli önemli değil. Banka olayı sadece örgütü genişletti, kuvvetlendirdi.
Propaganda?
Evet
Bu örgüt nasıl bir örgüttü? Ne gibi faaliyetler yaptı? Banka soygunu dışında. Bildirileri var mı örneğin? Anladın mı soruyu?
Tamam, anladım!
Oral Çalışlar deneyimli, açıyor sorusunu:
Bir siyasal örgüt şunu yapar: Gençlik içinde, parlamento içinde. Örgütünüzün parlamento içinde faaliyeti var mıydı, başka yerlerde faaliyeti var mıydı?
Örgütün faaliyeti iktidara gelme amacıyla değil. Bir insanın iktidara gelmesi için çok daha üstün olması lazım. İktidarı ele geçirmek gibi bir amacımız yok. Biz halkı hazırlamak istiyoruz.
Soru sırası bende:
Siz burada tutuklandıktan sonra mahkemelere çıktınız mı?
Hiç. Ben hayatımda karakola gitmedim.
Türkiye'den söz ediyorum. Kırklareli'nde sizi yargıç çağırıp "Senin suçun siyasi mi, yoksa değil mi" diye bir şey sordu mu?
-Hiç kimse sormadı. Bana kimlik bile sorulmadı. Kimse bilmiyor, ben Riyad Mahluf muyum, değil miyim?
Sizin adınız Riyad Makluf mu, Mahluf mu? Ben daha önce Makluf yazıyordum?
Mahluf. Fransızcada 'h' okunmadığı için Makhlouf diye yazılıyor.
Size suçunuz hiç söylenmedi mi?
Siz gelmeden ben müdür beyle konuşuyordum. Sordum: "Ben niye buradayım?" Hapishane, bizim için çok önemli bir sözcük. Bizde bir kişi hapse girerse, bu çok kötü. Ama ben iyi bir şey yaptım, ben hapishanede yatıyorum.
Ama biliyor musunuz? Belki dışarısı sizin için daha tehlikelidir. Burada güvencedesiniz!
Ben buradan çıkınca çok dikkat edeceğim. Çünkü, siz belki bilmiyorsunuz bu adamı (Tunus Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali'yi söylüyor). Ama ben sizden daha iyi tanıyorum bu adamı. Bu kolay kolay bırakmayacak. Çok kişi içeride onun için…
Oral Çalışlar soruyor:
Kaç arkadaşınız var içeride, banka soygunu ile ilgili olarak?
İki kişi. Bir kişi daha aranıyor. Bir kişi ki, hiç ilgisi yok; sadece benim arkadaşım.
Üç mü oldu onunla? (Bu soru benim)
Üç ama, o arkadaş bizim örgütte değil. Sadece arkadaşım. On yıl hüküm giydi. Şimdi cezaevinde yatıyor benim arkadaşım olduğu için. Bu adamlar ne zaman bir kişiyi suçlamak isterlerse onu gerçekleştiriyorlar. On yıla mahkûm olan adam, banka soygunu sırasında İtalya'daydı. Ne zaman geldi de banka soydu?
Zeynel Abidin Bin Ali'nin kardeşi Fransa'da uyuşturucu olayına karıştı mı?
Evet!
Orada on yıla hüküm giydi mi?
Evet
Onu vermiyor değil mi Fransa'ya?
Çünkü kardeşi! Banka soygunu, kabul. Ama Zeynel Abidin Bin Ali'nin kardeşi zehir satıyor. Banka soygunu belki, devlet açısından kötü olabilir, ama bu zehir satıyor, Zeynel Abidin Bin Ali vermiyor!
Bana yaşam öykünüzü anlatır mısınız? Bunu Türk halkı da merak ediyor?
11 Nisan 1963'te Tunus'un içinde doğdum. Zengin bir ailenin çocuğuyum. Babam çiftçi. Yalnız size bir şey söyleyeyim, bunları anlatırsam onlara çok kötülük yapacaklar...
Söylemek islemediğini anlatmayabilirsin.
Peki anlatıyorum: Bizim ev on dört oda, altı kişi çok rahat yaşıyoruz. Zenginiz, bir derdimiz yok. Ne istersek alıyoruz. Beş yaşında okula gittim, ilkokulu bitirdim. Altı yıl bizde, sizdeki gibi değil. Ortaokulu bitirdim, sonra teknik okula gittim.
Okulda hangi dilde okudunuz? Arapça mı, Fransızca mı?
Fransızca, İngilizce, Arapça. Üç dil okuyoruz. Sonra çıktım, altı yıl elektrotekno mekanikte okudum. Mühendis oldum. Sonra Suudi Arabistan’a gittim, üç yıl çalıştım.